Peki ya Avcı!..
Bir yanda Tanrı eksikliğini göstermesin, gazeteyi yaşatan reklamlar..
Öte yanda, hızla gelişen olaylarla bugüne dek itildi.
Bu ülkede bir futbol takımına en iyi futbolu oynatan Abdullah Avcı, döküldükçe dökülüyor..
Adeta "Ben şampiyon olmak istemiyorum" diye bağırıyor.
Bu ülkenin belki de tek sistem takımını elleriyle bozdu.. Yetmedi.. Beşiktaş maçını kaybetmek için kenardan ne yapmak lazımsa hepsini yaptı adeta..
O mekik gibi işleyen takımda, Robinho gibi kısa bir adamı santrfora koymak gibi bir garabeti seçerken, Adebayor gibi gibi bu ülkenin "oynayan ve oynatan" en iyi santrforunu keserek "harakiri" eylemine başladı.
Oysa transfer ettiği Robinho santrfor değil, santrfor arkası oyuncuydu. Yani ille biri kesilecekse, Mossoro kenara alınmalı, Robinho ile birbirlerini yedeklemelilerdi. Avcı Adebayor'u öyle unuttu ki, maçı kurtarmak için üç rezil değişiklik yaparken bile aklına gelmedi.
Önce durup dururken, Arda'yı oyuna aldı ve takımın en iyilerinden İrfan Can Kahveci'yi çıkardı. Arda henüz hazır değil Hocam, bu bir. Oynarsa, ya kanat oynar, ya da forvet arkası.. Senin takımında o anda iki yer de dolu. İkisi de iyi dolu hem de..
İkinci intihar hamlesi, Clichy ile çok iyi kanat akınları yapan, adam eksilten, şut atan Elia'yı çıkarmak oldu. Sandım ki, Arda'yı kanata almak için çıkarıyor. Meğer ne yaptığını ne yapacağını kimsenin bilmediği Demba Ba'yı alıp, takımı bir kişi daha eksiltmekmiş niyeti. Sol kanat da öldü tabii.
Üçüncü intihar hamlesi ise, sahada futbol fiilen bitmiş, her şey artık bireysel beceriye kalmışken, bu becerisi en yüksek Robinho'yu çıkarmak ve Napoleoni'yi sokmak oldu.
..Ve Beşiktaş kazanıp, yarışa girdi.
Medel'i sol bek olarak Vida önünde başlatma hatasından çabuk dönen Şenol Hocam ise, maçı mükemmele yakın yönetti. Medel sakatlandığında galip durumdayken ve mesela Necip gibi bir savunma adamı varken, hücuma dönük Kagawa'yı sokarak Başakşehir'in yüklenmesini önledi. Daha sonra Lens'in yerine de savunma değil, gol adamı Güven'i alarak topu rakip kale önünde oynamanın en iyi savunma olduğunu gösterdi.
Şenol Hocam, galibiyeti hak etti.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- En güzel manzara... İnsan!.. (23.11.2022)
- Türk ve Norveç Halk Müziği’nde ortak noktalar!.. (24.04.2022)
- Bugün için yazmak içimden gelmedi, inanın!.. (23.04.2022)
- Domenec Torrent, hoca moca değil!.. (22.04.2022)
- Pitbull dehşeti ve verilen komik ceza!.. (21.04.2022)
- Bravo Yıldız!.. Bravo Mevlüt!.. Önce ‘İnsan’, önce ‘Çocuklar’ çünkü... (20.04.2022)
- Ne mutlu bana Erol, sana değil, bana! (19.04.2022)
- Muhteşem Çeşme Projesi ve istemezükçüler!.. (17.04.2022)
- Bir muhteşem okul... Bir muhteşem sergi... (16.04.2022)
- “Türkiye’nin ne güzel yolları var” turu!.. (15.04.2022)