Hah! Bir bu eksikti!
Yani
çoktan planlanmış ve zamanını bekleyen bir büyük savaş...
Avrupa'nın ortasında hem de...
Kritik tarih Mayıs 2025.
***
Almanlar birkaç gündür huzursuzlar...
Çünkü Bild gazetesinin iddiasına göre
Savunma Bakanlığı'ndan sızan gizli belgelere göre Rusya 2025'te bir NATO ülkesine saldıracakmış...
Putin 9 aşamalı bir plan yapmış...
Önce Baltık ülkelerinde Rus azınlıklara kötü muamele yapıldığı iddia edilecekmiş, sonra gerilim
Ekim 2024'te Rusya'nın Kaliningrad'a balistik füze yerleştirmesiyle zirveye tırmanacak,
Mayıs 2025'te Avrupa'yı saracak bir çatışmanın eşiğine gelinecekmiş...
***
Bazıları haklı olarak bu haberleri
"bir politik mühendislik çalışması" olarak
değerlendiriyor...
Ama geçen Ekim ayında
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius'un ettiği sözler akla gelince,
insan şöyle bir duruyor.
Ne demişti Pistorius: "Maksimum risk senaryolarını analiz ediyoruz. Kesin olan bir şey var ki, Avrupa'da bir kez daha 30 yıldır görülmemiş bir askeri tehdit durumuyla karşı karşıyayız."
***
İşin gerçeği şu...
Dünyanın vicdan sahibi insanlarının Gazze'de öldürülen bebekler yüzünden uykuları geri dönmemek üzere kaçmışken...
Bizler burada "Mustafa Kemal'in 'İstikbal göklerdedir' sözü var mı, yoksa uydurma mı?" diye tartışırken mesela...
Avrupalı gençlerin neredeyse tamamı bu bahar yüksek öğretimlerini dondurup dünyayı gezme planları yaparken...
Dünyanın hegemonları çok başka işler çeviriyor.
Ama şu da var...
Ara sıra içimizden "
İsrail soykırımı böyle sürecekse, düzenden bana ne, yansın dünya!" demiyor muyuz?
***
Bu kadar planlı olur mu yahu bu işler?
Zamanı, saati önceden bilinir mi?
Ama 2021'de ABD'nin sürekli "
Rusya 22 Şubat' 2022'de Ukrayna'yı vuracak" açıklamaları yaptığı ve
gerçekten öyle de olduğunu hatırlamayan var mı?
2. Dünya Savaşı nasıl patlamıştı, düşünün...
Hele Hitler'in Sovyetler Birliği'ne saldırtılması...
Bunun nasıl önceden projelendirildiğini artık bilmeyen kaldı mı?
***
Durup içimizden soruyor muyuz?
Ne yapıyorlar bize, dünyaya ne yapacaklar?
***
NOT DEFTERİ
İçimizdekinin dışında başka bir gerçek yoktur. İnsanların çoğunun hakikate bu kadar aykırı bir yaşam sürmesinin nedeni, içlerindeki dünyaya ise asla söz hakkı tanımamalarıdır. (HERMANN HESSE / Damien)