EKREM KIZILTAŞ

Hayal dünyası…

Türkiye'nin son senelerde yaşamak zorunda kaldığı bazı gelişmelerde kendi ayaklarımız üzerinde durmamızdan hoşlanmayan mihrakların ciddi manada katkıları olduğu açık bir gerçek.

Filmi geriye sardığımızda 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat gibi birçok önemli gelişmenin ülkemizin iç dinamiklerinden çok, bu adımları atanları yüreklendiren ve teşvik eden dış dinamiklerin eseri olduğu, artık iyice netleşmiş durumda.

Yaşamak zorunda bırakıldıklarımız sonrasında bizim değil, bizimle ilgili hesapları olanların karlı çıktıklarını anlamak için fazla uğraşmaya da gerek yok. Söz konusu gelişmeleri yaşamak zorunda kaldığımız dönemlerle ilgili değerlendirmeler, hangi girişimin hangi sebeplerle yapıldığını ve ne gibi neticeler getirdiğini anlamak için, yeteri kadar öğretici. Her müdahalenin, ülkemizin gelişme ve kalkınma yolculuğunu durdurmakla kalmayıp, on yıllarca geriye götürdüğünü hatırlatmak bile gereksiz.

Ülkemizin derlenip toparlanma ve tekrar ayağa kalkma çabalarının her defasında aynı muameleyle karşılaşmasına, 'işte bizim hikayemiz' denilebilir. Dış mihrakların talimatlarıyla harekete geçen ve onların isteğiyle ülkemizin yürüyüşünü engellemeye çalışan dahili aktörlerin, açıkça ihanet denilmesi gereken girişimlerini vatanseverlik olarak yutturabilmeleri de, işin en vahim tarafı.

Geriye doğru baktığımızda, milletimiz tarafından seçilip milletimize hizmet için çalışanlara yönelik darbeleri yapanlar ve şakşakçılarının, hükümran oldukları süre boyunca herkesi ikna olmuş gibi gözükmeye zorladıklarını ve bunu sağladıklarını anlamak, zor değil. Milletimizin ülkeyi korumak üzere kendilerine emanet ettiği silahları millete çevirmekte tereddüt etmeyenlerin ikna kabiliyetlerinin yüksek olması şaşırtıcı da değil zaten.

Taşların büyük çapta yerli yerine oturduğunu söyleyebileceğimiz günümüzde bile, 'güzel' olduğunu düşündükleri eski dönemleri hasretle anan ve tekrar kavuşabilmeyi hayal edenlerin varlıkları, sır değil. Bu çevrelerin temel vasıflarından birisi, bizim için gerekenleri başkalarının bizden daha iyi bileceklerine inanmaları.

Bu zihniyeti tanımak için uzun boylu araştırmaya da gerek yok. Ülkemizde son yıllarda gerçekleştirilen baş döndürücü gelişmelere yönelik tavırları, her şeyi anlamak için kafi. Milletimizin sevindiklerine üzülürken üzüldüklerine de sevinmek, bu zihniyeti tanımanın en kolay yolu.

Siyasi alandaki haydi haydi 'normalleşme' denilebilecek gelişmeleri, 'yumuşama' tabiriyle değerlendirenler, malum zihniyetin günümüzdeki uzantıları. Bunların yumuşamadan anladıkları da ülkemizi teslim almaya niyetlenenlerin istediklerinin yapılması…

Hayal dünyasında yaşamaları, kendi bilecekleri bir şey. Ancak, milletimizin sahip olduğu maddi ve manevi kazanımları kaybetmeye hiç niyeti olmadığını 15 Temmuz'da açıkça deklare ettiğini akıllarından çıkarmamalarında fayda var…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.