Galatasaray'ın sonu geliyor, çünkü Dursun geliyor.. Kulübü batıran Dursun, 26 Mayıs Kongresi'nde yeniden başkan seçilecek. Ne yazık ki gerçek bu..
Saçma sapan transferlere ve bu transferleri kulübe getiren menecerlere milyarlar ödeyen Dursun, kaldığı yerden devam etmek için tüm önlemleri aldı.
Bu konuda fevkalade başarılı olduğunu söylemek mümkün..
Öyle insanları susturdu kenara çekti, öyle insanları yanına aldı ki, kendimden şüphe ederim, onlardan etmezdim.
Mesela Taner Aşkın..
Dursun hakkında Divan'da, geçiniz, artık yüzü olmadığı için uğramaz olduğu salı toplantılarında söyledikleri kulaklarımda.. Bana verdiği dosyalar masamda..
Bu Taner Aşkın, yani Dursun'un Galatasaray'ı mali bakımdan nasıl çökerttiğini en iyi bilen adam şimdi Dursun'un listesinde 1 numara..
Taner'i bile ayarlayan, başkalarını ne yapmaz?.
Şimdi seçime dört aday giriyor..
Laf.. Seçime 2 aday giriyor. Mustafa Cengiz ve Dursun Özbek..
Öbür ikisi, Fatin ve Ozan kazanamayacaklarını bile bile aday oldular. Amaç belli.. Mustafa Cengiz'in oylarını bölmek ve Dursun'un yolunu açmak..
Galatasaray Başkanı iki dereceli seçimle belirlenmiyor, Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi. Tek tur. En fazla oy alan kazanacak.
İkisi yüzde 25, birisi yüzde 24.5 alsa, yüzde 25.5 alan kazanacak.
Şimdi söyleyin bakalım bu bölünme kime yarar?.
Galatasaray Başkanlığına aday olacak kadar iddialı bir isim bu basit gerçeği bilmez mi?. Bilir tabii. Bile bile giriyorsa, bu ne demek?.
Hiçbiri inkâr etmesin..
"Ben gizli Dursuncu, onun fedaisiyim. O kazansın diye oyları bölmeye geldim" demek. Çocuklar bile anlar.
Anlayın bunlardaki Galatasaray sevgi ve aşkını..
Dursun'un askerlerinin ne olduğunu Divan'da ve Mali Kongre'de gördük. Onun kilit oyları var.. Nasıl kilit bunlar, peki?. Konuşturmayın beni.
Bu kilit oyları geçmenin yolu, Dursun'un karşısında bloklaşmak, bölünmek değil.
Ama Ozan ve Fatin diye, 1981'den beri İstanbul'da yaşayan 60 yıllık bir gazeteci olan benim bile adlarını ilk defa duyduğum, yüzlerini görsem tanımam iki zat, bile bile, alenen, resmen oyları bölmek ve Dursun'u kulübün başına getirmekte anlaştılar. Yaptıklarının anlamı bu.. İnkâr edemezler.
Bu durumda Galatasaray'ı Dursun felaketinden kurtarmanın tek yolu kalıyor..
Dursun'un askerlerini geride bırakmanın tek yolu, Kongreye en az 7 bin üyenin gelmesi.
Gelirler mi?. Bugüne kadarki katılımlara bakarsanız, mucize olur.
Yani, Galatasaray'ın işi mucizeye kaldı..
Yarın devam edeceğim. Çünkü konu Galatasaray'a Şampiyonluk keyfini dahi yaşatmayacak kadar önemli..
********
BARÇA, NİYE BARÇA?.
Barcelona, kazandığı Kupa ile Iniesta'nın jübilesini birleştirip bir tören düzenledi. 45 dakika falan sürdü ama "Barça niye Barça" sorusuna cevap vermeye yetti.
Benim gibi hayat boyu Real Madrid'i tutmuş bir adamı bile göz yaşlarına boğdular ya..
Öylesine duygusal bir gece hazırlamışlardı ki.
Başta Messi, tüm takım sırtında 8 numara ve Iniesta yazan formalarla sahaya çıktı. Sadece yanlarında, kucaklarındaki çocuklarında kendi formaları vardı.
Nou Camp hoparlörlerinden "Ebedi Inistea"ya teşekkür konuşması yapılırken, Iniesta hüngür hüngür ağlıyordu. Iniesta konuşurken de Suarezler, Messiler.. Bütün takım.. O sırada ekran başında ben de ağladım işte.
Nasıl duygusal, nasıl hüzün dolu coşku gecesiydi o..
O gece orda 8 numara giymiş Iniestalar arasında Arda da olacaktı. En çok da o hak edecekti 8 numarayı.. Çünkü onu Atletico Madrid'den, Barça'ya, jübileye hazırlanan Iniesta'nın yerini doldursun diye almışlardı.
Ama Arda önce yaşamı ile Barçalı olamadı. İstanbullu gibiydi hep. En ufak tatilde İstanbul'a kaçıyor, Barcelona'da tüm boş vakitlerini İstanbullu dostlarıyla geçiriyordu.
Nou Camp tribünleri bu yaşam tarzından, bu Arda'dan nefret ettiklerini, anketlerde gösterdiler.
Sahadaki Arda da hiç bir şey gösteremedi. Hiçbir risk almadan orta sahanın ileri, gerisinde 30 metre içinde yürüyerek ve aldığı topu en yakınına atarak oynamayı futbol sandı. Oysa o topu oynayacak en az 100 çocuk ve delikanlı Barça Alt Yapısında vardı.
Iniesta stattaki on binler, ekran başındaki milyonların gözyaşlarıyla uğurlanırken Arda herhalde Bebek Kahve'de tavla oynuyor, kendisini bitirecek son zarları atıyordu.
Ben Arda olsam, onca zaman takım arkadaşım ve kaptanım Iniesta'nın jübilesine gene de gider, gene de tribünde bir yerlerde olurdum.
O zaman yeniden "Arda olma" umudu olurdu zaten..
Atletico Madrid'e, ordan Barça'ya giden Arda olurdu, o zaman!..