Mühür Arda'dan
Maçtan önceki yorumlarda, "İlk 45'i doğru oynamamız gerekiyor" dedim. Fatih Hoca da bu kez ayakları yere basan, her oyuncunun bildiği görevle oynadığı bir takımla çıktı sahaya. Kıpkırmızılar içindeki Millilerimiz, Konya'daki tribünlerin yarattığı atmosferde, baskıya başladılar. İzlanda yenilgisi Hollanda'yı bizden daha fazla baskı altına almıştı. Bu hataları da çoğalttı. İstatistikler Portakallar'ındı ama akıllı oyun bize aitti. Orta sahada ne istiyorlarsa yapsınlar, ceza alanına doğru dürüst giremezsiniz hükmü işliyordu.
Dört gün önce, Fatih Terim'in "Defans yapmayı bilmiyorlar" dediği oyuncular, Hollanda'nın forvetlerini pozisyonsuz oynatıyorlardı. Öğrendiler kısa sürede nerede duracaklarını, ne zaman-ne yapacaklarını demek ki...
Sneijder'i sürekli göz hapsinde tutan, topa kavuştuğu anda da kontrolde tutan çoğunlukla Selçuk'tu. Bütün sahayı dolaştı usta futbolcu. Kendini hem markajdan uzaklaştırmak istedi hem de ülkesi adına skoru değiştirmek için uğraştı. Bizimkilerin hepsi ezberlemişti kendisini.
Rakibin suyunun başında nöbetçiydik.
Agresifliği limitlerde hissederek kaleyi savunduk. Bıktılar bizimkilerin nefesini sürekli enselerinde hissetmekten. Biz kendi yıldızlarımızın içgüdüleriyle yürürken, Hollanda sadece pas kalitesini gösterdi, kalabalık beklediğimiz ikinci bölgeyi aşacak formülü üretemedi.
Net bir skor aldık. Hak ederek kazandık. Akıllı oynadık, güven kazandık. Kalan maçlar öncesinde depoda süper benzin var. Ayaklarımız yere basarak oynayacağımız maçlarımız da var. "Biz öyleyiz, böyleyiz" diyenler dört gün önceyi hatırlasınlar.
Yolumuzda dağlar var çünkü.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Özür dilekçesi gibi bir galibiyet (11.11.2024)
- Bu çaresizliğin açıklaması yok! (08.11.2024)
- Hakeme rağmen iki takımı kutlamalı (04.11.2024)
- Taraftarın takımı! (28.10.2024)
- Sonunda anladı! (25.10.2024)
- Başıbozukluk (21.10.2024)
- Bir başkalar! (12.10.2024)
- Defansa ‘helal olsun’ diyorum (04.10.2024)
- Fred’le bir başka (30.09.2024)
- Kan kokusu alan köpekbalığı! (27.09.2024)