Şuraya not düşmüş olayım...
Dünya Sağlık Örgütü çok yakında "iklim
krizi"nin global bir
sağlık sorununa
dönüştüğünü ilan
etmeye hazırlanıyor...
"İklim değişikliğinin yol açtığı hastalıklar" diye bir şeyi önümüze
koyup yine devasa yetkilerine dayanarak
bütün dünyayı hizaya sokmaya
kalktıklarında ne yapacağız; oturup
düşünmekte fayda var.
***
Geçen pazartesi
"öğretmenler" sorunumuzu yazdım, hatırlarsınız.
Okurlarım sağolsunlar, ülkenin dört bir yanından yağmur gibi mesaj yağdırdılar. O arada yeni Milli Eğitim Bakanı'mız Yusuf Tekin de esas meselenin
"öğretmen yetiştirmek" olduğunu vurguladı, sevindim, umutlandım.
Meğer bir de
"veliler" sorunumuz varmış ki, fena!
Neler neler anlattı öğretmen dostlar...
Çocuğu 1. sınıfa giden bir velinin sınıf öğretmenine gidip "Çocuğum okuyup yazmayı öğrenmek istemiyorsa zorlayamazsınız, ister öğrenir, ister öğrenmez" dediği bir ortam...
Velhasıl, toplumca kopmuş gitmişiz.
***
Sınıfta kalmanın olmadığı bir sistemin olumlu yanlarıyla olumsuz yanlarını iyi tarttık mı?
Öğretmenlerden dinlediklerimden sonra bundan artık emin değilim.
***
Bağdat Caddesi tayfası bir kafede oturmuş laflıyorlar. Yaşlar 45-60 arası...
Masadaki iki erkek sinmiş, ağızlarını açsalar kadınlar hemen sözlerini kesiyor.
Konu tabii ki
memleketi bir ağızdan kötülemek ve her şeyden şikâyet etmek.
Bir süre sonra tükeniyor ve başka bir konuya geçiyorlar: Sürekli hayatından şikâyet eden, etrafı kötüleyen
"toksik" insanlardan kaçmak gerektiğini konuşmaya başlıyorlar.
İki tavır arasındaki çakışmayı hiç akıllarından geçirmiyorlar.
Oysa her sandık vakti geldiğinde halk da bu toksik sosyal kesime
"Otur oturduğun yerde!" diyor işte...
***
Kalp krizleri ve kanser vakaları konusunda apaçık rakamlara ihtiyacımız
var.
Ne oluyor yahu?
***
Uzun bir aradan sonra Netflix'te zevkime ve arayışıma uygun bir dizi buldum.
Elena Ferrante'nin 2019'da piyasaya çıkan
"Yetişkinlerin Yalan Hayatı" romanını dizi yapmışlar; şahane olmuş.
Dizinin her bölümüne yayılmış
sinematografik tadı çok sevdim.
Dizide Giovanna'nın "Günah diye bir şey yok" diyen arkadaşlarına söyledikleri aklımda kalmış: "Günah vardır: Dostluğun olmadığı, sevginin olmadığı ve güzel bir şeyin boşa gittiği yerde günah vardır."