Al birini vur ötekine!..

Nijer, Mali, Burkina Faso, Gine… Afrika'da yaşanan gelişmeler sadece Fransa'nın değil, sahip oldukları refah düzeyini bu ülkeleri çeşitli şekillerde sömürmelerine borçlu olan diğer ülkeleri de kara kara düşündürüyor. İmtiyazlarını kaybetmemek için süreci uzatmaya çalışsalar da gidişatın arzu ettikleri gibi olmadığı, açık.

Kıtaya hakim olan yapı tam olarak bilinmeden, Afrika'da yaşananları hakkıyla değerlendirebilmek, zor. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin Fransa ile alakalı bazı beyanları, yaşananları ve bundan sonra yaşanabilecekleri anlama konusunda faydalı bilgiler içeriyor.

Fransa'nın Burkina Faso başta olmak üzere Afrika ülkelerini nasıl sömürdüğünü anlattığı video Geçen Temmuz'da sosyal medyada gündem olan İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Afrikalı bir çocuğun fotoğrafını göstererek, şunları söylüyordu:

"Fransa, altını olan Burkina Faso için kolonyal para basıyor. Karşılığında Burkina Faso'nun ihracat gelirlerinin yüzde 20'sinin Fransız hazinesine girmesini talep ediyorlar. (Fotoğraftaki) Bu çocuğun tünele girip çıkardığı altınların çoğu Fransız devletinin kasasına giriyor."

Aşırı sağcı olarak bilinen Meloni'nin, İtalya Temsilciler Meclisi Üyesi iken 2018'de Fransa Devlet Başkanı Macron'u sömürgecilikle suçladığı meşhur konuşmada söyledikleri de unutulmazlar arasında: "Fransa nükleer reaktörleri için kullandığı uranyumun yüzde 30'unu Nijer'den çıkarıyor. Hal böyleyken Nijer nüfusunun yüzde 90'ı elektriksiz."

Söylediklerinin doğru olduğu bilinen Meloni'nin problemi vaktiyle Eritre, Somali, Libya ve Etiyopya'yı sömürdüğü bilinen İtalya'nın günahlarına hiç değinmemesi. İtalya'nın AB üyesi olarak Afrika ülkelerine yönelik eşitsiz ilişkileri sürdürmesi ile ilgili sessizliği de cabası.

İtalya Başbakanı'nın hedefindeki Fransa'nın Cumhurbaşkanı Macron da birçok Afrika ülkesinde Wagner üzerinden operasyonlar yürüten Rusya'ya benzer sömürü suçlamalarında bulunuyor.

İtalya Başbakanı'nın da Fransa Cumhurbaşkanı'nın da söyledikleri doğru. Burada söylenebilecek olan da al birisini vur ötekine. Birbirlerinden herhangi bir farkları yok çünkü..

İşin bizi ilgilendiren yönü, Afrika ülkelerinde bile sömürüye karşı ciddi başkaldırıların başladığı bir vasatta, Türkiye'nin kendi ayakları üzerinde durma kararlılığından vazgeçerek, uluslararası sömürü sistemine teslim olması gerektiğini savunabilenler…

Gerek Başbakan ve gerekse Cumhurbaşkanı olarak yaptığı seyahatlerle Afrika'nın uyanışında ciddi payı bulunan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a sömürgeci ülkelerin duydukları husumet, bilinen bir husus.

Tam da burada sorulması gereken soru şu: Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a amansız husumet duyan içimizdekiler arasında, Afrika'daki sömürgelerinin uyandırılmasına kızan Avrupa ülkelerine göbekten bağlı olanların oranı nedir acaba?..