HİLÂL KAPLAN

Tâbiîn...

Sahâbe efendilerimizi Müslüman olarak gören ve Müslüman olarak ölenleri ifade eden Tâbiîn kelimesi, Müslümanların nezdinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Biz Allah Rasulüne (s.a.v.) salavat getirirken Sahabe ve sonrasındaki Tabiin nesline de muhakkak selam yollarız.
Bu isim artık hafızamızda başka bir pencere daha açacak çünkü 10 Ağustos tarihinde Gazze'de Et Tâbiîn Okulunda, terör örgütü İsrail tarafından gerçekleştirilen katliamda 100'den fazla Müslüman şehit düştü. Sabah namazı kılmak için toplanmışlar ve namaza durmuşlardı.
Silahsız oldukları bilindiği halde ABD'nin sağladığı füzeler ile canavarca katledililer. Bazılarının cesedinden sadece et parçaları kaldı ve bir poşetin içine konularak ailelerine teslim edildi. Filistin Direniş Hükümeti şehit olanlar arasında bedenlerine ulaşılamayan insanlar olduğunu açıkladı.
Artık şunu kabul etmemiz gerekiyor, bu sorunu çözmek için Müslümanlar olarak sağa sola bakmadan öne çıkmamız gerekiyor. Çünkü dün Srebrenitsa'da, Irak'ta, Suriye'de Batılı ülkelerin bize tekrar tekrar anlattığı bir gerçek, Filistin'de bir kez daha tekrar etti; Müslümanların öldürülmesi uluslararası sistem için yeni Müslümanları öldürmeye araç olmayacaksa önemsiz bir ayrıntı.
Uluslararası hukuk, insan hakları, savaş hukuku ve daha pek çok yaldızlı kelime Müslümanların öldürülmesini ve sessiz kalmasını güvence altına almak için dolaşıma sokulmuş argümanlar.
Öyle olmasaydı 7 Ekim Aksa Tufanı Harekatı gerçekleşmezdi. Gazzeliler en temel insan haklarından bile mahrum bir şekilde yıllardır ayakta kalmaya çalışmazdı. Dünyada gerçekten evrensel bir hukuk olsaydı Gazze'de 7 Ekim'den önce ilaç bulamadığı için çocuklar ölmez, kendi ülkelerinde mülteci konumundaki Filistinliler türlü bahanelerle öldürülmezdi.
7 Ekim Aksa Tufanı Harekatı aslında Filistinli kardeşlerimizin bize "evrensel hukuk, insan hakları, demokrasi vb. kelimeler bizim öldürülmemizi meşrulaştırmak içim uydurulmuş kelimelerdir" çağrısıydı.
Bugün ortaya çıkmıştır ki sadece bu kavramlar değil, hayatımızı kolaylaştıracağı söylenen internet şirketleri bile gerektiğinde bizi öldürmelerini kolaylaştıracak bir enstürmana dönmektedir. En basta karşımızdaki düşmanlar bizi insan olarak bile görmüyordu.
Bu gerçeği kabullenmemiz gerekiyor. Bu kabullenme bize içinde bulunduğumuz girdaptan çıkış yolunu gösterecek. Tabiinin izinden gittiği sahabenin büyüklerinden Saad bin Ebi Vakkas'ın (R.A.) Sasani ordusunun komutanına söylediği "Sizin dünyayı sevdiğiniz kadar ahireti seven bir orduyla geliyorum" cümlesini kuracak seviyeye gelmemiz gerekiyor.
Yoksa bugün Gazzelilere evlatlarının cesetlerini poşetle taşıttıran medeni ve özgürlükçü ülkeler yakında vatanımızda da bize bunu yaşattırmak için harekete geçecek.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.