Öyle olmuyor işte… İlk maçınskorunun esiri olursan, 40 bintaraftarının önünde, çeyrekfinalin keyfinin "ekşili" halegetirirsin. Skoru korumak, riskalmamak, dengeli oynamak elbetteikili maçların "akıllarından"dır."Önemli olan turu geçmek"dediğinizde, bir anda takıma ve tribünlereters "şarj" yapıyorsun. Buişin bir yönü… İkincisinde lig sınavı var. 3 gün sonraTrabzon'da zor bir maça çıkacaksın. Yıpranma düzeyinien aza getirmek, tempoyu düşürüp yorulmamak,oyuncuları korumak ve hedefe gitmek de anlaşılabilir.Fransızlar; "İyi biten her şey iyidir" diyor. F.Bahçede 2013'deki yarı final sonrasında, ilk kez Avrupa kupalarındaçeyrek finale çıktı. Heyecanı bitirmedi,ülkedeki milli heyecanı da sıcaktuttu. İsmail Kartal, Fred'i ilk 11'e koyarakmaç temposunu tekrar kazanmasınınpeşinde. Kent'i oynatırken hemTadic'i dinlendiriyor, hem oyuncusunaalan yaratıyor. Batshuayi millitakım kadrosunda ismini okudu veülkesinin takımına karşı oynuyor.Ama takım aynı sinerjide olmayınca,bir anda hepsinin enerjisi azaldı,Djiku ve Oosterwolde hariç. Bu ikilihem kalesini savundu, hem yaralarısardı. Sonu Yunanistan'dabitecek yolculuk için yeni bir bilet istedi F.Bahçe.Sezon başının coşkusundan çok az uzaktalar. Fred'insorumluluk alması, Syzmanski'nin güven kazanması, İrfanCan Kahveci'nin liderliği ve Tadic'in damaklarda bıraktığıtada da az kaldı. Normal bir maç değildi. Çeyrek finalinkapısı çalınırken, öne koşup risk almak da gereksiz olabilirdi. Yorulmak-didinmek yerine bekleyip,yolculuğa devam etmek önemliydi. Duygularlabakılacak 90 dakika değilyani. Sonuçta "gereği" yapıldı.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.