CANLI YAYIN
Gençler nereden bilecekler?
2010 yılında 10 yaşında olanlar şimdi 23 yaşında.
Ama mesela dönüp Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına geliş hikâyesine bakıp öğrenseler, iyi olmaz mı?
Hani ajansı Kılıçdaroğlu'na "Sana Söz" dedirtiyor ya...
Henüz CHP Genel Başkanlığı'na günler kala verdiği sözleri bile tutmamış biri olduğunu görebilse gençler...
Kaset olayının ardından apar topar Ankara'ya gelmişti Kılıçdaroğlu.
Esenboğa'da "Toplum vicdanı bunu kabul etmiyor, üzüntülüyüz" demişti yarım ağızla...
Baykal'a yapılan operasyon yüzünden mi, yoksa kasetteki görüntüler nedeniyle mi üzüntülüydü?
Gazeteciler "Kurultay'da ne olacak, Genel Başkanlığa aday mısınız?" diye sormuştu. "Hayır, hayır, kesinlikle öyle bir şey yok!" cevabını vermişti Kılıçdaroğlu.
İki gün sonra, yani 12 Mayıs'taki Merkez Yürütme Kurulu toplantısının ardından "22-23 Mayıs'ta yapılacak kurultayda adaylığım söz konusu değil" dedi.
Baykal'la baş başa 1 saat 10 dakika konuştular.
Çıkışta "Söylediğim her şey açık ve net... Aday değilim, olmak için de gidip 'Adayım' diye dilekçe de vermem" dedi.
Gazeteler şöyle yazmıştı...
"Genel Başkanlık için kapıyı kapatan Kılıçdaroğlu'nun yakın çevresine de 'Aklım netleşti. Baykal'ın döneceğine inanıyorum. Yapılacak olan partiyi bölünmeden virajdan çıkarmak' dediği öğrenildi."
Bir gün sonra da Meclis'te, "Bizim Baykal'ı geri döndürüp etrafında kenetlenerek yepyeni bir kadroyla yola çıkmamız gerekiyor" demeyi ihmal etmemişti.
Geçerli oyların tamamını alarak Genel Başkan seçildi.
Kılıçdaroğlu CHP'sinin "söz"lü tarihi işte böyle başladı!
Orada "söz" vermek bir tür çalımdır; atılır, geçilir.
2010 yılında 10 yaşında olanlar şimdi 23 yaşında.
Ama mesela dönüp Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına geliş hikâyesine bakıp öğrenseler, iyi olmaz mı?
Hani ajansı Kılıçdaroğlu'na "Sana Söz" dedirtiyor ya...
Henüz CHP Genel Başkanlığı'na günler kala verdiği sözleri bile tutmamış biri olduğunu görebilse gençler...
***
Hatırlatayım...Kaset olayının ardından apar topar Ankara'ya gelmişti Kılıçdaroğlu.
Esenboğa'da "Toplum vicdanı bunu kabul etmiyor, üzüntülüyüz" demişti yarım ağızla...
Baykal'a yapılan operasyon yüzünden mi, yoksa kasetteki görüntüler nedeniyle mi üzüntülüydü?
Gazeteciler "Kurultay'da ne olacak, Genel Başkanlığa aday mısınız?" diye sormuştu. "Hayır, hayır, kesinlikle öyle bir şey yok!" cevabını vermişti Kılıçdaroğlu.
İki gün sonra, yani 12 Mayıs'taki Merkez Yürütme Kurulu toplantısının ardından "22-23 Mayıs'ta yapılacak kurultayda adaylığım söz konusu değil" dedi.
***
Sonra?Baykal'la baş başa 1 saat 10 dakika konuştular.
Çıkışta "Söylediğim her şey açık ve net... Aday değilim, olmak için de gidip 'Adayım' diye dilekçe de vermem" dedi.
Gazeteler şöyle yazmıştı...
"Genel Başkanlık için kapıyı kapatan Kılıçdaroğlu'nun yakın çevresine de 'Aklım netleşti. Baykal'ın döneceğine inanıyorum. Yapılacak olan partiyi bölünmeden virajdan çıkarmak' dediği öğrenildi."
Bir gün sonra da Meclis'te, "Bizim Baykal'ı geri döndürüp etrafında kenetlenerek yepyeni bir kadroyla yola çıkmamız gerekiyor" demeyi ihmal etmemişti.
***
22 Mayıs 2010'da 33. Olağan Kurultayı'nda Kılıçdaroğlu Genel Başkan adayıydı...Geçerli oyların tamamını alarak Genel Başkan seçildi.
Kılıçdaroğlu CHP'sinin "söz"lü tarihi işte böyle başladı!
Orada "söz" vermek bir tür çalımdır; atılır, geçilir.
***
Ha, gençler soracaklar şimdi...
Baykal, kurultaya neden gitmedi, bu konuda ne demişti?
O noktada Baykal'ın ifadesi önemli: "Kurultaya katılmayacağım; CHP'ye yeni bir dizayn vermek isteyenler için de bu alanı boşaltıyorum."
***
AYNA
Ateşle arkadaşlık eder gibi, insanlarla arkadaşlık et. Onların faydalarını al; yanmadan kaç... MOLLA CAMİ
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
