Alman usulünden de beter mi?.
Burada bir duralım da, parantez açalım..
Joe Biden hayatında ilk defa bu kadar ciddiye alındığı için Türk medyasına teşekkür borçlu herhalde..
Amerikan'ın en dalga geçilen adamı o.. "Ciddiye alınmıyor" demek bile fazla.. Adam bir şey yapmıyor çünkü..
Obama, en protokoler, yani sadece görünmesi gereken işleri ona bırakıyor, o da yollandığı yere gidip el sıkıyor, hepsi o..
Amerikalılar Eisenhower için "Amerika'nın Başkansız yönetilebileceğini ispat etti" derler. Biden de Başkan yardımcısının gereksiz olduğunu kanıtlayanlardan..
Doğru dürüst yaptığı tek iş, komedyenlere malzeme olmak.. Biz bu adamı ciddi ciddi tartıştık. Onun üzerine Türk- Amerikan diplomasi yorumları yapmaya kalktık yahu..
Neyse..
Ahmet Hakan, bu yemeğin ayrıntılarına ulaşmış. Biden kendisi ve torununun 308 lira hesabını ödemiş.
Damat 163 liralık hesabını kendi ödemiş.
Diyor ki.. "Yıllardır milletçe yadırgadığımız 'Alman Usulü'nün bile kendine göre bir iç tutarlığı falan var.. 'Biden usulü'ne gelince..
Allah düşmanımın başına vermesin.."
Yıl 1977.. Holly ile Arizona'da evlendik, annesi öyle istediği için. Sonra Nevada'ya babasına yollandık. Baba, Türkiye'de bıraktığı kızını tam yedi yıldır görmemiş.. Holly ile tanıştığımızda, Ankara'daki Amerikan Arkeoloji Enstitüsü'nde bir ranzada yatıyordu ve sonra bana söyledi.. 10 günden beri boğazından sıcak lokma geçmemişti.
Bana da iş istemek için gelmişti zaten..
Babası Amerikan ölçülerine göre dahi üst düzey bir refah seviyesinde yaşıyordu, gördüm ki.. "Bu adam ayda 100 dolar gönderse (Yüz dolar çok önemli paraydı o yıllarda..) kızcağız sürünmezdi" diye düşünmüştüm, Reno'da golf kulübünün bahçeleri içindeki muhteşem villayı gördüğüm zaman..
Geldiğimiz akşam, yıllardır görmediği kızı ve damadı şerefine bir yemek düzenledi, kayınpeder.. Reno'nun en lüks, en pahalı restoranına gittik.. Harika bir yemek yedik..
İki gün geçti.. "Bu defa da biz, sizinkileri davet edelim" dedim.. "Ayıp oluyor.."
Cebimizde hepsi hepsi 800 dolar var..
Kuruşumuz kıymetli oysa.. Türkiye'de her şey yok. Orada her şey var.. Holly Amerikan Askeri Teşkilatının okulunda çalışıyor diye, her şeyi askeri posta ile bedava yollama şansımız da var..
Holly "Çok iyi olur" dedi.. Kesemize göre mütevazi bir lokanta seçti. Kalktık gittik.
Dördümüz..
Dördüncü, Fred'in (Kayınpeder) yeni eşi Norma..
Yemeği istedik.
Hesabı istedim.
Ödedim.. Çıktık..
Ertesi gece cuma. Aile toplanırmış cumaları.. Fred bizi bir daha yemeğe çağırdı. Bu defa, öbür kızı ve damadı da bizimle beraber.. Altı kişiyiz..
Yemeği yedik. Garson geldi. "Hesap nasıl olacak" diye sordu..
Fred eliyle, Holly ile beni işaret etti.. "Dördümüz bana.." Öbür kızını ve damadını işaret etti.. "Bunların hesabı da onlara.."
Sonra bana döndü.. İzah etti. "Dün gece sen bize ısmarladığın için, sizinkileri bu gece ben ödüyorum.."
Aklım durdu.. Adam istese o lokantayı satın alır, ama kızının ve damadının hesabını ödemiyor..
Bize, jestimize karşı jest yapıyor, sadece..
O gece karar verdim ki, "Ben bu ülkede yaşamam.."
Yıllar geçmesi gerekti, bunun American Way of Living'in yani, Amerikan usulü yaşamın geleneksel bir parçası olduğunu öğrenmem için..
O Amerikan yaşamında başka şeyler de vardı mesela..
Senede iki gün, kutsaldı, aile için..
Kasımdaki "Şükran/ Thanksgiving Day.."
Aralıktaki Noel/ Christmas!..
Ailenin en büyüğünün evinde toplanmaktı gelenek.. Dede ile Nine'nin evinde, tüm çocuklar ve torunlar.. Nerede olurlarsa olsunlar.. Amerika bir ucundan ötekine uçakla 6 saat.. Kasım aralık, kara kış..
Ama toplanırlar, biliyor musunuz?.
20 kişi, 30 kişi hatta, toplanırlar..
Damatlarına yemek ısmarlamazlar ama o iki gün bütün aile en büyükte toplanır..
Gelemeyen dünyanın neresinde olursa olsun, telefonla arar. Herkesle konuşur..
Noel'de bir ikinci iş daha yapılır. Gelen herkes, herkese bir hediye getirip, çamın altına koyar. Ev sahibi zaten herkes için birkaç paket hazırlamıştır.
Hediye paketlerinden çam görünmez olur, öylesi..
Aile bağının ne olduğunu görmeniz için bir Noel, bir Şükran Günü yaşamanız lazım Amerika'da..
Şimdi ben Ahmet Hakan'a sorayım..
O iğrenç mesajlaşmayı geç. Tıkla yüz bin kişiye gitsin.. Onu sayma..
Şeker ve Kurban Bayramlarında, Yılbaşlarında kaç kişiyi telefonla aradın?.
Ailen bir yerde toplandı mı?. Kime ne hediye ettin?. Ve de tersi.. Seni kaç kişi ziyaret etti?. Telefonla arayıp sesini duyurdu?. Hediye verdi?. Doğum gününü kaç kişi biliyor?. Seni en son kaç kişi kutladı, öperek, ya da sesle.. Mesajla, o iğrenç mesajla değil..
Büyük ailen hiç toplandı mı?.
Cenazeler dışında bir araya geliyor musunuz?.
Şimdi söyle bakalım, "Biden usulü'ne gelince.. Allah düşmanımın başına vermesin" diyor musun hala.. "Param yok, damadımla, kızımı çağıramam" diye acı acı düşünmekten ve aile toplantısından vaz geçmektense, "Herkes kendi hesabını öder"i gelenek yapıp, aileyi cüzdanlara bakmadan toplamak da bir tarz olabilir mi, acaba?.
Biz, dedem, anneannem, babaannem, babam ve annem tarafından "Aile sevgisi, aile bağlılığı" çok iyi öğretilerek büyütülmüş bir aileyiz. Hepsi ölüp, dört kardeş Ankara'da dört ayrı evde yaşarken Holly girdi hayatımıza ve bize Amerikan Yaşam tarzından çok şey öğretti.
Hiçbir doğum günü, evlenme yıldönümünü kaçırmamayı öğrendik en başta.. Her bayram, her yılbaşı, hediyelerle buluşmayı öğrendik..
Onunkiler Noel ve Şükran Günü'ne de biz uyduk..
Kasım ve aralık battığımız aylardı, bu yüzden. Kasımda benim doğum günüm.
Holly'nin, hatta Abant'ta ayarladığı sürpriz partiler..
Şükran günü de kasımda.. Aralık başı, onun doğum günü:
Noel gecesi. Yılbaşı gecesi, hep aralık..
Yemekleri daima Holly hazırlardı, px'ten hindi alıp.. Bütün hediye paketlerini de o yığardı.
Tüm masraflar benim 1200 liralık, onun bin dolarlık aylık bütçesinden.. Kendimize gelmemiz, martı bulurdu. Ama nasıl mutlu bir aileydik Ahmet!. Sorun bile olmazdı o sıkıntı.. Darda kalırsak, nasılsa kardeşler var!.
İyi bilmeden kestirip atmamak lazım!..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- En güzel manzara... İnsan!.. (23.11.2022)
- Türk ve Norveç Halk Müziği’nde ortak noktalar!.. (24.04.2022)
- Bugün için yazmak içimden gelmedi, inanın!.. (23.04.2022)
- Domenec Torrent, hoca moca değil!.. (22.04.2022)
- Pitbull dehşeti ve verilen komik ceza!.. (21.04.2022)
- Bravo Yıldız!.. Bravo Mevlüt!.. Önce ‘İnsan’, önce ‘Çocuklar’ çünkü... (20.04.2022)
- Ne mutlu bana Erol, sana değil, bana! (19.04.2022)
- Muhteşem Çeşme Projesi ve istemezükçüler!.. (17.04.2022)
- Bir muhteşem okul... Bir muhteşem sergi... (16.04.2022)
- “Türkiye’nin ne güzel yolları var” turu!.. (15.04.2022)