Eskiler
"Koku kâmil-i hatıradır" derler...
Yani kokular
anılarımızın noksansız taşıyıcılarıdır.
Böyle midir peki?
Hem de nasıl!
Müthiş görsel bir kültür içinde yaşarken, üstelik artık her şeyi kayıt altına alıp saklayabilen teknolojilerin dünyasında kokular ve hatıralar hâlâ birbirine sımsıkı bağlı mı?
Bağlı...
Şubat ayında vedalaştığım
bir tanecik kedim Temmuz'un başındaki tüylerin mis kokusu burnumdan
gitmiyor mesela, gitmeyecek.
***
Ama şu da var...
15 yıl kadar önce şöyle yazmışım:
"Bazen gözlerim zayıflasa da, damağım ince zevkleri algılamaz hâle gelse de, kaç yaşında olursam olayım koku alma yetim hiç azalmasın diye dua ediyorum."
Hah işte!
Şimdi biraz farklılaştı durum...
Artık
gözlerimin zayıflamasına katlanamam gibi geliyor.
***
Her şeyi kayıt altına alıp saklayabilen teknoloji dedim ya, biraz abartmışım.
Hani nerede koku kayıt cihazları?
Hiç çıkmayacak mı böyle bir teknoloji?
Yoksa zihnimizdeki koku anılarını sanal olarak yeniden canlandırmakla mı yetineceğiz?
"Çarçabuk icat edin koku kayıt cihazlarını" diye yazdım, bazı
okurlarım kızdı,
"O da bize kalsın" dediler; eski kokuları bile bugün gibi
zihinlerinde tuttuklarını söylediler.
Ama yürüme kabiliyetini kaybetmiş bir okurumun,
"Bana annemin kokusunu bir kere koklatsalar, ayağa kalkmazsam ne olayım" diye yazdığını da gördüm.
Bilemiyorum artık...
***
Geçen gün,
"Saklamak istediğimiz kokular neler olabilir?" diye
sordum dostlarıma...
Neler neler çıktı...
"Yeni biçilmiş ekin saplarının kavurucu sıcakta etrafa yayılan kokusu"ndan söz edenler oldu...
Limon kokusunu sayanlar ki, ne güzeldir, çoktu...
İyi bir kahvenin kokusu...
Koku hafızasını bir
güvenlik sensörü gibi kullananlar da varmış
meğer...
"Birilerinin zararlı insanlar olabileceğini kokusundan hissedip ortamdan uzaklaşanlar" mesela...
Ah, şimdi aklıma geldi...
Sevdiği ve kaybettiği kişinin tişörtünü poşetler içinde saklayıp ara ara açarak
"yeniden canlandıran"ları da tanımıştım geçmişte...
***
Bazen dolapta duran yol çantalarımı, kabin valizlerimi aylar sonra durup dururken karıştırmayı severim.
İçinden unutulmuş bir magnet çıkar mesela, bana çok iyi gelir.
Bir de
kokulu sabunlar var...
Valizin bir köşesinde unutulmuş
Napoli limonlarının kokusunu taşıyan minik sabunlar...
Veya
Antakya'dan aldığım bir defne sabunu...
Beni alır götürürler...
Ah kokular düpedüz mucizelersiniz!