Başından, sonuna kadar facia hikâyesi seyrettirdi bize Fenerbahçe. Titanik'inbatışı gibi. "Olmaz" denilen her şeyin başına gelmesini seyrettiriyor.
Akhisar'daki oyunun sürpriz olduğunu veya "beklenmedik" diye nitelendiren olursa eğer, zaten bu oyunun veya futbolun gerçeklerinin farkında değil. Şöyleözetleyelim: Takımın en değerli ve beklentisi en yüksek oyuncusu Mehmet Ekici, hakemin elini kaldırıp; çift vuruşu işaret ettiği pozisyonda, topu direkt kaleye kullandı. Bu oyuncuya, takımın "oyunaklı" olarak bakıyoruz. Fenerbahçe'nin kenar yönetimiyle, sahadakilerin buna cevabı arasında fark yok anlayacağınız. Kaybedilen; maçlar veya puanlardeğil, karşı koyma duygusu. Her şeyiile bitmiş, tükenmiş ve saklanmaya başlamışbir grup var karşımızda. Perşembegünü Giresunspor'a karşı da aynı duyarsızlıkveya güvensizlik hakimdi takımda.
İkinci yarı başladığında takımın oyuncularına veya formatına da bir hamle yapılmadı.
Toptan kaçmaya, pastan saklanmaya başlayan oyuncular da çoğaldı. BarışAlıcı ve Eljif tamamen maçtan koptular. Mehmet Topal'ın gücü kalmadı,Ekici de teslim bayrağını çekti.
Fenerbahçe taraftarı elbette öfkeli.
Ama önce kendisinde arasın sorumluluğu. "Fenerbahçe böyle mi oynar" kibiriyle, düzeni bozan birinci unsur onlardı. İkincisi ise Ali Koç'un her şeyini teslimettiği Comolli. Cocu ve Koemansadece sonuçtur. Bir daha tekrarlayalım:
Futbolu herkes biliyor ama "oyunu" bildiğinizde farklısınız. Ankaragücü yenilgisi sonrasında Cocu'yu basın toplantısına bile çıkarmadan, "Bu camia bu sonucukaldıramaz" diyen Ali Koç'un, şimdi Comolli'ye, "Fenerbahçe düşme hattındaolamaz" demesi gerekir. Artık Ersun Yanal dışında hiçbir hamlesi de kalmadı.
Umarım artık taraftarlık formasını, yöneticilik ile değiştirirler.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.