"Dermek", toplamak anlamına gelir Anadolu'da..
Şiirlerde, şarkılarda çok geçer.. Annemize Türkü'de "
Gelin çiçek derelim" der Muammer Sun mesela.. Aşık "
Saçlarına gül derer" sevdiği kızın.. Çiçek, her türlü çiçek dermeyi çok duydum da, "
Çörek derme"yi hiç bilmiyordum..
Onu da Sıtkı Ustam'ın, Çini'nin Picassosu Sıtkı Olçar'ın kızı Nida'nın cebime attığı e-mektuptan öğrendim..
Önce mektubu okuyalım mı?.
*
Merhaba Hıncal Abicim
Nasılsınız?
Size bugün asırlık bir gelenek olan "
Çörek torbası" gönderdim. Heyecanımıza ortak olmak için lütfen siz de bizim adımıza bir çocuğa hediye edin....
Rahmetli babam Denizli Yatağan'ın fahri hemşehrisiydi biliyorsunuz. Vefatının üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen bu bağı kopartmadı Denizlililer. Her yıl festivallerine davet ettiler. Ben de elimden geldiğince Sıtkı Usta'yı temsilen katıldım Yatağan Bıçak Festivali ve Yatağan Spor Gecelerine....
Her etkinlikte babamı coşkuyla andılar yaşattılar, sağ olsunlar, var olsunlar. Yaşatmaya devam da ediyorlar.
Yatağan'da bir "
Sıtkı Olçar Parkı" var üstelik..
Bayram öncesi "
Yatağan Gönül Birliği"nden Fatih Gündüz Bey bir mesaj yolladı bana. "
Asırlık geleneğimiz virüse yenilmeyecek yaşatılacak" diyordu.
"
Nedir bu gelenek" diye sordum?
"
Şeker Bayramı'nda çocuklar torbalarını alıp kapı kapı gezerler. Ev sahipleri onlara ufak hediyeler şekerler çikolatalar verir. Onları bu torbada toplarlar, çocuklar" dedi ve ekledi..
"
Bu yıl çocuklar çok üzgün.
Karantina yasağı yüzünden sokağa çıkmaları yasak. Bu nedenle biz bir sürpriz yapacağız. Onlara dolu torbalar dağıtacağız. Asırlık 'Çörek derme' etkinliği böyle yaşatılacak, bu sene.."
Ben de çocuklara size de yolladığım
"
Tohumlu yaşayan kalem"lerden
gönderdim, Yatağan'a.. Torbada bir
tuzumuz olsun diyerek. Çocuk kalemi
bitirdiğinde kalan ucu saksıya dikecek. O uçtaki kapsülün
içinde karaçam tohumları var. Onlar yeşerecek..
Yatağan Gönül Birliği Platformu'ndan kimi arabasını verdi, kimi dükkanını açtı, kimi torbaları dikti, el birliğiyle doldurdular torbaları ve ev ev çocuklara dağıttılar..
Tam 1750 evdeki çocukları sevindirdiler..
Ulaşılamayan çocuklar için de halen dağıtım devam ediyor...
"
Çocuklar bu yıl çörek deremeyecek. Biz onlara götürsek" fikrini gerçekleştiren Yatağan Gönül Birliği Platformu 1 torba sizin için, 1 torba da dedesinin adını taşıyan Küçük Sıtkı Olçar için hazırlandı. Afiyetle..
Selamlar Nida Olçar
*
Yatağan Festivaline, Sıtkı Ustam götürmüştü beni.. Sıtkı Usta, o festivalin ağalığını yapardı sık sık..
Bilirim.. Tam bir yerel kültür ve spor şenliğiydi.
Çörek derme ne güzel bir Şeker Bayramı geleneği..
Kendinizi o çocukların yerine koyun.. Karantina yasağı yüzünden evde hapis otururken size bir torba dolusu şeker, kurabiye, çerez, çörek geliyor.. İçinde de iki kalem..
Yaşayın Yatağanlılar.. Yaşayın "Gönül Birliği Platformu"nu kuranlar..
Ben kurşun kalemlerimin bitmesini bekleyemedim. Hemen diktim. Bahçede, oturduğum koltuğun hemen önündeki masanın üzerine koydum saksıyı ki, çimlenmesini, yeşermesini gün gün takip edeyim. 70 yıldır hayatımı kazandığım kalemler de önümde ölümsüzlüğe yürüyecekler.
Daha sonra büyük saksıya alacağım.
Daha sonra da bahçemin derinliklerine, toprağa dikeceğim. Karaçam tohumu onlar çünkü.. Ağaç olacaklar, devasa..
Gölgesinde kim bilir kimler oturacak..
Ama çevrecilik de bu değil mi, zaten?.
Daha çocukken anlatmadı mı, babam bana, 2 bin yıl yaşayan zeytin ağacının ekildikten 25 yıl sonra meyve verdiğini.. Hep babalarımız, dedelerimizin diktiği zeytinleri yemedik mi?
Dünyayı sevmek, doğayı, yeşili sevmek, kendinden çok gelecek nesilleri düşünmek, onlara güzel bir dünya bırakmak değil mi?.
Çocuklar yazabilsin diye, o kalemleri yapmak için kaç ağaç kestik, bu dünyadan?.
Şimdi Nida'nın kalemlerinden ağaçlar fışkıracak..
"Yaşayan Kalem" o demek, işte!.
O ağaçlar, Nida işte, Sıtkı Ustamı yaşatacaklar boy salıp, gölge verdikçe!.
Doğa aşığı Sıtkı Ustam bundan güzel yaşatılabilir miydi?.
***
50. Dünya Günü'nü yaşamışız!..
Salı akşamı Jimmy Fallon Tonight Show'u izlemek içini Beİn 04'ü tıkladım. Yıllardan beri izlerim.
Amerika'dan 2 gün sonra bizde yayınlanır. Türkçe alt yazı hazırlanması zaman alır da ondan.. Şakaları, esprileri çevirmek, yetenek ve zaman ister, kabul edersiniz.
Jimmy Fallon, karantina günlerinde, şovunu geleneksel stüdyosunda değil, evinde yapıyor. Günlük kıyafetle evdeki masasına oturuyor. Kameraman da eşi.. Konukları internetle görüntülü bağlanıyorlar. Zoom, ya da FaceTime..
Salı akşamı da öyle başladı. Jimmy "İyi geceler sayın seyirciler" dedi. Der demez fırladı yerinden. "Hemen dönüyorum" dedi. Bahçeye fırladı, ordaki asırlık ağaca sarıldı. "Dünya Günün kutlu olsun" dedi ve koşup masasına döndü.
"Bugün Dünya Günü" dedi. "Az daha unutuyordum." Sonra normal akışına döndü.
Ama bende bir merak..
Demek bir gün önce "Dünya Günü"nü kutlamışız, haberim bile olmamış. Ertesi gün hemen internetin başına oturdum ve Dünya Günü'nü soruşturdum..
22 Nisanmış Dünya Günü iyi mi?. Ve 22 Nisan'da çekilen "Tonight/ Bu Gece" şovunu Beİn, 2 Haziran'da yayınlıyor iyi mi?.
2 değil, 42 gün sonra..
Bilgi düğmesini tıklarım hep.. Üzerinde ne "Tekrar" yazıyor, ne de günlük, güncel şovu 1.5 ay sonra yayınlamanın özrü var..
Katarlılar, Türk insanını resmen "Eşek" yerine koyuyorlar..
"Koy önlerine, yesinler.." Bu nasıl bir ayıptır, Beyler.. Parayı bastırıp aldınız diye, bu kadar keyfi olmaya hakkınız var mı bu ülkede?.
RTÜK, seyircisini böylesine hiçe sayan bir yayın kurumunu uyarmaz mı?.
Peki, Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanlığı!..
İşte bu yazı CİMER'e açık dilekçe ve şikayet.. RTÜK'e de tabii, işe yararsa?!.
***
...Ve Dünya Günü!..
Gelelim Dünya Günü/ Earth Day'e..
Fikir, San Francisco'da 1969'da düzenlenen Ulusal UNESCO Dünya Konferansı'nda ortaya atılmış.
"Dünyamızın yaşamı ve güzelliğini kutlayarak, karşı karşıya kaldığı çevresel tehditlere dikkat çekmek amacıyla bir özel gün düzenlenmeli" demiş, John McConnel adlı çevre dostu aktivist..
Bir yıl sonra da, 22 Nisan 1970'te ilk Dünya Günü kutlanmış. Bu ilk kutlamalara Amerika'da yaklaşık 20 milyon insan katılmış.
Ülkede "Temiz Hava ve Temiz Su" yasaları çıkmış.
1990'dan itibaren de Dünya Günü, Amerika sınırlarını aşmış ve "Uluslararası" olmuş. 200'e yakın ülkede kutlanmaya başlanmış.
22 Nisan 2016'da da, İklim Değişikliği/ Küresel Isınma'yı belirli bir sınırda tutacak "Paris Anlaşması" imzalanmış.
Bizde de "WWF- Türkiye" organize ediyor, Dünya Günü'nü..
WWF, World Wildlife Fund/ Dünya Doğal Yaşam Vakfı demek.
Demek bu yıl, karantina gürültüleri arasında kaybolup gitti. Ya da ben, karantina devam ettiği sürece hiçbir haber kanalı ve ana haber izlememe, korona virüsünü kendi siyasal amaçları için kullanan "çirkin" gazeteleri okumama prensibim yüzünden (Ruh sağlığımı, keyfimi, neşemi bu kararıma borçluyum) farkında olmamışım.
Ama gecikmenin zararı yok.
Hıncal'ın Yeri, Dünya Günü'nüzü kutlar.
Ben de yazımı bitirince, ben de bahçeme çıkacağım, ağaçlarım ve çiçeklerime sarılıp, tüm bitkilerim ve kuşlarım, kedilerim, kirpilerimle bahçemde yaşayan tüm hayvanları kutlayacağım.
***
Tebessüm
Küçük John, pazar sabahı ailecek kiliseye gitmeye hazırlanırlarken sormuş..
"Baba!. Çocukken sen de kiliseye gider miydin?."
"Evet oğlum" demiş, babası "Her pazar, hiç kaçırmadan giderdim."
"Tahmin etmiştim" demiş Küçük John.. "Bahse girerim, bana da hiçbir faydası olmayacak."
Sevdiğim Laflar
Yaşamak!
Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret bizim!
Nazım Hikmet