Cumhurbaşkanımızın konuşması sırasında dolu olduğuna neredeyse bütün dünyanın şahitlik ettiği BM Genel Kurulu salonunun tenha hatta boş olduğu yalanını söyleyenlerin ruh hallerini çözümlemek, psikiyatristlerin işi.
Ancak, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın sık sık alkışlarla kesilen konuşmasında, 'kral çıplak' dediği düşünülürse, 'o sırada salon boştu' diyenlerin aşağılık kompleksinin dibini bulmuş sistem dalkavukları olduğu, açık.
'Misyonunu ifa etmekte yetersiz kalan' Birleşmiş Milletler'in, 'giderek işlevsiz, hantal ve atıl bir yapıya dönüştüğünün', kuruluşun genel kurulunda vurgulanmasının varlıklarını sisteme borçlu olanların canını sıkması, normal.
'Dünya barışını, güvenliğini korumak ve uluslararasında ekonomik, toplumsal ve kültürel bir iş birliği oluşturmak için kurulan' Birleşmiş Milletler'in misyonunu ifada yetersiz kaldığını, herkes gibi dalkavukları da biliyor elbette. Ancak dalkavukların varlık sebebi, BM ve benzeri kuruluşları görevlerini yapmasalar bile yapıyormuş gibi göstermek.
Katıldığı hemen her zirve toplantısında Birleşmiş Milletler'le ilgili gerçeklere vurgu yapan Cumhurbaşkanımızın çabalarının kısa vadede sonuç getirmeyeceği, zaten bilinen bir husus. Ancak, BM Genel Kurul salonunun kalabalıklaştığı bilinen konuşmasında, 'uluslararası barış ve güvenliğin imtiyazlı 5 ülkenin keyfine bırakılmayacak kadar önemli olduğunu' söylediği sırada alkışların zirve yapması, çok şey anlatıyor.
Aynı netlikte olmasa da BM sistemi ile alakalı eleştirilerin Genel Kurul'daki diğer konuşmalarda da yoğunlaşması, 'Dünya 5'ten Büyüktür' anlayışının dalga dalga yayıldığının habercisi.
Son zirveye hazırlık sadedinde BM tarafından hazırlatılan 'Küresel Yönetimin Değişimi' başlıklı raporda bile, 'BM Güvenlik Konseyinin, veto hakkı olan 5 daimi üyenin güçleri nedeniyle etkisiz ve yanlı karar verdiğinin ve dünyayı coğrafi, politik, kültürel ve birçok konuda temsilden uzak olduğunun' belirtilmesi, sistemin hakimleri yanında dalkavukları da ürkütmüş olmalı.
Gazze'de aylardır sürdürülen ve 41 binden fazla Filistinli'nin hayatını kaybettiği İsrail saldırılarının, BM'nin acziyetini ve icra organı Güvenlik Konseyi'nin yanlı olduğunu ortaya koyduğunun onlar da farkında.
Yaralanan 100 bine yakın insan, zor şartlarda görev yapan 172 gazeteci ve hayat kurtarmaya çalışan 500'ü aşkın sağlık görevlisinin de katli, konunun bir yanı. Gazze halkının imdadına koşan insani yardım görevlisi 210'dan fazla BM personelinin öldürülmesi; onlarca hastane, yüzlerce okul, hasta taşıyan 130'dan fazla ambulans yanında 820 cami ve 3 kilisenin de İsrail tarafından vurulmasına rağmen Güvenlik Konseyi'nin gıkını bile çıkaramaması, sistemin iflasının ilanından başka bir şey değil.
'BM Genel Kurul salonu boştu' yalanına sarılan dalkavuklar ne kadar yırtınsa da 'Dünya 5'ten Büyüktür!..'