Sahada kariyer önderleri olmasına rağmen Fenerbahçe'yi sırtınaalıp taşıyan gencecik İsmailYüksek oldu. Sert ve zor bir maç olmasını bekliyorduk. Kendi sahasında alışkanlıklarını ve enerjilerini de sonuna kadar ortaya koydular. Sonuç: sadece duran toplarla pozisyon aradılar, gol kaçırmadılar. Fenerbahçe ve İsmailKartal farkı burada devreye giriyor. Çokça bahsettiğimiz"oyun gücü", taktik disiplin ile birleştiğinde, Belçika'nın"prensleri" sürekli duvara çarpıp geri döndüler. Bu kurguyuyöneten ve üreten de İsmail Yüksek oldu. Cengiz,Szymanski, hatta Tadic göze batmadı maç boyunca. Çünkümaçın karakteri ofansif değil, defansif vesonraki maç üzerine kuruldu. Elemelimaçların "ruhu" burada… CengizÜnder'in tek ortası, Çağlar'ın hücumdakitek kafa vuruşu, Batshuayi'ninkaleye attığı ilkşut… 1-0 geldiğinde,Belçikalıların rüyasısona erdi aslında. Fenerbahçesahadakilerle ve kenardakilerlebir "akıl maçı" oynuyorduve "şah" çekmişti. Çeyrekfinal öncesinde, yardımlaşarak, birliktedirenerek, birbirlerinin hatasınıörterek, mücadeleyi üst düzeydetutarak, Avrupa'daki tek Türk Bayrağını gönderde de bıraktılar.Dzeko girdikten sonra takımın topu tutması,baskıyı sonlandırması, Batshuayi ile arasındakifark. Ferdi'nin oyuna girişi, Jayden'ın attığı ikinci gol futboluncilvesinden çıkan piyango. Yıllar sonra, yine Fenerbahçeile Avrupa'da çeyrek finalin kapısındayız.Belçika Ligi'ni muhtemelen şampiyon bitirecektakıma, "hop bakalım" diyerek oradayız.Boşuna "zaferin rengini" taşımıyorlar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.