Bu kez tepem atıyor...
Gecenin yarısı...
Ekrandaki profesör "
İsrail yenildi" diyor; "
kazanıyor görünüyor ama bu Pirus zaferidir..."
Bu profesörlerden çok var...
O sırada İsrail bombardıman uçakları hem Gazze'nin kuzeyinde, hem de Lübnan'da Beyrut'ta
sivilleri vuruyorlar...
Telaffuzu nedense yabancıları andıran ve aylardır ekranlarda boy gösteren profesörümüz şunu da ekliyor sözlerine: "Zaten İsrail nedir ki,
sekiz veya dokuz milyonluk bir ülke, sonu yok bu savaşların..."
İçimden "İnşallah" diyorum ama tam o sırada Trump'un yeni kabine üyeleri açıklanıyor; Netanyahu'nun kabinesi sevinç çığlıkları atıyor...
İsrail'i nüfusundan ibaret gören profesörleri nerelerde yetiştirdik biz, diye söyleniyorum bir yandan da...
***
Şimdi esas konu bir yana...
Önce şu "
Pirus zaferi" deyimi üzerine bir çift laf edeyim...
Tamam, ansiklopedik olarak "
mağlubiyet gibi galibiyet"leri böyle adlandırmak
pek tutuluyor, biliyorum.
Genel geçer bir deyim yani..
Nereden mi geliyor?
Milattan önce 3. yüzyılda...
Bugünün Yanya yakınlarında bulunan Epir ülkesinin kralı Pirus Roma ordusunu yenince yanındaki komutanlarına demiş ya...
"Böyle bir zafer daha kazanırsak, yok olacağız."
Çünkü yenilen Roma'nın karargahına
akın akın yeni birlikler gelirken,
Pirus'un ordusunun ne yeni askeri
kalmış, ne de yeni savaş teçhizatı...
Olay bu!
Ama dikkatinizi çekerim: Pirus cesur fakat küçük bir ülkenin kralı, karşısında ise Roma var...
Roma'yla savaşıyor adam yahu...
***
Gelelim esasa...
Bir yıldır yırtınıyorum burada...
"Büyük İsrail" diyorum...
ABD ve Avrupa...
Buraya bakın, bunu anlayın diyorum...
Sadece Ortadoğu'daki ileri karakol İsrail devletine bakarak hiçbir şeyi anlayamazsınız...
9 milyonluk nüfusmuş, şuymuş buymuş...
İsrail'i "nüfuz"uyla değil de, nüfusuyla anlatmaya çalışanı dinlemeyin, geçin...
Hiç düşünmüyorlar...
ABD, her gün ama her gün savaş teçhizatı ve mühimmatı göndermese İsrail soykırım yapabilir miydi?
Ne o?
ABD'yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz?
***
NOT DEFTERİ
İnsanın kendi olmaya karar vermesinden daha kurnazca ne olabilir? Çünkü kimse inanmaz onun kendisi olduğuna... DOSTOYEVSKI / Ecinniler)