"
Kendine güven" deyip duruyoruz gençlere...
Oysa gençlerin ilk ihtiyacı başkalarına güvenmektir.
Böyle böyle öğrenirler kendilerini ve kendilerine de güvenmeyi...
Fakat çevrelerine baktıklarında güvenilmez insanlardan başka bir şey göremiyorlar.
***
"Önce kendini sev" modası var bir de...
"Canım kendim"ler hani...
Bu yeni moda iddialar çok yanıltıcı...
İnsan, kendini başkaları üzerinden tanır; başkalarını seve seve kendine doğru ilerler...
Hem sevgi nedir arkadaşım?
Hezeyan mı? Asla!
Kendine yöneltilmiş
uyduruk pohpohlamalar mı? Hayır!
Kendine iyi bakmak ve değer vermek ise derdin, o başka bir şey!
***
"Seni oldurmak istedikleri her neyse olma, sen ne istiyorsan onu ol!" Eski bir gazeteci çektiği videoda gençlere
böyle nasihat ediyor.
Eh tabii özgürlük yanılsaması üreten, gençlerin benliklerini pohpohlayan her laf gibi bu da çok beğeni almış.
Oysa olmak istediğimiz kişilikler, hayal ettiğimiz meslekler yoktan mı var oluyorlar?
Onlar da
"başkalarınca" belirlenmiyor mu?
Toplumsal modalar ve popüler kültürün gaz verdiği arzulara göre oluşmuyor mu?
Sonuç?
Bu yapay isyankârlık övgüleri "yeni kölelik"lere hazırlıktan öteye gitmiyor.
***
Kanaldan kanala geçerken takıldım...
Bir dizi karakteri diğerine şöyle saydırıyor:
"Sen içi boş, tekdüze bir karaktersin!" Yeknesaksın diyor yani ve bunu olumsuz
bir şey, bir kofluk olarak ifade ediyor.
Nereden çıkıyor bu tespitler, anlamıyorum...
Belki de insanın karakteri, mizacı, kişiliği belli ölçüde tekdüze olmalı.
Tersi çok tehlikeli bir şey değil mi?
Tutarsız, kıvırıp duran, hâlden hâle atlayan biri...
İlk başta çekici olurlar tabii.
Bunu mu istiyoruz?
Ama sonrası hüsrandır hep...
Hep aldanış...
***
20. yüzyılı bir türlü geride bırakamıyoruz.
Hesapları kapatacak büyük bir savaş mı gerekiyor?
En son Avrupa Parlamentosu 1916-17 arası güvenlik için Romanya'dan Rusya'ya gönderilen altınların geri verilmesini istedi.
Rusya'nın cevabı da ilginç: "Romanya daha sonra Nazi Almanyasıyla birlikte Rusya'ya saldırmıştır. Borçludur ama biz savaş tazminatını silinmiş sayıyoruz."
***
Futbol...
Hep eski Türkiye...
Hep tonla para dökülen
maddi ve manevi bir çöplük...
Bu niteliği değişir mi?
Umutsuzum.