Bir hafta içinde tozu dumana kattık. Türkiye operasyonda zorlanır diye bekleyenlerin elleri ayaklarına dolaştı. Alelacele ateşkes falan teklif etmeye başladılar. Tonlarca anlaşmazlığı olan aktörler birbirine yanaşıyor. Amerika'dan Rusya'yaEsad'dan PYD'ye herkesin etekleritutuştu. Bize en yakın duracağını tahmin edebileceğimiz aktörler dahi bu kadar hızlı ve başarılı bir harekât beklemiyordu. Gözleri korktu. Her türlü farklılığı bir kenara bırakıp yeni pozisyon alma gayretine girdiler.
Dün bunun en açık sonucu PYD ile Esad'ın Münbiç'teki tavrı oldu. PYD kendini Esad'ın kucağına attı. Bu alışık olmadığımız bir durum değil. Bir benzerini Zeytin Dalı Operasyonu sırasında Tel Rıfat'ta da görmüştük.
Ama asıl önemli olan PYD ve Esad arasındaki yakınlaşma değil. Onlar nihayetinde sahadaki mayın eşeği. Kendilerine müsaade edilen ne varsa onu yapmakla görevli. Eğer Rusya Münbiç konusunda Esad'a göz yummasa Esad bu işe tek başına kalkışamazdı. Zaten sonrasında Rus askerlerinin de bölgeye aktığını gördük. Dahası bu işin içerisinde Amerika'nın da bulunduğunu görmek lazım. Amerika'da yoğun baskı altındakalan Trump ateşkes gibi zamankazanma amaçlı bir yönteme bu yüzdenbaşvuruyor. Tabii ki Türkiye böylesibir teklifi prensip olarak reddetti. Erdoğan"terör örgütüyle masaya oturmayız"dedi. Gelen Amerikan heyetinin derdi debu. Hatırlayın. Hep Amerika bizi oyalamanınpeşindeydi. Görüşmelerde şimdi biraz daonlar oyalansın. Türkiye için durum oldukçanet. PYD'nin 30 kilometrelik hattan çıkartılmasılazım. İster kendi gider. İster zorlaçıkar. Amerikan tarafı görüşmek mi istiyor? Buyursunlar gelsinler. Ama bizim siyasetimiz gayet basit ve net. Cumhurbaşkanı Erdoğan diplomatik görüşmelere kapıyı hiç kapatmasa bile kendi durduğu yerden gayet açık biçimde ilkelerini dile getiriyor.
Amerikan heyeti apar topar geldiğinde karşısında bulacağı budur. Şimdi kilit nokta Ayn el Arab. Amerikan tarafı "buraya girmeyin" diyecek. Fakat Azerbaycan dönüşü Erdoğan bunu da gayet açık biçimde dile getirdi. "Ayn el Arab güvenli bölge planlarımıziçindedir" dedi.
O nedenle biraz elimizi çabuk tutsak iyi olur. Askeri planlamayı bilemiyoruz ama bir an önce Ayn el Arab'da kontrolü sağlamak operasyonun hedefleri bakımından önemli. Amerika Münbiç'i önemsemediğini gösterdi. Ama Münbiç'in hemen kuzeyindeki Ayn el Arab herkes için önemli. Amerika kendisi koruyamayacağı için Münbiç kararıyla Rusya'nın ve rejimin bu bölgeye yaklaşmasını sağladı. Rusya şimdi Amerika'yadaha yakın bir konum alır mı derseniz. Muhtemeldir. Nihayetinde kimse babamızın oğlu değil. Ama Rusya şimdiye kadar yürütülen mekanizmayı dağıtmak ve Suriye savaşının başına dönmek ister mi? Şimdilik hayır. Putin yayılmayı tercih eder. Ama sınırsız bir yayılma hevesi kimsenin lehine olmaz. Amerika'yı mutlu etmek istediğini sanmıyorum. Putin bundan sonra önüne düşenleri toplamak eğiliminde olacaktır.
Türkiye tabii ki bütün bu seçenekleri değerlendiriyor. Her türlü senaryo çalışılıyor. Kararlı biçimde yürütülüyor. Diğer aktörler de kendi çıkarlarına uygun olarak Türkiye'nin kurduğu oyunu bozmak isteyecektir. Ancak bundan hareketle operasyonun göbeğinde milletin moralini bozacak şekilde sistemli korku pompalamamak lazım. Her askeri harekatın riskleri ve maliyetleri vardır. Ancak bazen hem risk hem de maliyeti göze almazsanız, kaybedersiniz. Kimse topyekûn kazanamaz. Ancak Türkiye kaybeden de olmayacak.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.