EKREM KIZILTAŞ

Aksa Tufanı…

Selim ve Melih Bey mekana girdiklerinde, cumartesi sohbet ekibinin her zamankinden daha kalabalık olduğunu gördüler. Masaya yaklaşırlarken Selim, fısıldar gibi:
- Melih Bey, bugün işin zor. Beldenin sicilli muhaliflerinden ikisi burada... Melih Bey gülümseyerek:
- Problem yok… Selamlaşma ve tanışmadan sonra ilk soru İhsan'dan geldi:
- Melih Bey, siz gelmeden önce Filistin'de olup bitenlerden bahsediyorduk. Gelişin iyi oldu. Çünkü hepimizin kafasının takıldığı noktalar var. Öncelikle, Gazze'nin mevcut durumunda HAMAS'ın başlattığı bu harekatın doğru olup olmadığı konusunda ne düşünüyorsun?..
- Doğru olup olmadığı ile ilgili cevap biraz zor. 1967'den itibaren işgal altında ve 2005'ten itibaren de abluka altında kalıp, 360 kilometrekarelik bir alanda akla hayale gelmedik mahrumiyetlerle yaşamaya çalışan 2 milyon 400 bin kişiden birisi olsan ve başta BM ve Güvenlik Konseyi olmak üzere kimse derdine ilaç olmasaydı, sen ne yapardın?.. Cevap gelmediğini gören Melih Bey, sözlerini sürdürdü:

- Bu kadar da değil. Gazze'yi insanlık dışı bir şekilde abluka altında ve Filistin'in Batı Şeria kısmını halen işgali altında bulunduran işgalci güç, aklına her estikçe saldırdığı, vurduğu, kırdığı ve çoluk çocuk demeden öldürdüğü halde kimsenin sesi çıkmıyorsa, sen ya da sizler ne yapardınız?.. Melih Bey, çayını yudumlayıp konuşmasını sürdürdü:
- Son günlerde olup bitenleri bildiğinizi düşünerek, sadece Gazze'ye yönelik bazı önemli saldırıları aktarayım: İsrail, sık sık bombaladığı Gazze'ye 2008'de 22 günlük bir askeri harekat düzenledi ve bin dört yüz Filistinli'yi katletti. 2014 Temmuz'daki saldırılarında en az 2 bin 250 Filistinli hayatını kaybetti. 2022'deki operasyonda ise 50 kişiyi katletti. Bir haftadır neler yaşandığını ise görüyorsunuz… Mehmet:
- Zaten bildiğimiz şeyler diyeceğim, ama böyle deri toplu anlatılınca işin ne kadar vahim olduğu anlaşılıyor. Peki bütün bunların herhangi bir sebebi var mı ve asıl önemlisi durdurmak için kimse bir şey yapmıyor mu?.. Melih Bey:
- Sakatlık, İsrail'in BM kanalıyla kuruluşu ile başladı. İsrail, vatansız bir halka, halkı sürülerek ya da katledilerek boşaltılan toprakların peşkeş çekilmesiyle kuruldu. 1948'deki kuruluşunda Filistin'in yarısına sahip gözükürken, hikayesi uzun olan sonraki gelişmelerle şu anda nerdeyse yüzde 85'ine sahip. Vaktiyle o toprakların sahibi olan Filistinlilerin yarısı değişik ülkelerde mülteci konumunda. Kalabilenlerin bir kısmı batı Şeria'da işgal altında ve bir kısmı da Gazze'de abluka altında yaşamaya çalışıyorlar… Misafirlerden Zeki, söz alarak:
- İyi ama İsrail'in kuruluşu dönemlerinde Filistinlilerin topraklarını Yahudilere sattıkları söyleniyor. Buna ne dersiniz?..
- Bu dünyanın en büyük yalanı. Osmanlı'nın çekilmek mecburiyetinde kalmasıyla, 1917'den itibaren Filistin'in yönetmeye başlayan İngiltere, buradan çekildiği 1947'ye kadar Filistinlilerin topraklarına çeşitli şekillerde el koyarak Yahudilere peşkeş çekti. Bilimsel araştırmalara göre, 1900'lerden beri Filistin'de Müslümanların Yahudilere sattığı toprak oranı on binde 8'dir. Dikkat edin, yüzde değil, binde değil, on binde 8. Filistinlilerin topraklarını Yahudilere sattıkları çirkin bir yalandır ve Arap düşmanlığı ve bu arada Filistinli düşmanlığı yapmaya çalışanlar tarafından bizde de sıklıkla kullanılır… Mehmet:
- Hay ağzına sağlık Melih Bey. Bu yalanı tekrarlayıp duranlar çoğalmıştı. İsrail'in kurduran BM, bu ülkenin sonraki saldırgan davranışları karşısında neler yaptı peki?..
- Bu, meselenin en acıklı ve nasıl bir dünyada yaşadığımızı gösteren tarafı. BM'nin İsrail aleyhine 7 kararı var. Güvenlik Konseyi'nin de bildiğim kadarıyla 3 kararı İsrail aleyhine. Başka ülkeler söz konusu olduğunda Güvenlik Konseyi kararları gerekirse zorla uygulatılırken, bu kararların birisini bile uygulamayan İsrail'e karşı kimsenin sesi soluğu çıkmadı, çıkmıyor. Güçlülerin borusu hep İsrail lehine ötüyor yani… Mustafa:
- İyi de bu nasıl olabiliyor?

İsrail'in emir kulları…
- Başta İsrail'in kollayıcısı ABD olmak üzere Avrupa ülkeleri adeta İsrail'in kuklaları gibiler. Dünya genelinde ciddi bir Siyonist lobi mevcut. Medya, eğlence, finans ve birçok sektörde söz sahibi olan bu lobi siyaseti de yönlendirebiliyor, maalesef. Eli ayağı bağlı olan BM bir şeyler yapmaya çalışsa da Güvenlik Konseyi, İsrail'in emir eri gibi çalışıyor adeta. Onlara rağmen çıkabilen kararlar da uygulanamıyor. Cumhurbaşkanımızın yıllardan beri haykırdığı 'Dünya Beşten Büyüktür' sözü tam da bu çarpıklığı ifade etmekte, anlayacağınız… İhsan:
- Bu oldukça uzun bir konu anlaşılan. Biz yine Gazze meselesine dönelim bence. Saldırı uzunca bir hazırlıktan sonra yapılmışa benziyordu, ne dersin?..
- Uzmanlara göre en az iki hatta üç sene süren oldukça ciddi bir hazırlık söz konusu. Aksa Tufanı ismi verilen bu harekat, bölgenin tarihinde daha önce görülmemiş bir şey. Her şeyin hatta bölgeye giren mercimeklerin bile İsrail tarafından kontrol edildiği Gazze'den bir saatte binlerce roketin fırlatılması ve diğer yönleriyle İsrail'i şok eden bir harekat, Aksa Tufanı. Gazze'yi çevreleyen engelleri aşan İzzettin Kassam Tugayı mensuplarının İsrail içine sızıp, oralarda stratejik yerleri vurabilmeleri de keza… Misafirlerden birisi daha söz alarak:
- Filistinlilerin kadın ve çocukları öldürmeleri ve rehine almaları söz konusu!..
- Olup bitenlerin tümüyle masum olduğu söylenemez tabii. Ancak bahsettiğiniz iddiaların çoğunun propaganda maksadıyla oluşturulduğu ortaya çıktı. Türkiye'deki İsrail hayranı ve Filistinli düşmanlarının tekrarlayıp durdukları 40 bebeğin katledildiği, kadınlara yönelik çirkin davranışlarda bulunulduğu gibi iddiaların asılsız olduğu, İletişim Başkanlığı Dezenformasyon Merkezi tarafından delilleriyle ortaya konuldu. ABD Başkanı bile bu konuda yanıltıldığını açıkladı, biliyorsunuz. Zamanla işin gerçekleri daha iyi anlaşılır… Selim:
- Şu ana kadar olmadı, ama bir kara harekatı olacak gibi. Ne diyorsun?..
- Uzun bir çalışma ile hazırlandığı belli olan Aksa Tufanı Harekatı'nı düzenleyen HAMAS'a bağlı İzzettin Kassam Tugayları'nın bundan sonrası ile ilgili ne öngördüğünü, bilmiyorum. Gafil avlayarak karizmasını çizdikleri İsrail'in ne yapacağını en iyi onlar bilebileceklerine göre, birtakım karşı tedbirleri de vardır. İlk günden beri Gazze'yi hedef gözetmeden ağır bir şekilde bombalayan ve bu haliyle bile açıkça savaş suçu işlediği gibi Fosfor bombası gibi yasak silahlar da kullanan İsrail'in her türlü vahşeti işleyebileceği, malum. Gazze'de bombaladıkları 3 bin 600 hedefin sadece 300'e yakınının HAMAS'a ait olduğunu kendileri açıklıyorlar. Çoluk çocuk demeden katlediyorlar yani. Şehitlerin sayısı 2 bini, çocukların sayısı 600'ü geçti… Melih Bey, bir süre düşünerek devam etti:
- Netice olarak, kara harekatı İsrail'in Gazze'de göğüs göğüse çarpışmayı göze alması demek ve kısmen başladı da denilebilir. Topyekun bir harekata kalkışırlar mı, bilmem. Yapı olarak korkak olan İsrail askerlerinin bu tür çatışmalarda başarısız oldukları, tecrübe ile sabit. Meskun alanlarda ağır silahların işe yaramadığı da malum. Bir kara harekatı başlarsa neticenin ne olacağını kestirmek çok güç. Gazzelilerin durumu tabii ki zor, ama yılların bilenmişliği ile bekledikleri İsrail'in işi de kolay değil… Remzi:
- ABD ve İngiltere'nin gemi göndermelerinin anlamı nedir?..
- Bağlılık gösterisi. Belki ortalık daha çok karışır da İran devreye girer korkusu da var. İsrail'i frenlemek yerine saldırganlığını teşvik eden ABD ve İngiltere gibi ülkelerden de bu beklenir. İyi ki Cumhurbaşkanımız var. Meseleye insani açıdan yaklaşıp, başından beri itidal tavsiye etmenin yanında ekibiyle birlikte bir çözüme ulaşılabilmesi için çabalıyor… İhsan:
- Sözü şöyle bağlayalım o zaman: Cenab-ı Hakk'tan, Gazzeli kardeşlerimizin kalplerinden korkuyu çekip almasını ve görünmez ordularıyla onlara yardım etmesini diliyoruz… Masadakiler hep bir ağızdan haykırdı:
- Amiiin!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.