Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki Türkiye Kupası final maçının son dakikasına girilmişti. Favori Fenerbahçe 3-1 yenik durumdaydı ve kupayı artık kaybetmişti. Galatasaray Hocası Mustafa Denizli, o gün harika bir maç çıkaran, oyun kurucu olarak iki gol attırıp, bir de gol atan Sneijder'ı alkışlatmak için kenara alırken, Fenerbahçe'nin genç oyuncusu Uygar Mert, Hollandalı'ya koştu. Elini tuttu.. "Hayalimdeki futbolculardan biriydiniz. Sizinle oynamak zevkti. Ne kadar mutluyum bilseniz" dedi..
Hayali bir sahne tabii. Bu ülkede hep hayal olarak kalacaktır, bugünün utanç veren spor yöneticileri sayesinde..
Ama dünyanın bir başka ülkesinde bire bir yaşandı.. Şimdi, olayda gerçek isimleri yerli yerine koyalım..
Amerika'nın en büyük spor olayı
Super Bowl finalinin bitmesine dakikalar kala, Denver Broncos, favori Carolina Panthers önünde 24-10 galip durumdaydı. Amerikan Futbolunda en önemli adam, Quarter Back denen oyun kurucudur. Denver oyun kurucusu 39 yaşındaki efsane
Peyton Manning, belki de spora veda maçında muhteşem oyun çıkarmış, zaferde baş rolü oynayarak, En Değerli Oyuncu seçilmişti. Koçu onu alkışlatmak için kenara alırken, Carolina'nın genç oyuncusu
Josh Norman, koşarak Manning'in yanına geldi.. Ellerine sarıldı ve "Hayalimdeki futbolculardan biriydiniz. Sizinle oynamak zevkti. Ne kadar mutluyum bilseniz" dedi. Amerikan televizyonları o gece "Maçın en güzel anı" diye bunu anlattılar..
***
Super Bowl için "Dünyanın en büyük spor olayı" diyenler çoktur Amerika'da.. Geri kalanların televizyon başına koşma sebepleri ise devre arasındaki muhteşem gösteriler ve seyirciler arasındaki dünya ünlülerini yakalayabilmektir.
50. Super Bowl, Amerikan Televizyon tarihinin en kalabalık üçüncü seyircisini topladı.
119 milyon kişi ekran başındaydı. Dünyada izleyenler ise, 200 milyona ulaştı.
Maçı yerinde izlemek isteyenler, son gün ikinci el bilet satan gişelere, en ucuz yer için 3 bin dolar (15 bin lira) ödediler..
Ama esas şenlik ekran başında ve sonrasında verilen partilerdeydi. Maç sonunda 40 milyona yakın parti verildi. En az 80 milyon insan da bu izleme ve sonrası partilerine katıldı. Partiyi verenler, konuklarına maçı en iyi teknolojiyle izletmek istediklerinden 9 milyon yeni televizyon satıldı.
Super Bowl,
Amerikan ekonomisinde tam 15.5 milyar dolarlık bir hareketlilik yarattı. İzleyiciler yiyecek, içecek, üzerlerine giyecek forma, şapka, kaşkol benzeri takım malzemeleri ve salon süslemeleri için adam başı ortalama 82 dolar harcadılar..
48 milyon Amerikalı Super Bowl için evine yemek ısmarladı. 12 milyon Amerikalı barda veya restoranda izledi.
Domino 12 milyon dilim pizza sattı.
Seyirciler, maç boyu
13 milyar tavuk kanadı yediler.. Bir daha yazalım.. 13 milyar.. Yanlış yok.. Milyon değil.. Tam 80 milyon kilo yağda kızarmış et..
60 milyon kilo da avokado..
Dahası.. 140 milyon dolarlık patates kızartması, 90 milyon dolarlık Amerikan fıstığı, 93 milyon dolarlık abur cubur, 5 milyon dolarlık meyve, 22 milyon dolarlık karides kokteyli, 20 milyon dolarlık mısır çipsi tüketildi.
Maç günü tüketilen bira ise, tam
bir milyar litre.. Ne demek bilir misiniz?. 500 (Beş yüz) Olimpik havuzu doldurur.
Sadece stadyumda 40 bin sosisli satıldı. O sosisleri uç uca koysanız, 14 Empire State binası kadar yükselir.
Maçın ertesi pazartesi, 16.5 milyon Amerikalı iş yerine telefon edip hasta olduğunu bildirdi. 7.5 milyon Amerikalı da işe geç gitti.
Ünlü rapçi Jay-Z devre arasında şov yapan eşi Beyonce'ye 10 bin kırmızı gül gönderdi.
San Francisco, Los Angeles'ta Rolling Stones, Playboy gibi dergilerin verdikleri maç sonu partilerine katılmak isteyenler 20 bin dolar giriş ücreti ödediler..
Okurken bile güzel değil mi, dostlarım.. İşte spor bu..
Sporun güzelliği, keyfi, neşesi, coşkusu bu.. İnsanları yaklaştırması bu..
***
Ayni tarihlerde bizde..
Fenerbahçe hem de Türkiye Kupası çeyrek finali için gittiği Diyarbakır'da beş kuruşluk ekonomi yaratmadı. Çünkü maçı federasyon Diyarbakır, valilik de Fener seyircilerine yasaklamıştı. Maç seyircisiz oynanınca, Diyarbakır'a kimse gelmedi. Tek bilet bile satılmadı. Oteller, restoranlar, kente milyonlar bırakacak bir maçta, bomboş kaldılar.
Selim Usta'nın o muhteşem "Kaburga Dolması"nı, Diyarbakır tavayı, ızgara ciğerle kahvaltıyı kimseler yapamadı..
Başkanı Diyarbakırlı olan Fenerbahçe, Diyarbakır'a maç sabahı gitti, maçtan sonra da hemen döndü. Orada bir gece bile geçirmedi.
Fenerbahçe Başkanı, kim bilir kaçıncı defa ceza heyetine verildi ve Galatasaray'a hakaret ettiği için 45 gün ceza aldı. O başkan yüzünden bu ülkede derbi maçlarına yıllardır deplasman seyircisi alınmıyor.
Orada medya, sporun güzelliklerini, coşkusunu anlatıyor durmadan.. Bu yüzden bu müthiş ilgi doğuyor. Bu yüzden onlar da gazetelerini milyonla satıyorlar.
Bizim medya, çirkinlikleri, rezillik, iğrençlik, kin, nefret ve öfkeleri manşet yapıp, hep çirkinlikleri anlatıyor. Yıldızları yiyip bitiriyor. Arda gibi, Burak gibi tüketip kaçırıyor. Bu yüzden kendisini de okunmaz hale getiriyor.