İpleri kimin elinde?..
Gazze'ye yönelik bombardımanlarda hayatlarını kaybedenlerin sayısı 6 bini, yaralananların sayısı 17 bini bulmuşken ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve Kanada liderlerinin 'İsrail'in kendini savunma hakkını destekleyen' ortak bildirileri, tam anlamıyla 'tüy dikmek!'.
Zaten sürekli saldırmasıyla bilinen İsrail'in savunma hakkından bahsedenler, alçaklık ve yalakalığın zirvesindeler. Sivillerin oturduğu evlerle yetinilmeyip okul, hastane, cami, mülteci kampları, BM binaları ve kiliseler bile bombalanırken adeta 'daha, daha' diye haykırıyorlar. İsrail'in Gazze'ye daha fazla bomba yağdırmasını; çocuk, kadın, ihtiyar yanında daha çok gazeteci, sağlık görevlisi öldürmesini istiyorlar belli ki.
Saldırganın 'savunma hakkından' bahseden ortak bildiriye imza atanların, bu metni işgal ettikleri makamı borçlu oldukları Siyonist mihraklara bağlılıklarını bildirmek için kaleme aldıklarında şüphe yok. Kudurmuşçasına mazlum insanları bombalayıp katleden İsrail'in savunma hakkını kullandığı yalanına inanan olup olmadığı, ayrı bir mesele.
Bütün engellemelere rağmen dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve Kanada'da da ciddi protesto gösterileri yapılıyor. İsrail'de ve başka ülkelerdeki Yahudiler arasında bile katliamın durdurulması gerektiğini savunanlar var.
Dünya medyasının önemli bir bölümünü yönlendirebilen Siyonist mihrakların, bu güçlerini belirli ölçüde kaybetmiş olduklarını söyleyebileceğimiz bir dönemdeyiz. Yakın bir zamana kadar her ne yaparsa yapsın İsrail'in melanetleri ya gözlerden gizlenmeye çalışılır ya da yalanlar aracılığıyla öldürülen Filistinliler suçlanırdı.
Siyonistler tarafından yönlendirilen yayın organları ne kadar çabalasa da Filistin'de işlenen alçakça katliamlar artık daha fazla insan tarafından öğreniliyor ve tepkiler de gittikçe yayılıyor.
Yeteri kadar olmasa da İsrail'in yaptıklarına 'katliam' diyebilen yayın organlarının sayısında artış söz konusu. Gazze'nin hedef gözetmeksizin bombalanmasının 'savunma' ile bir ilgisi olmayıp tam bir katliam olduğunu, onlar da haykırıyorlar.
İsraillilerin ve bu arada kendi halklarının çoğunun farkına vardıkları kural tanımaz İsrail gerçeğinin tabii ki ABD'yi, İngiltere'yi, Almanya'yı, Fransa'yı, İtalya'yı ve Kanada'yı yönetenler de farkında. Ancak her birisi birer kukla ve ipleri de başkalarının elinde olduğu için, yaşanan vahşete karşı insan olmanın gereklerini yerine getiremiyorlar.
Siyonistler mihrakların kuklaları tarafından yönetildikleri artık iyice netleşen 'büyük' devletlerin de ses çıkaramadıkları sınır tanımaz alçaklığın nerede duracağını kestirmek imkansız.
Yazıyı Hazreti Ali'nin (RA) bir sözü ile noktalayalım: "Eğer zalim ısrarla zulme devam ediyorsa, bil ki sonu yakındır. Mazlum da ısrarla direniyorsa, bil ki zafer yakındır."
İnşallah!..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- En azından ayıp!.. (09.11.2024)
- Anlamak çok mu zor?.. (06.11.2024)
- Köprüden önceki son çıkış… (03.11.2024)
- Yok öyle!.. (02.11.2024)
- Ne oldu şimdi?.. (30.10.2024)
- Dosta güven, düşmana korku!.. (27.10.2024)
- Bir kıl bile değil… (26.10.2024)
- İyi bilmezdik… (23.10.2024)
- Gazze’nin generalleri bitmez!.. (20.10.2024)
- Kötü ve daha kötü… (19.10.2024)