EKREM KIZILTAŞ

Bu böyle gitmez!..

Melih Bey selam vererek girdiğinde, ekip TV başındaydı. Selim, Melih Bey'e:

- İçimiz dışımız haber oldu neredeyse. Ancak neler olup bittiğine hala akıl erdiremiyoruz. İsrail hiç durmadan bombalıyor ve çoğu çocuk ve kadınlar olmak üzere kayıpların sayısı her gün artıyor. Her sabah, belki ateşkes için bir şeyler yapılmış olabilir ümidiyle kalkıyoruz. Ama herhangi bir gelişme yok. Siz ne düşünüyorsunuz?..

- Benim de sizden kalır bir yanım yok aslında. Hepimiz elimizden geldiği kadar haberleri izliyor ve öğrendiklerimiz üzerinden yorumlar yapmaya çalışıyoruz. Tabii televizyonlarda daha çok İsrail'den haber aktaran muhabir arkadaşları izliyoruz. Gazze'den zaten az gelebilen haberler iyice azaldı. Sürekli bombalanma ve sürekli yıkım ve ölüm haberleri. Dün akşama kadar bilinen vefat sayısı 7 bin 326, yaralı sayısı 18 bin 967 idi. Dün gece şimdiye kadarki en ağır saldırının sonuçları hakkında henüz bilgi yok. Çünkü İsrail bölgenin iletişimini de tamamen kesti.… Melih Bey, çayını yudumlayıp devam etti:

- Bu işin başlangıcı olduğu gibi devamı da akıl dışı olduğu için sözler artık anlamsız. 7 Ekim sabahından beri olup biten her şeyin, aslında 21. Yüzyılda yaşanmaması gereken şeyler olduğunu, hepimiz gibi İsrail'in yönetenler ve onlara destek olanlar da biliyor. Aksa Tufanı Harekatı sonrası yaşananların, İsrail'in 'kendini savunma hakkı' olarak tanımlanması hali bile fersah fersah aşıldı çünkü… İhsan:

- 20 gündür hedef gözetmeksizin evleri, okulları, hastaneleri, camileri, kiliseleri bombalayan ve binlerce insanı katleden İsrail'in, yaptıklarının savaş suçu olduğu bilindiği halde neden durmuyor ve İsrail'e destekte birbirleriyle yarışanlar neden bu gidişata dur deme ihtiyacı hissetmiyorlar?..

- Netenyahu'nun 2001'de çekilmiş bir videosu var. 'Asıl yapılması gereken şey, Filistinlileri sürekli vurmak, üç beş kez değil, sürekli olarak vurmak, acı çektirmek' şeklinde sözler ediyor ve 'dünya bizi saldırganlıkla suçlamaz mı?' sorusuna, 'Dünya, kendimizi savunduğumuzdan başka hiçbir şey söyleyemez' cevabını veriyor. Daha dikkat çekici olanı ise 'Dünyanın tepkisinden korkmuyorum. Özellikle Amerika'yı çok iyi tanırım. ABD'yi kolayca yönlendirebilirsin, istediğin tarafa çekebilirsin' şeklindeki sözleri. Merak edenlerin internette bulup izleyebilecekleri bu video her şeyin izahı… Melih Bey, çayını yudumlayıp devam etti:

- İsrail BM kararıyla kurulan ve sonrasında BM'nin ve Güvenlik Konseyi'nin kararları takmayan bir ülke. Güvenlik Konseyi'nde alınmaya çalışılan ateşkes kararları ABD ve Rusya arasındaki çekişmeye takıldı. Birleşmiş Milletler'in Genel Kurulu'nda 120 ülke tarafından kabul edilen Gazze'de acil, kalıcı ve sürekli bir insani ateşkes çağrısında bulunma talebinin, İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen tarafından 'alçakça çağrı' olarak değerlendirilmesi, dünya sisteminin acınacak halini gösteriyor… Mehmet:

- Bildiğim kadarıyla BM'nin değilse de Güvenlik Konseyi'nin aldığı kararlara uymayan ülkelere ciddi yaptırımlar uygulanması gerek. Bu durumda sormak gerek, BM ve özellikle de Güvenlik Konseyi'nin İsrail'le ilgili kararları uygulanmıyor mu, uygulanamıyor mu?..

- Herhangi bir fark yok. Netice olarak işler İsrail'in ve destekçilerinin istediği gibi yürüyor. Mevcut dengeler ve varlığı bile artık tartışılabilecek uluslararası sistemin zaafları, güçlü olanların istediklerini alabildikleri bir ortam oluşturmuş durumda… Remzi:

- İyi de bu nereye kadar gidecek böyle?..

- Bunu bilmek imkansız. Söylenebilecek olan bunun böyle gitmemesi gerektiği. Bir yandan demokrasi, insan hakları ve benzeri masallar anlatacak ama bir yandan da zalimlerin zulmüne ses çıkarmayacaksın. Gidişatın bir noktada değişmesi şart. Ama bunun ne zaman ve nasıl oyacağı konusunda herhangi bir fikrim yok. Bildiğim, tarih boyunca ciddi değişimlerin ciddi gelişmelerden sonra yaşandığı… Mustafa, araya girdi:

- Şu anda yaşanmakta olan da ciddi bir gelişme. Baksanıza bilinen kayıpların sayısı 7 binden yaralıların sayısı 19 binden fazla. Üstelik dün geceki rakamlar ve bu arada yıkıntılar altında olanlar buna dahil değil. Bu durum ciddi bir gelişme değil mi?..

- Batılılar sessiz kalsalar da, hiç şüphesiz yaşadıklarımız ciddi gelişmeler. Sürecin nereye doğru gittiği de meçhul. Şimdi söyleyeceklerim, tamamen sezgiye dayalı bir yorum. Öncelikle, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının nereye varacağını ve bir kara harekatı olursa neler yaşanabileceğini, bilmiyoruz. İlk anda İsrail'in avantajlı olduğu düşünülse de, gerek Gazze'de ve gerekse Lübnan'da vaktiyle yaşanan bazı tecrübeler, gelişmelerin İsrail ve dostlarının beklediği gibi olmayabileceğini de hatırlatıyor… Selim'in kafası karışmış gibiydi:

- Bu durumda dahi, uluslararası alanda bu kadar güçlü desteklere sahip olan İsrail'i boyun etmeye mecbur bırakabilecek gelişmeler olabileceğini mi söylemeye çalışıyorsunuz?..

- Her şey mümkün… Biz işin maddi tarafına çok dalmış durumdayız. Ama bir yandan da sanırım hepimiz Gazzeli kardeşlerimiz için dualar ediyoruz. Unutmayalım ki İsrail'in kuruluşu ve sonrasında yaşanabileceklerle ilgili çeşitli tahminler söz konusu ve bunların çoğu da, İsrail'in sonunun pek iyi olmayacağı yönünde… İhsan:

- Tahmin derken, bir tür kehanetten mi bahsediyorsun?

- Öyle de denebilir. İsrail'in kuruluşunun yanlış olduğunu düşünen hahamlar vardır mesela. Bunlardan bazıları, daha 1948'de 'İsrail'in kuruluşu sonumuz olacak' demişlerdir. Yaptığı zulümler sebebiyle de İsrail'in 70 ya da 80 yıl ancak yaşayabileceği şeklinde değerlendirmeler var. Bu, konunun hikmet tarafıyla ilgili tabii… Mustafa:

- İsrail tarafı ilk günden beri kara harekatı deyip duruyor. Sizin kanaatiniz ne?..

- Kara harekatı yerine meskun mahal harekatı tabiri daha uygun. Mesele, İsrail'in Gazze'ye girmesi durumunda ne ile karşılaşacağını bilmeyişi ile ilgili. Askeri açıdan çok güçlü olabilirsiniz, ama göğüs göğüse çarpışmada işler biraz karışır. Hamas'ın Aksa Tufanı Harekatı'nın sonraki aşamaları için hazırlık yapmış olması, kuvvetli ihtimal. Bu konuda ne gibi hazırlıklar olduğunu kimse bilmiyor. Bu da sanırım İsrail açısından ürkütücü… Selim:

- Gazze'nin altını kaplayan uzun ve karmaşık tünellerden bahsediliyor… Melih Bey, gülümseyerek:

- Evet, espri ile karışık Gazze Metro denilen bir sistem. Rivayetlere göre 500 kilometre uzunluğunda. Ancak, tahmin edilebileceği gibi büyük bir sor ve İsrail'i 20 gündür tedirgin eden de bu. Sadece İsrail'in de değil, ABD'nin de canı sıkkın... Mustafa:

- Vaktiyle Irak'ta Felluce'de bu tür tünellerle uğraşmış ABD'li bir generali de danışman olarak getirtmiş İsrail. Bu adamdan destek alarak, tünellerde kimyasal silah kullanmak ya da su ile doldurmak gibi yöntemler deneyeceklerinden bahsediliyor…

- Mümkün. Ancak, o kişinin bildikleri kadarını hatta daha fazlasını yıllardır bu tünel sistemini hazırlayan Hamas mensuplarının da bildiklerini ve olabilecek her türlü saldırıya karşı tedbirler geliştirdikleri söylenebilir… Tünelleri tespit edebilecek teknolojilere karşı da hazırlık yapıldığını düşünmek durumundayız. Tünellerin en dikkat çekici tarafı, bu konuda bilinenlerin az oluşu… İhsan:

- Harekatın ilk günü çok sayıda roket kullanan Hamas'ın bütün roketlerini harcamadığı ve sonraki aşamalarda kullanmak üzere beklettiği epeyce roket olduğu görüşü yaygın. Ne dersiniz?..

- Öyle olması gerekir. Hamas'ın, ne yaptığının ve nelerle karşılaşacağının hepimizden fazla farkında çünkü… İhsan:

- O zaman dua etmeye, Fetih Suresi okumaya, elimizden geldiği kadar yardımlara devam edecek ve bekleyeceğiz, anlaşılan?..

- Evet. Bunun böyle gitmemesi gerektiğini biliyoruz ancak bizim yapabileceklerimiz bunlarla sınırlı. Şimdilik tabii. Bu arada, 'Hamas bir terör örgütü değil topraklarını ve vatandaşlarını koruma mücadelesi veren bir kurtuluş ve mücahitler grubudur' diyen Cumhurbaşkanımızın: 'İnsani, siyasi ve askerî varlığımızla Filistin tarafının garantörlerinden biri olmaya hazırız' sözlerini de unutmayalım… Melih Bey, biraz düşündükten sonra:

- Biz, bunun böyle gitmemesi için yapabileceklerimize odaklanırken, başka yerlerde yapmaları gereken başka şeyler olanlar da gerekeni yapıyorlardır herhalde!..

- İnşallah!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.