Bir tür provokasyon siyaseti sosyal medya üzerinden ülkemizi teslim almaya çalışıyor. Konu başlığı fark etmez. Muhalifler sürekli saldırganlık içinde. Linç edecek kişi arayıp geziyor. Toplum gerildikçe geriliyor.
Bir olimpiyat madalyası üzerinden bile algı savaşları yaşanıyor. Halbuki bu tür başarıların toplumsal birlikteliği artırması beklenir. Kutlama yapmayı bile bilmiyorbirileri. Derhal bir gerilim başlığıhaline getiriliyor.
Başarıda birlik olmayı beceremediğimiz gibi üzücü olaylar karşısında da birlik beraberlik görüntüsü veremiyoruz. Orman yangınları hemen siyaseten kullanışlı hale getiriliyor. CHP lideri Kılıçdaroğlutam bir sorumsuzluk örneğiyle beyanatlarverdiği gibi, konuyu da değiştirmeyeçalışıyor. Orman yangınlarının bu kadar seri biçimde ortaya çıkmasının nedenini konuşmadan tartışmayı bilerek sonuca taşıyor. Anladığım kadarıylaKılıçdaroğlu PKK'nın bu yangınlardakimuhtemel rolünün konuşulmasınıistemiyor. Üzerini ısrarla kapatmaya çalışıyor. Zırva bir tartışma açılıyor. Türk Hava Kurumu'nun uçakları üzerinden günlerce biz abuk sabuk bir tartışmaya boğuluyoruz.
Konya'da yaşanan katliam üzerinden de benzer işler yapıldı. Tabipler Birliğigibi sicili belli bir örgüt hemen odakika kışkırtma eylemlerine girişti. Türk-Kürt çatışması olarak sunma çabası bu toplumu en kritik noktalardan bölmeye yönelik bir eylemdir. Neden mi böyle oluyor?Muhalefet neden mi bu kadar saldırganve provokatif? Aslında çok alışkınolmadığımız bir durum değil. CHPbaşta olmak üzere uzun süredir muhalefetinkurum ve kişileri kendilerine siyasi rantsağlamak için her türlü olayı nefret siyasetineçeviriyor.
Tabii ki normal şartlar altında demokrasilerde muhalefet eleştiri görevini yerine getirecek. Fakat eleştiri ile mesnetsiz suçlama ve provokasyon siyaseti arasında devasa farklar var. Muhalefet partilerisiyaseten kazanmak uğruna toplumbarışını tehdit eden eylemlere girişirseo ülkede istikrarı sürdürmekkolay olmuyor.
Ama zaten Türkiye'deki muhalefetin uzun süredir beklentisi bu değil mi? Ülkeyi yönetilemez hale getirmek için her türlü deneme yapılıyor. Bu olağanüstü siyaset tarzı hepimizi yorgun düşürdü. Ben bir vatandaş olarak bu iştençok sıkıldım. Yalan ve provokasyonüzerinden söylem üretmenin ve bunuyaymanın hukuki karşılığı her ne iseyerine hızla getirilmeli. Ama dahaönemlisi bu tür siyasetin toplumda ayıplıhale getirilmesi gerekir. Yalancıları ve provokatörlerisürekli deşifre ederek toplumsalanlayış sağlanmalı. Yoksa her günümüzve her gündem maddemiz üzerindenbu kadar yoğun bir siyasallaşma süreciülkeyi sürekli kriz görüntüsüne sokacaktır.
Bu tür bir gayreti böylesi sorumsuz bir muhalefetten beklemenin bir anlamı yok. Ama bu ülkenin geleceğinin hepimizingeleceği olduğunu düşünen herkim varsa buna kafa yormalı.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.