Bir Futbol Federasyonu fiyaskosu!.
1957 yılından beri futbol yazıyorum.
Benzeri bir olay hatırlamıyorum..
Bir maçtaki bir penaltı kararı yüzünden koskoca Futbol Federasyonu toplanır mı?. Bizim telaşeler bugün toplanıyor, iyi mi?.
Ve Türk spor medyası da bu kararı alkışlıyor. Şaşmamak lazım.. Bu medyanın nerdeyse yarısı, zaten Federasyon Başkanı'nın şahsen sahip olduğu gazetelerden oluşmuyor mu?..
Tirajları nerdeyse tüm gazete satışlarının yüzde 70'ine ulaşan Federasyon Başkanının üç gazetesi Hürriyet, Posta ve Milliyet, hafta sonu attıkları manşetlerle, Konyaspor- Galatasaray maçının Orta ve VAR Hakemlerini yargısız infaz ettiler bile.. Reklamcının lafıyla "Proje haber" yapan gazeteler patron emriyle daniskasını yaparlar ve yaptılar işte..
Yani.. Federasyonun bugünkü toplantısı bir formalite.. Önceden verilmiş kararın altına imzalar atılacak ve maçın hakemi Hüseyin Göçek ile, VAR Hakemi Halis Özkahya'nın ipleri çekilecek..
O Özkahya ki, UEFA'nın biz dahil, üye ülkelere yolladığı Hakem Hocası Rosetti'nin, İtalya Ligi'ne VAR Hakemi eğitmek için seçtiği Türk..
Siz herhangi bir maçtaki hakem kararı yüzünden, o ülke federasyonunun toplantı yaptığını duydunuz mu hayatınızda?.
Ya da bir Uluslararası Maçtaki hakem kararı için FİFA ya da UEFA'nın toplantı yaptığını..
Hakemler de insandır. Hata yaparlar..
Bu hatalar hatta bazen şampiyonları, küme düşenleri değiştirir. Ama sistemde hakem kurumları vardır. Onlar işe el koyar ve genelde sorunu sessizce çözer ve "Hakemlik Kurumu" yara almadan olay kapanır..
Ama bu defa, kendisi zaten sarsıntı içinde olan ve yıkılması beklenen Federasyon, Galatasaray Kulübünden gelen tehditlere karşı koyamadı.
O tehdit meydan okumaları yapanları bir kez daha Ceza Heyetine sevk etmeyi göze alamadı ve güya zevahiri kurtarmak için bu "Toplantı" kararını alarak bir çuval inciri berbat etti.
Bundan böyle hangi maçın sahada biteceğini bana söyleyebilirler mi acaba?.
Her kaybeden kıyamet kopararak hakemlere saldıracak. Her defasında emsal göstererek Federasyondan toplantı ve taviz isteyecek.
Böyle bir ortamda Hakemlik Kurumu ayakta kalabilir mi?.
Hakem kendisini güvende hissedebilir mi?. Onu o maça atayan Merkez Hakem Komitesi'nin (MHK) arkasında olduğuna inanabilir mi?. Diyelim inandı. Bu toplantı ile MHK'nın da on paralık itibarı bırakılmadığına göre, hakeminin arkasında dursa ne olur, durmasa ne?.
Bizim çocukluğumuzda "Bu maç karakolda biter"diye bir deyim vardı. Şimdiden sonra deyim "Bu maç Federasyonda biter" olacak.
Peki bunun anlamı ne olacak?.
"Hakemliğe devam etmek, bu işten para kazanmak için maçlarda Üç Büyükleri kollayacaksın.
Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş sırasıyla kollayacaksın. Çünkü bu Federasyon, bu sıra ile bu Büyüklerin Federasyonu.." Ayni hafta içinde bir "Büyük Kulüp Destek Kararı" daha verdi Federasyon..
Ankaragücü- Beşiktaş maçını Kayseri'de oynattı. Gerekçe.. Ankara'daki sahaların durumu kötü.. Yahu bu sahalar 12 haftadır iyiydi de, lige verilen arada mı bozuldu?. Bu ülkede sahaları denetleyen kamu görevlileri yok mu?.
Hadi dalga geçtiler. Maç Ankaragücü'nün.
Ankara yerine kent tercih etmek onların hakkı.
Ankaragücü, Bursa'yı istedi. Federasyon reddetti. Ne hakla?.
Nejat Uygur Ustam sağ olsa, "35'e bakla" derdi.
Fikret Orman, Demirören'i "İntikam alıyor" diye fena sıkıştırdı ya.. Al sana Beşiktaş eyyamı..
Türkiye'de Futbol bugün aynen böyle yönetiliyor, Sevgili Okurlarım!.
Üç Büyükler her şeye egemen..
Küçükler de bir araya gelip güçlü olmayı beceremiyor ve Üç Büyükler Ligi'nde figüran olmayı kabulleniyorlar!.
Hele bu Fiyasko, bu Utanç toplantısından sonra figüranlıkları tam tescillenecek!.
***
YA BU PENALTI!..
Yani Erman ve Ahmet Çakar Hocamın yazılarını bu kadar merakla az beklemişimdir..
Trabzon - Fenerbahçe maçında, hakem Halil U. Meler, Trabzon lehine bir penaltı çaldı.
Kararı sonrası VAR hakemiyle uzun uzun konuştu ama VAR'a gitmeye, pozisyonu ekrandan izlemeye gerek görmeden, tekrar penaltı noktasını gösterdi.
Konya maçında Galatasaray lehine penaltı kararı veren Hüseyin Göçek de VAR hakemi Halis Özkahya ile uzun uzun konuşmuş, ama ekranda yeniden izleme gereği görmeden "Penaltı" deyince, ikisi de Türk spor medyası tarafından idam edilmişlerdi.
Erman ve Çakar Hocalarım en ağır eleştiri yapanların başındaydılar.
Dün sabah ikisini de heyecanla okudum. İkisi de ayni durumda, ayni uygulamayı yapan Halil Meler'i bu defa göklere çıkarmışlardı..
İkisi de penaltı pozisyonunda VAR'a gitme gereği görmeyişi üzerine tek kelime laf etmemişlerdi.
Bu nasıl bir standarttır, sevgili Hocalarım?.
Önemli olan uygulama mı, yoksa uygulamanın sizin fikrinize uyup uymaması mı?.
VAR nedir, nasıl kullanılır hala bilmeyen, federasyonun her gazeteciye yolladığı VAR broşürünü bir kere okumadan ahkam kesen Türk medyası genelde tartışmalı penaltının haksız olduğunu söyledi.
Ben katılmıyorum.
Bizim medyamız ayağa dalarak yapılan müdahalelerde hala "Topa dokundu ama" demeye devam ediyor. Hareket kurallara aykırıysa, topa dokunmak faulü kurtarmaz. Kafaya çıkarken, dirsekle omuza basıyorsanız, topa dokunmanız faulü önlüyor mu?.
Bizim futbolcularımız da hala öğrenemedi. Çünkü öğreten Hoca yok.. İşte kıyamet koparan Fatih Hocam bile ayni kafada çünkü. Rakibin ayağındaki topa dalarken, ona yakın taraftaki ayağınızı uzattınız mı, topa dokunsanız bile önce çelme taktığınız için, karar fauldür. Bu yorum, FİFA Kural Kurulu'nun yani Board'ındır. Benim değil. Van Basten'e aynen Serdar'ın hareketi ile yapılan müdahaleye hakem penaltı verince kıyamet kopmuş ve Board bu açıklama ile kararı doğru bulmuştu. Literatürde Van Basten Penaltısı diye geçen pozisyondur.
Burada, ayağınız rakibe değmese bile fauldür, çünkü kitapta "Çelme takmak ya da çelmeye teşebbüs etmek" yazar. Niye öyle yazar?. Çelmenin geldiğini gören rakip, düşmemek, ya da sizin ayağınızı ezmemek için refleks olarak zıplar ve dengesini ve pozisyonunu kaybeder de ondan..
Bu sebeple, nizami, yasal, kabul edilir dalış, dıştaki ayakla yapılabilir. İşte o zaman topa dokunmak durumu kurtarır, ancak. Sadece o zaman!.
Yani!. Hüseyin Göçek ve Halis Özkahya'nın ortak "Penaltı" kararları doğrudur!.
Karar ortak olunca da, orta hakemin (Halis Özkahya veya Halil U. Meler olması farketmez) VAR'a gitmesine gerek kalmaz.
İki hakem de "Penaltı" kanısındayken VAR'a gitmek, şovdur.
Tribünleri aldatma ve yatıştırma ve de mesela Fatih Terim'i susturma şovu..
Federasyon "Hakemler niye şov yapmadı" diye toplanıyor yani..
***
SAMET AYBABA!..
Samet Aybaba, benim için Haftanın Spor Adamı..
Akhisar önündeki yönetimi ile, bu ülkenin tüm hocalarına ders verdiği için..
Okan Buruk'a mesela.. Sivaspor'u hem de deplasmanda yenecek kadar güzel oynuyordu, Rizesi.. İleri geçince savunma tedbirlerine düştü. Çekildi, golü yedi.
Trabzon Fener'e nerdeyse 10 atacaktı. 2-0'ı koruma havasına girdi, Ünal Karaman Hoca. Rakip savunmayı hallaç gibi atan Yusuf ve Abdülkadir'i çıkarıp savunma ağırlıklı adamlar soktu. Trabzon sahasına adeta davetle yerleşen Fener'in beraberlik golü son anda direkten döndü.
Galatasaray, Aykut Kocaman usulü kapalı savunmayı bozacak golü atmışken, "Üzerine gitmenin tam zamanı" diyecek yerde yana geriye oyalama oyununa girişti.
Kendi yarı sahasında kaptırdığı toplarla Konya'nın golüne davetiye çıkardı. Yaratılan yapay "Penaltı gündemi" Fatih Hocamı ve Yönetimi, taraftarın ve tribünlerin sorgulanmasından kurtardı.
Samet Hoca'nın Bursa'sı ise, hem de deplasmanda 2-0 geriye düşmüşken 2-2'yi yakalayınca, "Son dakikalarda 1 puanı koruyalım" demedi.
Samet Hoca, rakibin nasıl paniklediğini görmüştü. Tam tersini yaptı.
Hücumu arttırdı. Stoper Chedjou bile kendi atağı ile rakip 18'e girip şut atarken, sol bek Latovlevici gole gitti. 3-2 öne geçince de çekilmedi Bursa.. Saldırdı ve "4"ü de buldu.
Oysa Cihat Hoca 2-0'ı 4'e götürecek hücumları sürdürseydi, skor ne olurdu acaba?.
Bu ders değilse, "Ders" nedir, Futbol Dünyamız!..
Yeni ders de değil üstelik..
Bin yıldır eskiler söylüyor.
"Korkunun ecele faydası yok!."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- En güzel manzara... İnsan!.. (23.11.2022)
- Türk ve Norveç Halk Müziği’nde ortak noktalar!.. (24.04.2022)
- Bugün için yazmak içimden gelmedi, inanın!.. (23.04.2022)
- Domenec Torrent, hoca moca değil!.. (22.04.2022)
- Pitbull dehşeti ve verilen komik ceza!.. (21.04.2022)
- Bravo Yıldız!.. Bravo Mevlüt!.. Önce ‘İnsan’, önce ‘Çocuklar’ çünkü... (20.04.2022)
- Ne mutlu bana Erol, sana değil, bana! (19.04.2022)
- Muhteşem Çeşme Projesi ve istemezükçüler!.. (17.04.2022)
- Bir muhteşem okul... Bir muhteşem sergi... (16.04.2022)
- “Türkiye’nin ne güzel yolları var” turu!.. (15.04.2022)