EKREM KIZILTAŞ

Çözümsüzlük çözüm değil!..

İhsan çay getirdiğinde Selim, elindeki gazeteyi bırakarak:

- Gazze'de ekmek sırasındaki insanlar bile vuruluyor, diyen Birleşmiş Milletler sözcüsü, Batı Şeria'da artan şiddetten derin endişe duyduklarını ve Cenin Mülteci Kampı'na yönelik saldırıların can kaybı ve büyük zayiata yol açtığını kaydetmiş. Bölgedeki meslektaşları, önceki gün Gazze'deki 50 binden fazla kişinin yürüyerek ya da başka yollarla güneye kaçtıklarını düşünüyorlarmış… İhsan, araya girerek:

- Bu açıklamalar, BM sözcüsünden çok çaresizlik içindeki Gazzeli birisi tarafından yapılmış gibi. Yardımların yetersiz olduğundan, sağlık tesislerine saldırıların devam ettiğinden, yakıt olmadığı için hastanelerdeki bazı bölümlerin kapatıldığından, kuzeyde temiz su ve yakıt olmadığı için hizmet veren fırın kalmadığından filan bahsetmiştir herhalde… Duraksayan Selim, biraz düşündükten sonra:

- Anlaşıldı, sen gazeteleri bizden önce okumuşsun. Okumasan da söyleneceklerin ne olduğu aşağı yukarı belli zaten. Oysa BM sözcüsü başka şeyler söyleyebilmeli diye düşünüyor insan… Melih Bey:

- Açıklama, Zaten herhangi bir anlamı kalmamış olan Birleşmiş Milletler'in ne hale düştüğünü gösteriyor. Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un derin uykudan uyandığına dair işaretler var. Bir soru üzerine şunları söylemiş: 'Bir partner ve dost olarak söylüyorum ki terör saldırısından bir ay sonra, bu şekilde başa çıkmaya çalışırsanız bence kınanan ve suçlu olan siz olursunuz. Bebekler, kadınlar, yaşlılar bombalanıp öldürülüyor. Bunun hiçbir gerekçesi ve meşruiyeti yoktur. Bu yüzden İsrail'i durmaya çağırıyoruz'… Mustafa:

- Melih Bey, şimdiki durum ne? İsrail'in, Gazze'nin belirli bölgelerine girdiği haberleri ne kadar doğru?..

- Rivayetler muhtelif. Net olan İsrail'in sadece bombaladığı ve Hamas mensupları ile göğüs göğüse çarpışmayı gerektirecek meskun mahal harekatı konusunda isteksiz olduğu. Gazze'ye girme konusunda ABD'nin de itirazları var. Hamas mensuplarının bölgeye giren güçlere ağır darbeler vurduğuna dair haberler oldukça yoğun. İsrail askerlerinin yapabildiği tek şey tankları ve zırhlı araçlarla hastanelerin yanında mevzi almak… Remzi:

- Bu arada bombalama ile ilgili günde 4 saatlik bir ara verilme kararı da söz konusu. Bu ne anlama geliyor?..

- Çok net bir konu değil ve İsrail'in Gazze'nin kuzeyinin boşaltılmasını sağlamak için buna razı olduğuna dair değerlendirmeler var. İsrail'in saldırılarını sürdürmek için böyle bir araya ihtiyacı olduğu da söyleniyor. Belki Gazzeliler bölgeyi terk eder ümidi de işin içinde olabilir. Konuyu, 'İnsanların nefes almasına izin vermek ve onları tekrar bombalamaya başlamadan önce bombalama olmadan hayatın nasıl bir şey olduğunu hatırlatmak için 4 saatlik ateşkes… Bu çok alaycı ve zalimce' sözleriyle, BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese özetlemiş... Mehmet:

- BM'nin çaresizliğinin bir başka ifadesi. Aksa Tufanı Harekatı'nın ilk günü Hamas'ın müzik festivalindeki insanları öldürdüğü iddia ediliyordu. Bu konuda ortaya çıkan bazı yeni görüntüler, oradakilerin İsrail uçakları tarafından vurulduklarını gösteriyor. İsrailli pilotlar da sivilleri vurduklarını kabul etmişler…

- Görüntüleri ben de gördüm. İlk günden beri festivale katılanları Hamas'ın öldürdüğü iddiaları ile ilgili herhangi bir delilleri yoktu zaten. Bu görüntüler de festivaldeki sivilleri İsrail'in vurduğunu ispatlıyor…

Dimyat'a pirince giderken…

- Net bir cevabı olmadığını biliyorum ama yine de bu işin nereye doğru gittiğini sormak istiyorum. Evet Melih Bey, Gazze meselesi nereye doğru gidiyor?..

- 7 Ekim'den beri akıl mantık dışı bir durumla karşı karşıyayız ve nasıl başladıysa öyle gidiyor. Normalde iki ya da bilemedin üç gün içinde durdurulması gereken bir çılgınlık bu. Ancak, İsrail söz konusu olunca bilinen bütün kurallar devre dışı kaldığı için neler olabileceğini kestirmek güç. Öncelikle söylenmesi gereken, İsrail'in bölge ile ilgili hesaplarını gerçekleştirebilmesi için Gazze'nin içlerine girmesi gerektiği. 36 gündür bombalamalarına rağmen bunu yapmaya muktedir olmadıkları anlaşılıyor. Böyle giderse bu işin daha aylarca süreceğini söyleyenler de mevcut. Bu durumda da, ülkelerinde şiddetli protestolar olan Batılı kuklaların bu duruma daha ne kadar tahammül edebilecekleri sorusu akla geliyor… İhsan:

- Macron gibi onların da seslerini yükseltebileceklerini mi söylüyorsun?..

- Öyle sanıyorum. Şu anda yaşananlar her şeyin bitişi değilse, İsrail'in de Batılı kukla liderlerin de yarın ortalık sakinleştiğinde kendilerini savunmak için söyleyebilecekleri şeyler olması gerek. Yaşananlardan sonra İsrail'in on milyonlarca Müslüman arasında normal bir şekilde varlığını devam ettirebilmesi mümkün olabilir mi sorusu önemli, mesela. Bizde 'kurt kışı atlatır ama yediği ayazı unutmaz' diye bir söz var. Nüfusu 7 milyon olan İsrail, bütün bu melanetlerinden sonra, on milyonlarca Müslümanın bulunduğu bir coğrafyada yaşayacağını düşünüyordur herhalde… Mehmet:

- Batılı kuklalar da, BM ve Güvenlik Konseyi gibi uluslararası kuruluşları dünyaya pazarlamakta epey zorlanırlar...

- Aynen. Siyonistlerin desteğini alabilmek için suskun kalanlar da seçimlerde büyük faturalar öderler bence. Batılı medya olup bitenleri gizlese de sosyal medyada ciddi bir Filistin taraftarlığı söz konusu. İnsanların çoğu neler olup bittiğinin farkında ve İsrail karşıtlığı ciddi şekilde yükseliyor. Her ülkede ciddi gösteriler var ve katılımcıların çoğu da bu ülkelerin halkları… Selim:

- Çok gündemde değil, ama son gelişmelerden sonra Filistin meselesinin halli için ortaya atılan görüşlerden hangisi ağır basar sence?..

- Filisin meselesinin halli ile ilgili ortaya atılan görüşlerin hemen tamamı temel olarak Filistinlilerin aleyhine. Çünkü orada alçakça bir işgal söz konusu. Ancak, her türlü çözüm formülüne karşı çıkan da hep İsrail. Dışarıdan gelip buradakileri kovduğu ve Filistin'in tamamını ve ardından da Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan, Irak ve Türkiye sınırlarından da bir yerleri haritasına eklemeyi hesapladığı için, bütün çözüm tekliflerini reddediyor. Bunun temel sebebi, çözümsüzlüğün genişlemesine vesile olma ihtimali. Ancak bana öyle geliyor ki Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan da olacak… Mehmet:

- İki devletli çözüme de bu sebeple mi karşı çıkıyorlar?..

- İki devletli çözüm, 1967 sınırlarında Doğu Kudüs merkezli, bağımsız ve toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin devleti öngörüyor. Bu, İsrail'in nüfusu dengelemek için yıllardan beri her sene bölgeye getirip Filistinlilere ait yerlere kondurduğu yerleşimci denilen hırsızları geri göndermesi ya da kendi içine alması demek. Bu da işine gelmiyor tabii olarak… Selim:

- Tek devletli çözüm denince ne anlamak gerek ve İsrail buna niçin razı değil?..

- Tek devletli çözüm, Filistin'in tamamında Yahudilerle Filistinlilerin beraber yaşayacakları bir devlet demek. Batı Şeria, Gazze ve içindekilerle beraber Filistinlilerin nüfusu, hele mülteciler de dönerse, Yahudilerin nüfusunu geçeceği için bu. İsrail için ölümden beter. Bu durumda, İsrail bir Arap ve Müslüman devlet haline gelir çünkü… İhsan, içini çekerek:

- Dua etmek, Fetih Suresi okumak, protesto gösterileri yapmak, yardım gönderen kuruluşlara bağışta bulunmak ve İsrail bağlantılı ürünleri boykot etmek dışında şimdilik yapılabilecek bir şey yok gibi… Melih Bey de içini çekti:

- Cenab-ı Hakk , Filistinli kardeşlerimizin ve bizlerin yardımcısı olsun!..

- Amin!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.