Gelecek krizi
Yok, yok!
Öyle değil...
Faturaların, iş yeri zorbalıklarının, güncel siyasi kavgaların, bitmez tükenmez beklentilerin, uluslararası endişelerin ötesinde...
Daha derinde ama artık çok elle tutulur biçimde bir duyuş ve kavrayış olarak ne yaşıyoruz?
Söyleyeyim...
"Gelecek" krizi yaşadığımız...
Geleceğe olan inanç şimdi global bir krizin içinde...
Merkezinde her zaman olumlu hayaller ve hakikatler taşıyan gelecek fikri şimdi uzak durulacak bir şeye; neredeyse bir tehdite dönmek üzere...
Ömürler uzadı, sağlık dallandı budaklandı, bilgi arttıkça arttı, teknoloji hayat kökten dönüştürmek üzere...
Ama insanın çilesini azaltmadı bütün bunlar.
Şimdi kim geleceğin ufkuna gönül rahatlığıyla ve dik durarak bakabilir?
***
Ne diyorum ben yahu?Karısı "git bir kilo patates al" dese, bunu bile becermeyecek adamların tv kanallarında dünyayı ve ülkeyi yorumladığı bir ortamda neden bahsediyorum?
Hele şu "Uluslararası İlişkiler" denen disiplinin akademsiyenleri...
Koskoca adamlar "Bir zamanlar ben ABD'de okurken" çocukuğundan bir türlü çıkamadılar; nerde kaldı yaklaşmakta olan krizi doğru düzgün anlatabilsinler...
Geçen gün biri "bu nükleer güç dengesi ortamında hala üçüncü dünya savaşı çıkacağını söyleyenlere gülerim" diyordu elinde çubuk, kıkırdayarak...
"Nükleer denge" denilen şeyin gerçekliğinden akademik hayatı boyunca bir kez şüpheye düşmemiş adamlar mı anlatacak bize geleceği?
ABD'nin Irak işgali sırasında Felluce'de taktik nükleer silah kullandığını bile zihin envanterine almamış tipler..
Ayrıca 3. Dünya Savaşı belki de "sürekli savaş atmosferi ve gerginliği"nden ibaret olacak; bunu hesaba katıyorlar mı acaba?
Hepsinde gülünç bir "cep Kissinger'i" havaları...
Ne yaşadığımızı, nasıl yaşayacağımızı bunları dinleyerek anlayabilir miyiz?
***
Gelecek, ötede değil üstelik.
Geldi...
Sürekli geliyor.
Manav ayşe kadın fasulyenin fiyatını söyleyince poşeti tezgaha geri döktüğünüz şey geleceğin ta kendisidir...
Durmadan büyüyen borç, geleceksizliğimizdir.
Bunları daha çok konuşmamız gerekiyor.
Ve geleceği kurtarmak için medyatik budalalığı terk etmek gerekiyor.
***
NOT DEFTERİ
Uyuyabildin mi, Blake? Bize tuhaf bir hava getirdin. Dün gece olağanüstü bir fırtına vardı ve hepimiz kuş rüyaları gördük! (J. G. BALLARD / Sınırsız Rüyalar Diyarı)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)
- Hangi aile? (12.11.2024)
- Sahnede ne var? (11.11.2024)
- Gördüm (10.11.2024)