At izinin it izine karıştığı bir dünyada algılara oynamak cari siyasetin önüne geçti. Yeni seçilen belediye başkanları iş yapmak yerine konuşmayı tercih ediyor. Hizmet yerine resimveriyor.
Olabilir. Elimizden bir şey gelmez. Ancak beş yıl sonra sandık milletin önüne gelir. Tekrar karar verilir. O zamana kadar şehirler ciddi zarar da görebilir. Ama bunu çok umursadıkları yok. Muhalefetin tek derdi ittifakı korumak. Erdoğan düşmanlığıetrafındaki birlikteliğisürdürmek uğruna her türlü adımatılır.
Selahattin Demirtaş'ın kitabından uyarlanan tiyatro oyununu ve buna katılanları başka türlü değerlendirmenin bir anlamı yok. Hepimiz çok net biliyoruz. CHP HDP ile ittifakını sürdürmek için bu tür işler yapıyor ve yapmaya devam edecek. Nasıl olsa kendi seçmeninin gidecek başka bir adresi olmadığını biliyor. Nasıl olsa içeriden çıkan eleştirelseslerin hepsi susturulabiliyor. Nasılolsa İYİ Parti adı milliyetçi olmasına karşınHDP'ye yapılan jestlere ses edemez. Nasıl olsa muhalefet partileri uzaktan kumandalı. Nasıl olsa tek bir merkezden yönetiliyor. Herkes de bu sistem içinde üzerine düşen görevi yerine getiriyor.
Yapmasınlar demiyorum. Yapsınlar. İstedikleri tiyatroda rol alabilirler. Kimse onları böylesi bir davranış nedeniyle mahkemede yargılayacak değil. En fazla toplumun bir kısmı ahlaken ayıplayacaktır. Eğer bu partilerin temsilcileri ve takipçileri kendi içine böyle bir tiyatroyu sindirebileceklerse bizim de edecek lafımız olmaz. Yeter ki inkâr etmesinler. Sonuçta aralarında doktora bile yapmış "aydın" insanlar var. Nereye gideceklerini, gittikleri adresin ne anlama geleceğini bileceklerdir. Ama bizim aklımızla da alay etmesinler. Oy uğruna Demirtaş'a yanaştıklarını hepimiz görüyoruz.
Dikkat ederseniz son günlerde yeniden Demirtaş'ı normalleştirme ve parlatma haberleri yaygınlık kazanıyor. Sadece tiyatrosuna katılma meselesi değil. Demirtaş sürekli gündelik mesajlar veriyor. Bir tveet serisi paylaşmış. Kendisini eleştirenleri "barış karşıtları"ve "tabutlardan beslenen" insanlarolarak suçlamış.
Utanmazlığın dik alası. Artık bu işleri bir kenara bırakın. Demirtaş "barış" ifadesini bile bilerek kullanıyor. Özellikle PKK'nın dilini tercih ediyor. Sanki Türkiye ve PKK iki ayrı devletmiş ve ikisi arasında savaş varmış da Demirtaş ve onun sahibi PKK "barıştan" yanaymış. PKK'ya ve Demirtaş'a karşı duranlar da tabuttan besleniyormuş. Kusura bakmayın ben bu iftirayı kabul etmiyorum. Tabuttan beslenen PKK ve onun siyasi uzantılarıdır. Türkiye savaşta değildir. Terörle mücadele etmektedir.
Hakikaten yeter artık. Bazı şeyleri açıkça konuşalım. PKK eli kanlı birterör örgütüdür. HDP onun siyasiayağıdır. Demirtaş da HDP'nineşbaşkanıdır. Bunları esnetmeyeçalışanları ciddiye almıyorum. Türkiye'de binlerce insanın yaşamına mal olmuş ve hâlâ en ciddi güvenlik sorunlarından olan bir örgütün CHP ve İYİ Parti tarafından korunması ve kollanmasını siz içinize sindirebilirsiniz. Oy uğruna ittifak da yapabilirsiniz. Sizi ayıplamak da bizim işimiz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.