Baştan tek tek bakalım...
Neye?
ABD'nin sürekli savaş durumuna...
Dünyayı sürekli sıcak tehdit altında tutarak kendisini "soğuk" tutuşuna...
,Ve bugün geldiğimiz noktaya...
"Yok canım, öyle şey olur mu?"
E, tabii
eğlence endüstrisi, sanat sepet insanlığı tersine ikna etmek için var, size de hak veriyorum.
***
Bir...
Eski ABD Başkanı (biraz saftı, açık konuştuğunda ortalık karışırdı, bilinir)
Jimmy Carter, 2018 yılında ülkesinin kuruluşundan o güne kadar" 226 yıl savaşıp sadece 16 yıl barış içinde kaldığını" söylemişti.
"Sadece İkinci Dünya Savaşı sonrası 32 ülkeyle açık askeri çatışmaya girdik" demişti, oysa yaşayanlar bile hatırlamıyor bunları...
Sonuç...
ABD savaşır, kendisi savaşmıyorsa, başkalarını savaştırır...
***
İki...
Dünyada güçlü veya zayıflamış olması fark etmez,
tek bir hegemon ülke var: ABD.
Yakın tarihte bir takım kavramlar ürettik.
Kutup devletler, kutupsuzluk, çok kutupluluk, vesaire.
Hiçbiri hegemonya anlamına gelmez.
Konu hegemonya ise "çok kutupluluk" gibi terimler bir anda palavraya dönüşüyor, yaşıyoruz.
Doğal kaynaklara sahip Rusya'nın halini görüyoruz işte!
Dikkatler ABD'nin üzerinden başka bir yere çevrildi mi, dünya yanar, yanıyor.
***
Üç...
Antalya'daki diplomasi forumunda
Jeffrey Sachs'ın konuşması iki gündür ortalığı karıştırıyor.
Ne yani!
İsrail numune bir zalim mi?
Gazze'deki soykırımın sadece bir Netanyahu tercihi olduğunu düşünmek içimizi rahatlatırdı elbette ama buna kim inanır!
Sachs, "Suriye deki iç savaş da, Gazze'de olanlar da, olacaklar da ABD'nin savaşıdır" dedi, şimdi konuş dur.
Bazıları da "Sachs Çin'e yakın, İran'a yakın" deyip duruyor; iyi de
esas gerçek değişiyor mu?
***
Dört...
Şimdi ABD elitleri Trump tercihi yaptı...
20. Yüzyılı (tarihi) uzatmak için...
ABD hegemonyası bir süre daha (yenisi hazırlanıncaya kadar) eskisi gibi sürsün diye...
Trump bunu becerecek mi?
Muazzam hegemonik mekanizma iç çatışmalarını dindirir ve kendisini sakin tutup dünyayı ateşe atarsa, mümkün...
Yani nereden baksak, fena!
***
NOT DEFTERİ
Görüyorum ki, dünya yuvarlakmış... Fırıldak gibi de dönüyormuş... (KEMAL TAHİR / Kurt Kanunu)