"Fatih Terim ve kaderini onun ellerine teslim eden Mustafa Cengiz el ele vererek Belhanda ve Feghouli'nin takımda kalma tezgâhını kurdular ve başarılı oldular" demiştim.
İşte gerçek meydana çıktı. "Efendim satmak için çırpındık, ama satamadık" dedikleri Feghouli ve Belhanda hem de yorgun argınlarken ilk 11'deler.. İşte 3 otuz paraya yolladıkları Gomis'in yeri hâlâ boş ve işte, Mustafa Cengiz, Ultraslan denen ne oldukları belirsizlerle resim çektirirken, Fatih Hocam'la da beş yıllık anlaşma yaptı.
Kulüp yönetmekten aciz, ama Aziz Yıldırım olmakta kararlı Cengiz, sırtını Ultraslan'a ve Terim'e dayarsa ölene dek başkan kalacağı hayallerinde..
Sevgili Belhanda'sı ve Feghouli'si yüzünden takımı ve futbolunu nerdeyse yok eden Fatih Hocamı bu hafta hezimetten Bursa Hocası Samet Aybaba kurtardı.
1-0'dan sona beşe giderdi maç..
Ama Samet Hoca, Galatasaray kanatlarını çökerten iki adamın ikisini de, hem Burak'ı, hem Yusuf Erdoğan'ı çıkardı ve geriye çekildi.
Mecburen Galatasaray da, Eren'in İsviçre yıllarında kalan bir muhteşem kafa şutu ile beraberliği kurtardı.
Yarın Schalke04 maçı olmasa, daha derin yazardım.. Tarihin en zayıf Alman Şampiyonlar Ligi takımı olan Schalke'yi normal Galatasaray Ali Sami Yen'de perişan etmeli.
Edecek mi?.
Göreceğiz!.
Ötesini de sonra konuşacağız!.
***
BEŞİKTAŞ ORMAN'DA GÖZ'E GELDİ!.
Başlığa şaşırdınız mı?.
Şaşırmayın.. "Ben de bu ülkenin hemen tüm gazetelerinin spor editörlerinin kapıldığı modaya uyayım" dedim de..
"Herkesin aklına ilk gelecek şey olduğunu bile düşünmeden, kelime oyunu ile manşet yapma" modası..
Oyunu, maçı, skoru boş verip, ille de "Kelime oyunu" yapacak zekâ(!)ya sahip olduğunu göstermek mesele..
Eee!. Beşiktaş yenildi. Kime yenildi..
Göztepe'ye.. O zaman al sana "Göz'e geldi." "Göz"ü büyük harfle yazar, kesme ile ayırırsan.. Hele "Göz"ü sarı, "e"yi de kırmızı basarsan, Muh- Te- Şem!.. Okur mest(!) olur.
Peki niye "Orman'da?." Fikret Orman lige verilen arada "Var"a, hakemlere ve Merkez Hakem Komitesi Başkanı'na giydir Allah giydirmedi mi?. Bu giydirme sonunda belli ki, Var da, Hakem Fikret Aydınus da sinmiş..
Var'da, Reis'in elle oynaması öncesi, sırtından itildiği açıkça görülüyor.. Ama balta girmemiş Orman'da, Fırat "Var"daki itmeyi göremiyor ne yapsın?. Hadi penaltı.. Oğuzhan atamıyor.
Orman'daki Aydınus, Beşiktaş hiç değilse berabere kalsın diye, sırtına forma giyip maç yönetiyor ama gene de kurtaramıyor Kartal'ı.. Niye?.
Eee!. Biz ne dedik?.
"Beşiktaş Orman'da Göz'e geldi.." Bundan iyi başlık olur mu?.
Hani bana alkış?.
Şimdi tabii, bir başlıkla bu kadar uğraşır, bu kadar kafa yorarsan, ötekilere pek kafa da kalmaz, vakit de..
O zaman aç çekmeyi.. Çıkar klişe başlık dosyasını..
Antalya mı yenmiş.. "Antalya, Alanya'ya acımadı.." Alanya yenseydi, "Alanya, Antalya'ya acımadı" olacaktı?.
Niye?. Sporda "Acımak" diye bir şey mi var?.
Hadi kümede kalmak için puan alması şart takımı yener de düşürürsün.. Tamam..
Ama ligin daha 9'uncu haftasında kim kime niye acısın ki?. Boş ver.. Tek sütun haber için kafa yormaya değer mi?. "Acımadı" başlığı hazır..
Bir de "Şok" başlığı hazır mesela..
Dün sabah benim gazetemde, okunması imkânsız, minnacık harflerle bir dişi haber. Tek sütun. Pertavsızla okudum. Sayfa çizerimiz Merve Çelik (İmzası tepede), gazetelerin bakılmak değil, okunmak için yayınlandığının farkında bile değil.. "Haber"i boş geçmiş.. Canı orda bir leke istemiş.
O zaman gelsin dişi yazı.. Bulsun okur Hıncal Efendi de bir büyüteç..
Bulamayan okumasın, ne yapalım..
Ne güzel sayfa ama..
Zemin mavi.. Yazı içinde sarı..
Vay ne muhteşem buluş.. Sarı lacivert olmalı tabii Fenerbahçe haberi.. Yani sesli olsa bir de cik cik ötecek. Başlığa bakın..
"Kanarya'da Tyler Ennis şoku!" Çıkın Bağdat Caddesine.
Önünüze gelene "Tyler Ennis kim" diye sorun bakalım kaç kişi bilecek?.
Yahu bu, sakatlığı ile Fener'i şoka sokacak kadar önemli biriyse, haberi tek sütun mu olur, 8 sütun manşet mi?. Küme düşme hattına kadar tepetaklak düşmek şoka sokmuyor Fener'i de, bu her kimse artık Tyler Ennis sokuyor öyle mi, o başlığı atan editör kardeşim Volkan Üstüyıldız?.
İlle de "Şok" mu arıyorsun?.
Şok, Beşiktaş'ta oysa..
Şenol Güneş'in kişisel duyguları, sempati, antipati ve nefretleri ve de inadı, Kartal'ın kanatlarını kırıyor..
İşte Quaresma nefreti?.
İşte mecburen oynattığı Vagner Love antipatisi..
İşte her fırsatta Fikret Orman sokuşturmaları..
Q7'yi 60 dakika kenarda tutuyor... Penaltıyı, penaltıcı Love'a attırmıyor. Kurtarıcı diye Mustafa Pektemek'i alarak, Fikret Orman'ın bu yılki, kaleciden santrfora yanlış transfer politikasını taraftarın gözü sokuyor.
Bu yüzden Beşiktaş maçı kaybediyor.
Umurunda değil..
Beşiktaş kaybediyor, "Dediğim dedik, çaldığım düdük" diyen Şenol kazanıyor ya, ona bakın siz!.
Beşiktaş göze mi geldi, gözden mi çıktı, ona bakın!.
***
SÖZÜM ALİ KOÇ'A..
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un "Yeni Fenerbahçe" ilkesinin sonuna dek yanındayım. Kulübü Aziz Yıldırım keyfiliği ve Aykut Kocaman zevksizliğinden kurtaran adam, Başkan benim için..
Yeni Fenerbahçe için zamana ihtiyaç var. Tamam.. Sabra ihtiyaç var.. Tamam..
Ama Aykut'un boşalttığı tribünlere yeniden dönen taraftarın tahammülünü de düşünmek lazım, Koç Başkan!.
Zamana ve sabra en çok ihtiyacı olan adam, Teknik Direktör Cocu ama, sabırları zorlayan da o..
Çift santrforla oynamasına itirazım yok.
Adam inandığı futbolu oynatıyor..
Ama bak Başkan, o Frey'i içerdeyken, Valbuena'yı dışarda tutma inadı ve ısrarı ne?.
Frey kaç maçtır, on paralık oynuyor mu?. Oysa Valbuena'yı dünya biliyor..
Niye Frey içerde?. Çünkü, Cocu'yu getiren Comolli transfer etti onu. Oysa Valbuena "Tu kaka!." Cocu'ya söyle.. "Comolli aldı" diye, Frey'lerde, Reyes'lerde boşuna direnmesin..
Fener'in genç oyuncusu Barış, ruhu, inancı, direnci ve yeteneği ile içerde takımı ateşler. Kanatta ziyan etmesin bu genç adamı.. Forvet arkası oynatsın. Hem golcü, hem oyun kurucu.. Görsün bakalım neler değişiyor.
Valbuena kenarda otururken, İsmail Köybaşı'ndan sol kanat oyuncusu yaratmaya kalkmasın. Ezberleri bozsun.
"Yeni" olsun. "Yaratıcı" olsun..
Hiçbir şey için geç değil Başkan..
Hiçbir şey için geç değil.
Yeter ki, Cocu silkinsin!. Bu Aziz Yıldırım medyasına ve Comolli'ye göre değil, aklına, mantığına, gördüğüne göre yönetsin takımı..
Hepsi o!.