Dünya için sarsıcı bir geçiş dönemindeyiz...
Bu yaz çok sıcak geçecek...
Hiç lamı cimi yok!
Siyaset, finans, sosyal sistemler için fırtınalı bir mevsim...
Ama anlamak istemeyenler veya kafa karıştıranlar çok...
Hele medyamız bambaşka bir âlem...
***
Dün İsrail'in kuruluş günlerinde Türk matbuatında meseleyi Araplar ile Yahudilerin ihtiras çatışmasına bağlayan başyazarlardan örnek vermiştim...
Yerim yetmediği için almadığım dönem basınının başka aymazlıkları da var aslında;
"Araplar iki günde Yahudileri tepeler" diye düşünenler, İsrail'in
"komünist bir ülke" olacağından şüphelenenler falan...
Bunları konuşurken bir dostum dedi ki:
"Bizim
'Bundan bir şey çıkmaz abiii' tavrımız var ki, büyük gelişmeleri,
geri dönüşü olmayan tarihi aşamaları doğru kavrayamıyoruz."
Böyle deyince...
İkinci Dünya Savaşı'nın çıkışı öncesinde, Berlin Duvarı'nın yıkılışı ve Sovyetler'in çözülüşü sırasında basınımızın ve insanımızın hâllerini düşündüm; dostum haklıydı.
***
Benim izlerken ağzım açık kalıyor: Şu an
içine girdiğimiz global krizi Trump'ın "artizlikleri" olarak görüp kahkahalara boğulan ekran çubuklularımız var...
Ama mesela...
Rusların yeni kuşak düşünürleri kendi medyalarında şunu sorguluyorlar:
"
İzlediğimiz sahne aslında İngiltere ve ABD emperyalizmlerinin ayrışma süreci mi? Sancının ve finans sisteminin göbeğine sokulan parmakların ana sebebi bu mu? Sovyetler'i çökerten
bu ittifak şimdi yeniden ayrışıyorsa, yeni
Rusya'ya bakışları da farklılaşacak mı?"
Peki biz ne yapıyoruz?
Bizde böyle tartışma ve sorgulamalara rastlıyor musunuz?
Ne gezer!
***
Şimdi aklıma rahmetli Birand'ın şu yazdıkları geldi:
"Moskova'da temsilci olduğum dönemde, SSCB Dışişleri Bakanlığı'nda Safrancuk adlı bir genel müdür vardı. SSCB'nin son günlerinde tesadüfen karşılaştık. Emekli olmuştu. Bana dedi ki, 'Birand, sözümü unutma. Pandora'nın kutusunu açtınız. Ancak ileride, özellikle Türkiye gibi ülkeler üç nedenle pişman olacaklar. Bir, tümüyle Amerikan hegemonyasının altına girecekler. İki, etnik kavgalar başlayacak. Üç, din unsuru ön plana çıkacak ve uluslararası ilişkileri etkileyecek."
***
NOT DEFTERİ
Gök altında olan her şeyin bir vakti vardır; doğmanın vakti, ölmenin vakti, aramanın, bulmanın, yitirmenin vakti vardır. (KEMAL TAHİR / Devlet Ana)