ABD ile 223 yıl önce tanışmış, ilk resmi ilişkilerimiz ise 1823'te başlamıştı. Türk tarihçiliğinin en önemli isimlerinden rahmetli Akdes Nimet Kurat,
"Türk-Amerikan Münasebetlerine Kısa Bir Bakış (1800-1959)" isimli kitabında anlatır.
18. yüzyılın sonlarında İstanbul.
İLK TEMASLAR BAŞLIYOR
Amerika 18. yüzyılın sonlarında Osmanlı İmparatorluğu'nun Kuzey Afrika'daki vilayetleriyle temas kurdu. Rahatça ticaret yapmak için bir haraç vermeye de mecbur oldu. Başka bir yazımızda bu hikâyeyi teferruatlıca anlatacağız.
İlk ABD gemisi 1797'de İzmir'e geldi. Amerika'nın Londra Elçisi
Rufus King, Londra'daki Osmanlı Elçisi
Yusuf Agâh Efendi ile
temasa geçerek iki ülke arasındaki resmi münasebetleri
başlattı. Bu temas sonucunda ABD'nin
Lizbon Elçisi
William Smith, 1797'de İstanbul
elçisi olarak tayin edildi, ancak elçi İstanbul'a
gelemediği için resmi ilişki kurulamadı.
1800'de
"George Washington" gemisi, Cezayir Dayısı
Mustafa Paşa'ya yıllık vergisini getirince, dayı geminin padişaha hediyeler götürmek için İstanbul'a gitmesini istedi. Kaptan gönüllü olmasa da Cezayir Dayısı'nın zorlamasıyla padişaha gidecek aslan, kaplan gibi hediyeler ve Cezayir temsilcilerini alarak yola çıktı. İstanbul'a gelerek Yedikule açıklarında demir atan gemiye hisar muhafızı tarafından kuzu ve çiçek gönderildi. Kuzu barışı, çiçek ise hoş geldiniz mesajını ihtiva ediyordu.
Üçüncü Selim
'BAYRAKLARIMIZ BENZİYOR'
1800'de İstanbul'a gelen ABD gemisini gören hükümdarı
Üçüncü Selim'in,
"Bu memleketin (ABD) bayrağındaki yıldızlar, Amerika kanunları, dini ve müesseseleri ile Türklerinki arasında yakınlık olduğunu göstermektedir. Zira Türkiye'nin bayrağında da gökyüzü cisimleri (ay ve yıldız) bulunmaktadır" dediği rivayet edilir.
ABD gemisine herkes ilgi gösterdi. Kaptanıderya
Küçük Hüseyin Paşa, Amerikan gemisini himayesi
altına aldı ve İstanbul'da kolaylıklar
temin etti. Geminin güzelliği ve askerlerinin
disiplini hayranlık uyandırmıştı. Kaptanıderya
Küçük Hüseyin Paşa, Kaptan
William Bainbridge'ye
iki ülke arasında resmi ilişkilerin
kurulmasının lüzumunu anlattı; ama
ABD'li kaptan yetkisi olmadığını söyleyerek
teklifi reddetti. İstanbul'da
52 gün kalan ABD gemisi, 1800
Aralık'ında şehirden ayrıldı. Amerikalı
kaptanın mecburi İstanbul seyahati bir
netice vermese de bu iki devlet arasındaki
ilk temastı.
İkinci Mahmud saltanat kayığında.
1802'de Pensilvanyalı
William Stewart, İzmir'e konsolos tayin edilmek istendi ama
iki devlet arasında resmi bir ilişki olmadığı
için Osmanlı yönetimi kabul etmedi. 1811'de
"Woodman and Offley" şirketinin İzmir'e gönderdiği
Pensilvanyalı
David Offley, Amerika
lehine gelişmeler elde edince ABD tarafından
İzmir'e konsolos tayin edildi; ama Osmanlı yönetimi
tarafından resmen tanınmadı.
Amerikan yönetimi 1817'de Türkiye ile temas kurmak istedi ancak bir netice alınamadı. 1820'de New York'lu bir tüccar olan
Luther Bradish İstanbul'a gönderildi. Bu sırada çıkan Yunan isyanından dolayı ortalık karışıktı. Ancak ABD'li tüccar ticaret imkânlarını inceledi. Osmanlı yönetimi,
David Offley'in İzmir konsolosluğunu ancak 1823'te resmen tanıdı. 30 yıldan fazla İzmir'de kalan
David Offley, iki devletin ilişkilerinin gelişmesinde önemli rolü oldu.
Tarihi Hindi Garbi'den Amerika ile ilgili bir resim.
GİZLİ MADDE REDDEDİLDİ
Kaptanıderya
Hüsrev Paşa da bu yıllarda Amerika
ile ilişki kurulmasını istiyordu. Amerikan hükümeti bu durumdan haberdar olunca Akdeniz filosu komutanı Amiral
John Rodgers'ı Türk amiraliyle görüşmesi için gönderdi. Amiral
Rodgers, 27 Mart 1825'te Boston'dan hareket etti. Altı gemilik filoyu ABD Cumhurbaşkanı da uğurlamaya gelmişti.
ABD filosu 20 Ağustos'ta İzmir Limanı'na girdi. O sırada büyük bir yangın çıkmıştı. ABD filosunun söndürmeye yardım etmesi İzmirlilerin sempatisini kazanmalarına yol açtı. O sırada Türk donanması, Yunan isyanını bastırmakla meşgul olduğundan temas kurulamadı ve ABD filosu kışı geçirmek için Portekiz açıklarında Minorka Adası'na gitti.
ABD filosu, 1826 Temmuz'unda tekrar İzmir'e geldi. Daha sonra Türk ve ABD gemileri Midilli Adası'nda buluştular. 6 Temmuz'da
Hüsrev Paşa tarafından gemide kabul edilen Amerikalılar, kaptanıderyanın nezaket ve zekâsından dolayı hayretler içinde kalmışlardı.
Hüsrev Paşa da Amerikalıların amiral gemisi North Carolina'yı ziyaret etti.
Hüsrev Paşa, ABD gemisinin İngiliz, Rus ve Fransız gemilerinden daha iyi olduğunu görmüştü. 1827'de Osmanlı donanması, İngiliz-Fransız ve Rus gemileri tarafından yok edilince yeni donanma inşası için ABD'den istifade düşünüldü.
1828'de İzmir Konsolosu
David Offley, antlaşma için İstanbul'a geldi ama başarılı olamadı. 1830'da ise ABD hükümeti New York'lu bir tüccar olan
Charles Rhind'i İstanbul'a gönderdi. Uzun müzakerelerden sonra 7 Mayıs 1830'da
"Ticaret ve Dostluk Antlaşması" imzalandı. Antlaşmanın bir de gizli maddesi vardı. Bu maddeye göre Türkiye'ye savaş gemileri inşa edilecekti. Ancak açık maddeler onaylanırken, gizli madde ABD senatosunda az bir farkla reddedildi. 15 Nisan 1831'de
David Porter, İstanbul'a maslahatgüzar olarak tayin edildi. Böylece ABD ile resmi münasebetler kuruldu.
ABD Maslahatgüzarı David Porter
İLK ABD'Lİ DİPLOMATI ESİR ETMİŞTİK
Amerika'nın İstanbul'daki ilk diplomatik temsilcisi David Porter, 1780'de Boston'da doğdu. Denizci olup ABD donanmasında hizmet etti. David Porter, ABD'nin Akdeniz filosunda hizmet ederken 1803'te Osmanlı'nın Kuzey Afrika eyaletlerinden Trablusgarb'daki denizcilere esir düştü.
David Porter, esaretten sonra ABD donanmasında hizmete devam etti. 1812-1815 İngiliz Savaşı'nda önemli hizmetleri oldu. İspanya-Amerika savaşında haksızlığa uğrayınca Meksika donanmasına girdi. Ancak Meksika-ABD savaşı başlayınca ülkesine döndü. Tersane müdürlüğü yaptı. Daha sonra Başkan Jackson tarafından 1830'da Cezayir'e konsolos olarak görevlendirildi. Ancak Cezayir işgal edilince işsiz kaldı. 1831'de İstanbul'a maslahatgüzar olarak tayin edildi. Porter, 11 Ağustos 1831'de İstanbul'a geldi. 1843'te ölene kadar burada ABD'nin temsilcisi olarak kaldı.