CHP'nin 6 Nisan'daki olağanüstü kurultayının ne gibi neticelere gebe olduğu meçhul. Şimdilik kontrolü ele almış gözüken Özgür Özel'in kazanacağına kesin gözüyle bakılsa da 'kurultaylar partisi' de denilen CHP'de sürpriz ihtimali her zaman yüksek.
Şaibeli 38. Kurultay'ın iptali durumunda mevcut yönetimin aldığı bütün kararların ve tabii bu arada neticeleriyle birlikte olağanüstü kurultayda alınacak kararın da yok hükmünde sayılabileceği söyleniyor ve bu ciddi bir problem.
'Sırtından bıçaklanmış' Kılıçdaroğlu, aday olmayacağını açıklasa da bir sürpriz yapabilir. Ancak Özel'i esas kaygılandıranın, kendisini genel başkanlığa taşıyan operasyonun arkasındaki itici güç İmamoğlu olduğu biliniyor.
Kılıçdaroğlu konusunda yaptıkları unutulmayan Özel'in, olağanüstü kurultayı İmamoğlu parantezinden kurtulmanın bir yolu olarak gördüğü, rivayetler arasında. İBB'nin kaynaklarını bonkörce dağıtarak kurultayda CHP delegelerinin Özel'e destek olmalarını sağladığı düşünülen İmamoğlu, olağanüstü kurultayın 'kayyım atanması' korkusundan değil kendisinden kurtulmak için yapıldığı kanaatine varırsa neler olabileceği, oldukça ciddi bir merak konusu.
Olağanüstü kurultayda yapabileceklerinin sınırlı olacağı düşünülse de tutuklu olan İmamoğlu'nun delegeleri ikna etmekte kullandığı yöntemlerin bir şekilde halen işe yarayabilme ihtimali söz konusu. Böylesi bir durumda, Özel'in kurultayda istediğini alabilse bile bundan sonrasını istediği gibi yürütemeyeceğini söylemek gereksiz.
Asıl mesele ise bütün bu hengamede CHP kitlesinin durumu. Türkiye'nin ana muhalefet partisinin taraftarlarının, yönetici kadroların kendi aralarındaki çatışma konusunda ne düşündükleri, önemli. Türkiye'nin iç ya da dış önemli konuları hakkında zerre kadar bir fikir üretemeyen yöneticilere sahip CHP'nin taraftarı olmak, hakikaten zor bir iş.
İmamoğlu'nun gözaltına alındığı 19 Mart'tan beri CHP'lilerin olup bittiği rivayet edilen yolsuzluk ve benzeri konularda herhangi bir açıklama yapamayışları, meselenin püf noktası. Bunun yerine, böyle davranmanın kimseye bir faydası olmayacağını bile bile insanları sokağa çağırıyor ve anlamsız boykotlarla yaşananların üstünü örtmeye çalışıyorlar. Oysa adalet mekanizması çalıştığında onu durduramazsınız.
Yolsuzluk, rüşvet, irtikap gibi suçlar işlediği kanaatiyle tutuklanan İmamoğlu'nu 'yargılatmayacaklarını' söylemekten neredeyse dilleri şişen CHP'lilerin, Batılı liderlerin kendilerine sahip çıkmasını istemeleri, ibretlik.
Toplamda trilyonlara ulaşan İBB bütçesi ile 6 senedir ne yapıldığı sorusuna cevaben birkaç kent lokantası ve birkaç kreş dışında hiçbir şey sayamayan birisinin yolsuzluk yapmadığına kimseyi inandırmalarının mümkün olmadığı, konunun özeti.
Cadı kazanı gibi kaynayan CHP'nin dikkatleri dağıtmak için ortalığı karıştırma çabaları da işe yaramıyor, şükür…