Boris Johnson'ın istifası çoğunlukla İngiltere'nin iç siyaset meselesi. Hatta büyük oranda Muhafazakâr Parti'nin kendi iç işleyişiyle ilişkili. Önünde arkasında çok büyük sebepler aramaya gerek yok. Ama bir yanıyla da Johnson tipi siyasetçilere yönelik Batı medyasında oluşturulan havadan bağımsız olarak görülemez. Trump'a yöneliknasıl bir medya baskısı kurulmuşsabenzeri Johnson için de işledi. Muhafazakâr Parti içinde şimdi yapılacak düzenlemelerle Johnson'ın topladığı geniş halk desteği parti elitlerinin eliyle daha klasik Batı siyaseti çerçevesinde kullanılacak.
Buradan İngiltere'nin dünya siyasetindeki konumuyla ilgili büyük sonuçlar çıkarmak da doğru olmaz. İngiltere ABD'ye yakın tutumunu sürdürecektir. Avrupa ile mesafeli ilişkisi de sürecektir. Türkiye ile ilişkileri de büyük bir değişime uğramaz. Başlamış olan yakınlaşma süreci devam edecektir. Türkiye için kazanca dönüştürülebilecek alanlar mevcuttur. İngiltere belli bir süredir Türkiyeile yakınlaşma arayışında. Bununtemelinde İngiltere'nin dış politikaya herzaman daha rasyonel bir zeminden yaklaşmasıyatmaktadır. Avrupalılar veyaAmerikalılar gibi duygusal zeminlerdenhareketle Türkiye'yi göz ardı etme eğilimiİngiltere'de zaten yoktu. Ancak biryıl öncesine kadar İngiltere de Batılı başkentlerinhavasına uymak durumundakalmış Türkiye'ye belli bir mesafe koymuştu. Ancak özellikle Brexit'le birlikte İngiltere NATO üyesi olup AB üyesi olmayan Türkiye ile doğal bir yakınlık inşa etmeye başladı. Ukrayna Savaşı'nın ardından da İngiltere Türkiye'yi daha da kıymetli bir partner olarak görmeye başladı. Biden yönetiminin de Türkiyeile F-16 için masaya oturmuş olmasıİngiltere'nin Türkiye'ye yakınlaşmasınınönünü bütünüyle açtı.
Muhafazakâr partinin başına kim geçerse geçsin bu eğilimin süreceğini öngörebiliriz. İngiltere AB'den bağımsız ve Atlantikçi klasik çizgisine döndüğünde Türkiye açılımı gerçekleştirmesi jeopolitik zihniyetin kaçınılmaz bir sonucudur.
İngiltere'nin bu yaklaşımı Türkiye için bir fırsat olarak görülebilir. Belki terörle mücadele gibi bir alanda çok faydası olmaz. Çünkü İngiltere şartlar ne olursa olsun ABD'nin desteği kesmediği bir PYD/PKK varlığına karşı Türkiye'nin beklediği tutumu almaz. Ancak savunma sanayii alanda işbirliği geliştirmeye oldukça açık olacaktır. Dahası İngiltere'ninABD ile sınırlanmış fakat AB'denbağımsız tutumu ilişkiler geliştikçe Batı kamuoylarında Türkiye'ye yönelik baskıcı tavırların dönüştürülmesi için de fırsat olarak görülebilir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.