Pereira’nın sezonu bitirmesi zor
Esas gerilim oyuna girerken Van Persie ile Pereira arasındaki 'jestli' konuşmalar. Hocası taktik vermeye çalışırken yıldız oyuncu kendisine kulübeyi işaret ediyordu. Bu; 'Sen kendi işine bak, ben kendiminkine' demektir ve sürtüşmeler arasındaki en problemli tavırdır. Yoksa hiçbir oyuncu yedek kalmaktan mutlu olmaz ve elbette son karar teknik adama aittir.
Bursa maçında Fenerbahçe eski ezberlerine dönme sinyalleri verdi. Mehmet Topal yine tandemin arasına girip defansı üçledi, bekler öne çıkarak ofansif aksiyonlara daha çok katıldılar. Çok iyi bir ilk yarı oynadı Fenerbahçe. Üretken olmasa da dominanttı. Fakat deplasmanlarda bunu yapamıyorlar. Molde gibi bir sistem takımı karşısında bocaladılar. Aynı sorunları Beşiktaş maçında yaşamamaları mümkün değil. Pereira'nın tek forvetli, dirençli oyunculardan kurulan orta sahayla oynayacağını varsayarak Fenerbahçe'ye şans tanıyabiliriz. Yoksa çok zor anlar yaşar.
Genç hoca oynattığı oyun ile ümit vermiyor. Söylediklerinin hiçbirini yaptıramadı. Bunun yanında Fenerbahçe gibi bir takımda hiç olmaması gereken fiziksel güçsüzlük ve sakatlıklar da peş peşe geldi. Takım antrenmanları konusunda yönetimin bir hamle yaptığını, kuvvet antrenmanlarının başladığını duyduk. Ama Pereira'nın takımın ustalarıyla (Nani, Van Persie) ciddi sorunları oluştu. Oyuncuların saygısını kazanamadı. Bu yüzden sezonu bitirmesi bile zor.
CAHİLİYE DEVRİ BİTMELİ
Bu yöntemi sezon başında yöneticiler fark etti. Aziz Yıldırım kaçın kurası. Hemen hocası karşısına çekti ama 'Benim yöntemim bu. Ben bu testlere inanmıyorum' cevabını aldıktan sonra işi zamana bırakmaktan başka çaresi yoktu. Süreç Pereira'yı haksız çıkardı. Oyuncu grubunun durumu iyi değil. Sadece antrenman kalitesi olarak bakmamak lazım. Oyun kalitesi de düşük. Önemli oyuncuların performanslarıyla maçlar kazanılıyor. Bu nedenle en azından Samandıra cahilliye devrinden kurtarılmalı.
Elbette Nani. Tam bir lider. Atıyor ve attırıyor. Zor anlarda sorumluluk alıyor. Ona katılan oyuncu şu anda yok. Belki biraz Meireles ile Volkan Demirel'i sayabiliriz. Diğer oyuncu grubu beklenenin çok altında kaldığı bir gerçek fakat Markovic, Volkan Şen ve Van Persie gibi hala beklentiler taşıyan ve bunun işaretlerini veren oyuncular var.
UYGAR'IN ÖNÜ AÇIK
Genç bir futbolcuya oranla müthiş bir oyun zekası var. Hep doğru yerlere koşu yapıyor ve çevre kontrolü de çok iyi. Bu nedenle geleceği çok parlak. Çünkü yetenekli. Pereira da bu şansı ondan esirgemiyor. Bu genç önemli bir fırsat. Ozan Tufan'dan sonra Uygar'ın da ilk 11'e katılması veya grubun bir parçası olmaya başlaması önemli. Çünkü sezon sonunda 12-13 oyuncunun sözleşmesi bitiyor. Uygar'ın önü çok açık.
Maç eksiği olmasına rağmen çok güvenli ve sorumluluk alarak oynadı. İlk izlenimi iyi vermek istedi ve başardı. Adı listeye yazıldığında rakip takımın kontrol etmesi gereken bir oyuncu olarak taktik tahtasında yerini alacak. Eğer takım oyunu oturursa çok işler yapar ve tribünleri ayağa kaldırır.
ÇAKIR TÜRKİYE'DE CESUR OLAMIYOR
Verdiği kararlara bakıldığında tereddütler yaşadığı bir gerçek. Türkiye'de cesur olamıyor. Hep kafasında 'acaba' sorusu var. Bu kadar net bir pozisyonu gözünün önünde olmasına rağmen 'devam' demesi inanılmaz. Sezona iyi giremedi. Dünyanın bir numaralı hakemi bile Süper Lig'in baskısında kırılganlık yaşıyorsa biraz da kendimize dönmemiz, 'Biz ne yapıyoruz, neden bu kadar acımasızız?' dememiz de lazım.
HAMZA HOCANIN KADERİ PAMUK İPLİĞİNE BAĞLI
Hamza Hamzaoğlu'nun G.Saray teknik direktörlüğü Atletico maçından sonra bitti. O yenilginin ardından tek bir yönetici, futbolcu, kanaat önderi Hamza hoca hakkında açıklama yapmadı, arkasında durmadı. Bu desteği kaybeden bir teknik adamın kaderi her zaman pamuk ipliğine bağlıdır. Trabzon maçından sonraki açıklaması da Hamzaoğlu hocadaki özgüven eksikliğinin bir belgesi. 3 kupalı bir teknik adam olarak kendini kanıtlamak zorunda hissetti. Önünde çok zor günler var.
Bundan önce Burak'sız takım denendi. Sneijder, Podolski ve Yasin ile oynadılar. Gerektiğinde Umut'u sahaya sürdüler. Burak formda olmayabilir, hocanın istediklerini de yapamayabilir ama takım alışkanlığı içinde önemli bir merkezdi. Bu nedenle bocalama olacaktır. Sadece G.Saray'da değil ekimdeki milli maçlarda da Burak'ın eksikliği hissedilir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Özür dilekçesi gibi bir galibiyet (11.11.2024)
- Bu çaresizliğin açıklaması yok! (08.11.2024)
- Hakeme rağmen iki takımı kutlamalı (04.11.2024)
- Taraftarın takımı! (28.10.2024)
- Sonunda anladı! (25.10.2024)
- Başıbozukluk (21.10.2024)
- Bir başkalar! (12.10.2024)
- Defansa ‘helal olsun’ diyorum (04.10.2024)
- Fred’le bir başka (30.09.2024)
- Kan kokusu alan köpekbalığı! (27.09.2024)