Tapulu Ada’yı alamayan (!) Mustafa Efendi!.
Kongrede ibra edilmedi ya..
O oylama aleyhine mahkemeye başvuruyor..
Rahatlıkla ibra olacağı bir kongrede, herkesin bildiği bin yıllık taktiğe mağlup ol.. 1700 kişiyle açılan kongrede bin kişi giderken, durumun nereye gittiğini görme.
Gören ve seni uyaranlara da aldırma.. 27, yazı ile yirmi yedi oyla kaybet.. Sonra hala bu kulübün başında kalmak için çırpın!.
"Hadi ordan" derler adama..
Efendim o avukatlar ordusu itiraz sebebi diye bula bula ne bulmuş şaşarsınız..
İdari İbra sonuçlarının kaydedildiği tutanağa, sayımın doğru yapılmadığı şeklinde şerh koydurmuş Mustafa..
Yahu daha "Şerh koyma"nın ne olduğunu bilmiyor, senin avukatların..
Bir tutanağa muhalefet şerhini, o tutanağı hazırlayanlardan biri koyabilir.
Taraflardan biri değil..
Mustafa Cengiz'in koydurduğu şerhi kaale bile almaz, mahkeme..
Yani Kongre, Dernekler Kanunu ve Galatasaray Tüzüğü'nün tüm maddelerine uygun yapılmış ve sona ermiştir.
Yani Mustafa Cengiz, tüzüğe göre kendisinin katılma hakkının bulunmadığı seçim kongresi kararını almak zorundadır. Almazsa, bir tek üye bile başvursa, kulüp kayyuma teslim edilir ve seçim kararını kayyum verir.
Yani..
"Çabalama kaptan ben gidemem" durumu..
Hakaret ettiği, eşek yerine koyduğu medyayı da arkasına almış ama "Hukuk"a karşı medya falan sökmez..
Galatasaray'ın sadece Türk değil, tüm dünya kulüplerini kıskandıran bir Ada'sı var.. dı..
Evet!. "Dünyayı kıskandırır.. dı.." Çünkü dünyada bir tek Boğaz var.. Dünya güzeli Boğaz.. Ve o Boğaz'ın içinde de bir tek Ada.. O Ada, Galatasaray'ındı işte..
Kulüp üyeleri hele yaz günlerinde Kuru Çeşme'den Ada'ya giderler, günü orada güneşlenerek, eğlenerek, yüzerek geçirirlerdi.
Bedavadan ucuza.. Kış geceleri de kapalı lokalde aileleri ve dostları ile eğlenirlerdi..
Sonra Özhan Canaydın rahmetli en büyük günahını işledi ve Ada'yı, Galatasaray Adası'nı, adını bile değiştiren "Su Ada" yapan bir karanlık adama peşkeş çekti. Adam, Ada'ya yerleşti.
Galatasaray kulübünü, yani mal sahibini mahkemelik duruma düşüren kaçak eklemeler yaptı. Adayı genişletti. Kaçak kapalı alanlar inşa edip, gece kulüpleri yarattı. Su Ada'sını Galatasaray üyelerine kapadı.
Özhan'dan sonra gelenler de bu "Kaçak İşleri" yapan ve kendisi milyonlar kazanırken kulübe üç kuruş kira ödeyen adamın önünde el pençe durdular, nedense(!)..
Ünallar, Dursunlar o adamın uşağı gibi davrandılar..
Camia baskısı ile açılan dava, Ankara'da takip edilmedi.
Buna rağmen kulüp lehine çıkan karara, Galatasaray Kulübü "Karar düzeltme" isteği ile itiraz etti, inanmazsınız..
Lehine karara, kulüp itiraz etti, işgalci yerine..
Mustafa'nın en büyük sözlerinden biriydi, Su Ada'yı yeniden Galatasaray Adası yapmak.. Ama karanlık adam onu da bağlamış olmalı ki, Ada'yı bir daha ağzına almadı. Divan Toplantıları'nda lafını etmedi. Ve de ettirmedi.
Divan Başkanı Eşref Efendi de, "Ada"yı konuşturmadı. Ada'yı konuşacağını bildiklerine söz bile vermedi.
Tüm Galatasaray camiasına ve kendilerini eşek yerine koyan adamın etrafında kenetlenen medyaya, en başta da Galatasaray muhabirlerine soruyorum..
Ada davası şu anda ne durumda içinizde bilen tek kişi var mı?. Ya da bilip de yazmaya cesaret eden?.
Varsa, bana bir mail atsın görelim..
Atamazlar, yazamazlar.. Çünkü korkuyorlar..
Neden?. Nedenini benim de bildiğimi biliyorsunuz değil mi?.
Ada'nın hukuki durumunu en iyi bilen adam Galatasaray Kongre ve Divan Üyesi Avukat Tayfun Akçay..
Mustafa Cengiz'e yalvardı..
"Dosyaları bana ver, takip edeyim" diye.. Yüzüne bakmadı Mustafa Efendi.
Konuşturmadı Divan Başkanı, hani Mustafa'nın yerine getirileceği söylenen Eşref Efendi de.. "Ada" lafından korkan Başkanlar bunlar..
Neden?.
Neden ha?.
Hepiniz mi sattınız Ada'yı..
Sessiz kalıp, unutturup bir emri vakiye getirip tapulu Ada'yı karanlıklara terk etmek mi istiyorsunuz?.
Galatasaray Adası'nı bu defa tapusuyla mı peşkeş çekiyorsunuz?.
Konuş Mustafa.. Başkansan eğer konuş..
Ada'yı açıkla..
Dava şu anda ne durumda?.
Kim takip ediyor, adını söyle.. Söyle ki o avukat çıksın ve sorularımıza cevap versin!.
Gizleme, saklama Mustafa!.
Ada'yı el altından satmadıysan, çık konuş!.
Hemen!. Bugün!.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- En güzel manzara... İnsan!.. (23.11.2022)
- Türk ve Norveç Halk Müziği’nde ortak noktalar!.. (24.04.2022)
- Bugün için yazmak içimden gelmedi, inanın!.. (23.04.2022)
- Domenec Torrent, hoca moca değil!.. (22.04.2022)
- Pitbull dehşeti ve verilen komik ceza!.. (21.04.2022)
- Bravo Yıldız!.. Bravo Mevlüt!.. Önce ‘İnsan’, önce ‘Çocuklar’ çünkü... (20.04.2022)
- Ne mutlu bana Erol, sana değil, bana! (19.04.2022)
- Muhteşem Çeşme Projesi ve istemezükçüler!.. (17.04.2022)
- Bir muhteşem okul... Bir muhteşem sergi... (16.04.2022)
- “Türkiye’nin ne güzel yolları var” turu!.. (15.04.2022)