Yeni ve sivil bir anayasa arayışını çok kıymetli buluyorum. Bu zamana kadar maalesef yapamadık. Bu sadece bir tercih değil aslına bakarsanız bir zorunluluk. Daha da önemlisi tam zamanı.
Sivil anayasa yapmayı tabii ki isteyebilirsiniz. Ancak şartlar her zaman uygun olmayabilir. Bu zamana kadar askeri rejimlerin bu topluma dayatarak onaylattığı anayasalarla yönetilmek zorunda kaldık. Belki bu yüzden belki de Türkiye siyasetinin konjonktürel gerçekliği nedeniyle sivil bir anayasa yazmanın pek mümkün olmadığı söylenebilir.
Seksenli ve doksanlı yıllardan sivil bir anayasa beklemek zaten gereksiz bir iyimserlik olurdu. Siyasetin o kadar zayıf ve parçalanmış olduğu bir ülkede siyasi partilerin ortak bir anayasa metni etrafında toplanması pek de mümkün değildi. 2000' li yılların başındaysa toplum ve siyaset büyük dönüşümler geçirdi. Bu dönüşümlerin sancıları ağır biçimde hissedildi. Hatta defalarca bu dönüşümleri tersine çevirmek isteyen hareketlenmelerle ve dahası darbe denemeleriyle bile karşılaştık. Geçtiğimiz yirmi yılıniçinde siyaset kurumu gerçektengüçlendi. Bürokratikvesayet geriledi. Toplumdevlet yakınlaşması sağlandı.Toplum artık taleplerini siyasetüzerinden iletebileceğine inanırhale geldi. Zaten son yirmiyılda yaşadığımız referandumsüreçlerinde vatandaş her seferindebir anayasaya olan ihtiyacıdile getirdi. 82 Anayasası'nınçeşitli maddeleri değiştirildi. AKParti'nin sivil inisiyatifle referandumagötürdüğü her değişiklikonay aldı.
Buradan cesaret alan siyaset şimdi yepyeni ve sivil bir anayasa yapmanın mümkün olduğuna inanabiliyor. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın buna öncülük etmesi önemli. Zira kendisi Türk demokrasi tarihininürettiği en meşrulider. Her türlü şartta defalarca bu toplumun önüne çıkarak seçimler ve referandumlar yoluyla güven oyu talebinde bulundu ve her seferinde bu güvenoyunu aldı. O nedenle Erdoğan'ın siyaset içindeki bu liderliği ve meşruiyeti sivil bir anayasayı mümkün kılacak başlıca faktörlerden biri olabilir.
Siyasetteki kutuplaşma ve muhalefetin uzlaşmaz halini bir karşıt iddia olarak seslendirebilirsiniz. Böylesi bir kutuplaşma döneminde muhalefet hiç uzlaşma üretmezken sivil anayasa arayışının kolay olmayacağını düşünüyor olabilirsiniz. Bunlar tabii ki söylenebilir. Ancak Erdoğan her girdiği seçimde yüzde 50 ve üzeri oy alabilen bir lider olarak daha geniş bir toplumsal mutabakata imza atabilir. CHP ve HDP gibi hiçbir şartta uzlaşamayacak siyasi aktörler olabilir. Ancak Anayasa tartışmalarıgüncellik kazandıkçaben bu tür bir muhalefetinmarjinalleşeceği kanaatinesahibim.
Sonuçta hiçbir anayasa tüm toplumun konsensüsüyle yazılmaz. Olsa keşke. Ancak bu CHP yönetimi aslında CHP seçmenini de temsil etmiyor. İktidar seçimlerinde CHP'li seçmen öyle ya da böyle beğenmese bile CHP'nin arkasında hizalanmak zorunda kalıyor. Fakat toplumun çok büyük bir çoğunluğuna hitap edecek bir anayasa metni oraya çıkacak olursa CHP seçmeninin de desteğini alma şansı olacaktır. İşte asıl o zaman bu CHP yönetimi ya marjinalleşecekya da sürece dahilolmak zorunda kalacaktır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.