Gazze, acımasız bir şekilde masum insanlar dikkate alınmadan bombalanıyor, suyu ve elektriği kesilerek yıllardır maruz kaldığı insanlık dışı uygulamalara yenileri ekleniyor. Gazze önemli konumu sebebiyle tarih boyunca ele geçirilmeye çalışılan ve savaşla anılan bir bölge oldu. Haçlı seferlerinden Napolyon'a kadar pek çok askeri harekâta tanıklık etti.
Napolyon, Mısır seferi sırasında burayı
"Asya'nın kapısı" olarak nitelemişti.
Gazze muharebelerinde Türk süvarileri.
I. GAZZE MUHAREBESİ
1917'ye girildiğinde Birinci Dünya Savaşı'nda bütün cephelerde savaş bütün hızıyla sürüyordu. Ancak Osmanlı kuvvetleri güney cephesinde birçok yeri kaybederek çekilmeye başlamıştı. 11 Mart 1917'de Bağdat düşmüştü.
İngilizlerin hedefi Kudüs'tü. Osmanlı ordusu ise Gazze-Birüssebi hattını tutarak İngilizleri durdurmaya çalışıyordu. Çatışmalar Gazze'de yoğunlaştı.
Cemal Kemal ve
Tuncay Yılmazer, makalelerinde Gazze'deki muharebeleri teferruatlı olarak anlatırlar.
Filistin önlerine gelen İngilizler, hem dini hem de tarihi açıdan son derece önemli topraklara geldiklerinin farkındaydılar. Askerlerin hatıralarında hem İncil'e hem de özellikle
Arslan Yürekli Richard'ın III. Haçlı Seferi'ne atıflar görülür. Tıpkı Çanakkale seferindeki gibi Haçlı seferi metaforu kullanılmıştı. Bazı askerlere göre bu harekât X. Haçlı Seferi'ydi.
İngilizler, 26 Mart 1917'de taarruza başlayarak Gazze'yi kuşattılar. Ancak I. Gazze Muharebesi'nde mağlup olan İngilizler, Osmanlı'nın iki katı zayiat vererek çekildiler.
Allenby, Kudüs'e giriyor.
II. GAZZE MUHAREBESİ
4. Ordu Komutanı
Cemal Paşa, ilk muharebede olduğu gibi Gazze-Birüssebi hattının mutlaka elde bulundurulmasına karar vermişti. İngiliz ordusu, 17 Nisan 1917'de karadan ve denizden taarruz başlattı. Ancak 17-20 Nisan 1917 tarihleri arasındaki İkinci Gazze Harekâtı'nda da ilk muharebede olduğu gibi Gazze'yi ele geçirmeyi başaramayıp büyük kayıplar vererek çekildiler.
Birüssebi
III. GAZZE MUHAREBESİ
Osmanlı birlikleri asker sayısı ve teçhizat olarak düşman karşısında zayıftı. İlerleyen düşman karşısında
Enver Paşa, elindeki birlikleri nerelere teksif edeceğine de bir türlü karar veremiyordu. Güney cephesi bir bir düşerken hâlâ Avrupa cephesinde Osmanlı birlikleri vardı. Ayrıca Osmanlı ordusundaki Alman komutanlar ile Türk komutanlar arasında görüş ayrılıkları bulunuyordu.
Başkomutan Vekili
Enver Paşa ile Bahriye Nazırı ve 4. Ordu Komutanı
Cemal Paşa, İkinci Gazze Muharebesi'nden sonra, Filistin Cephesi'nde İngilizlere karşı uygulanacak harekât tarzları üzerinde anlaşamıyordu.
Enver Paşa, karşı taarruzla, İngilizlerin her türlü desteğini sağladıkları Mısır'la irtibatlarının kesilerek Akdeniz'e dökülmesini,
Cemal Paşa ise müdafaada kalarak düşmanın muharebe gücünün zayıflatılmasını düşünüyordu.
Enver Paşa, orduların son durumunu görüşmek üzere, komutanlarının katılımıyla 24 Haziran 1917'de Halep'te bir toplantı yaptı. Toplantıda
Enver Paşa, müdafaanın tertiplenmesini uygun görmekle birlikte, İngilizlerin sağ kanadının gerilerine bir taarruz yapılması düşüncesinden de vazgeçmemişti.
Türk askerleri Kudüs'ten çekiliyor.
Osmanlı ordusu, Gazze'deki iki muharebeyi kazanarak İngilizleri durdurmuştu. Bunun üzerine İngilizler, Batı cephesinde mücadele eden önemli bir komutanları olan
Edmund Allenby'yi gönderdiler. İngiliz Başbakan
Llyod George, Noel'e kadar Kudüs'ün alınması emrini vermişti. Osmanlı yönetimi ise 1917 Ağustos'unda bölgedeki Osmanlı ordularını Alman taburlarıyla takviye ederek Yıldırım Orduları Grubu'nu kurdu. Başına da Batı cephesinde mücadele etmiş
Erich von Falkenhayn'ı geçirdi. Filistin cephesinde
Mustafa Kemal Atatürk, Fevzi Çakmak, İsmet İnönü, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy, Fahrettin Altay gibi birçok
önemli komutanımız da bulunuyordu. Çanakkale'de mücadele etmiş birçok birlik de bu cephedeydi. Türk tarafında net bir plan söz konusu değildi ve İkinci Gazze Muharebesi'nin bitiş tarihi olan 20 Nisan 1917'den itibaren aylar geçtiği hâlde komutanlar arasında tartışmalar sürmüş, uygun hareket tarzı seçilerek karar verilememiş, muharebe gücü üstünlüğü zamanla İngilizlerin lehine gelişmişti.
Falkenhayn
YAHUDİ TUGAYI İNGİLİZLERLE
İngilizler, birliklerini takviye ederek Filistin cephesinde dört kat kuvvet üstünlüğüne ulaşmışlardı. Osmanlı yönetimi ise Avrupa cephesindeki birliklerini getirmediği gibi bölgedeki birliklerin bir kısmını da Irak'a kaydırarak Filistin Cephesi'nde Osmanlı ordusunun zayıflamasına neden olmuştu.
İngiltere, Yahudi lobisini kazanarak ABD'nin daha fazla desteğini sağlamak amacıyla, Üçüncü Gazze Harekâtı'na başlarken 2 Kasım'da Balfour Deklarasyonu'nu yayımladı. Bir Yahudi tugayı ise İngilizlerle birlikte Türklere karşı savaşmak üzere önce Mısır'a, sonra Filistin Cephesi'ne gönderilmişti.
Gazze-Birüssebi hattındaki Osmanlı birliklerinden sorumlu
Von Kress Paşa, düşman saldırısını ağırlıklı olarak Gazze'ye bekliyordu. Ancak yanılacaktı. Gazze'ye kıyasla Birüssebi savunması zayıftı.
10 Ekim'de İngiliz istihbaratı iyi hazırlanmış bir mizansenle Türk hatlarının yakınlarında keşif yaparken içerisinde Gazze saldırısına dair planların olduğu özel mektuplarının da yer aldığı bir çantayı Türk devriyelerden kaçarken düşürdü. 27 Ekim'de Gazze önlerinde topçular ile İngiliz ve Fransız donanmasına bağlı gemiler çok şiddetli bir bombardıman başlattılar. Gazze'nin yoğun bombardımana tutulmasındaki amaç Türk mevzilerine zarar vermekten ziyade Birüssebi önlerine kaydırılan birliklerin hareketlerini maskelemekti.
Birüssebi garnizonu kendisinden yaklaşık 10 kat büyük bir kuvvete fazla direnemedi. Biz taarruzu Gazze'de beklerken İngilizler, 31 Ekim 1917'de Birüssebi'yi almışlardı. İngilizler, önemli bir köprübaşı elde ederken Gazze-Birüssebi hattı çöktü.
Osmanlı kuvvetlerinin Birüssebi'yi geri almak için yaptıkları taarruzlar bir netice vermedi. İngilizler, karadan ve denizden yoğun bombardımana tuttukları Gazze'yi harabeye çevirdiler.
Refet Bele Paşa, çekilmektense şehit olmayı yeğlemekteydi. Ancak savunma imkânı kalmayınca 6-7 Kasım 1917 gecesi Gazze'den çekildik.
Cemal Paşa
İNGİLİZLER İŞGAL ETTİ
Birinci ve İkinci Gazze muharebelerinde Filistin'i başarıyla savunan 4. Ordu Komutanı
Cemal Paşa'nın görevden alınarak cephe sorumluluğunun yeni kurulan Yıldırım Ordular Grubu Komutanlığı'na atanan Mareşal
Falkenhayn'a verilmesinden sonra yapılan Üçüncü Gazze Muharebesi'nde, İngiliz Ordusu, Birüssebi ve Gazze'yi ele geçirip hem sahil boyunca hem de Telüsşeria'da Filistin Cephesi'ni yardı. Böylece hem
Cemal Paşa'nın hem de
Mustafa Kemal Paşa'nın Alman komutanlar hakkındaki öngörüleri kanıtlanmıştı. Osmanlı birliklerinin çok önemli bir harp prensibi olan emir ve komuta birliğini sağlayamaması, Gazze'nin kaybının önemli sebeplerinden biriydi.
Düşman, Gazze-Birüssebi hattını ele geçirerek Filistin'e giriş kapısını açmıştı. Gazze'nin kaybı, Kudüs'ün ve Filistin'in bir kısmının İngiliz işgaline girmesine sebep olacaktı.