EKREM KIZILTAŞ

Deve bir Akçe…

Merkez Bankası'nın Gösterge Faizini yüzde 25'e çıkarması, oranı yetersiz bulanından, çok bulanına kadar değişik değerlendirmelerle karşılandı. Yapılanın tam olarak ne olduğu ve ülke ekonomisi lehine nelerin hesaplandığına kafa yoranların sayısı ise epey az.

'Deve bir akçe, deve bin akçe' meselini bilmeyen ya da manasını kavrayamayanların, şimdi yapılan doğru ise daha önce yapılan yanlıştı; eğer önce yapılan doğru idiyse şimdiki yanlış demeleri, işin en hoş tarafı.

Dün ile bugünün şartları aynı olmadığına göre uygulanan politikalarda farklılık olması, kaçınılmaz bir durum. Şartlar ne olursa olsun faizlerin yüksekliğini savunmanın objektiflikle herhangi bir alakası olmadığı da, altı çizilmesi gereken temel esas.

Faiz mutlaka daha yüksek olmalı diyenlerin dertleri malum. Faizler artarsa dövizlerin düşeceğini ve böylelikle güzel günlere kavuşulacağını savunuyorlar. Ortodoks ekonomik bakışın temel iddialarından birisi olan bu durumun, doğrudan yatırım sermayesini değil, tatlı kar peşindeki sıcak dövizi davet manasına gelmesi, öncelikli problem. Bu durumda bir sonraki kaçınılmaz adımın kaynakların faize aktarılması ve ithal malların ülke sathını tamamen kaplaması demek olduğunu artık çocuklar bile biliyor.

Türkiye'nin 80'lerin ortasından beri sürekli olarak denediği ve netice olarak ciddi kayıplara sebebiyet veren bu yolun bir kısır döngü olduğu, konuya objektif yaklaşanların ortak kanaatı.

Ortodoks ekonominin kurallarına uymayıp, bir ara formül bulmaya çalışanları kesinlikle başarısızlığın beklediğine inananlar, yanlışlıkları ispatlandığı için olsa gerek, Türkiye'de son yıllarda yaşananları anlamaya yanaşmıyorlar.

Kimilerinin Heterodoks, kimilerinin de Hibrit adını verdiği son yıllarda Türkiye'nin izlediği bize özgü yöntem sayesinde Türkiye'nin ciddi badireler atlattığı ve gelişmeleri hep 'yandık, bittik, mahvolduk' şeklinde değerlendirenlerin yanıldığını hep beraber gördük.

Yüzde 25'e çıkarılmasını yeterli görmedikleri faizlerin daha yüksek olması gerektiğini savunanların, Türkiye'nin vergi gelirlerinin yüzde 85'inin faize ayırdığı günleri özledikleri, unutulmaması gereken en önemli husus. Bunlar, faizlerin daha yükselmesinin üreten kesimin kredi imkanlarını daraltacağını, bunun üretimi ve istihdamı olumsuz etkileyeceğini ve giderek hepimizi sıkıntıya sokacak gelişmelere sebebiyet vereceğini de bal gibi biliyorlar aslında…

Faiz konusuna, dinimizde haram olduğu için mesafeli yaklaşanlar, ayrı bir husus. Ancak, yapılan her şeyi mutlaka eleştirmeyi görev addedenlerin, faize 'nas' açısından yaklaşılmasını ti'ye alma çabaları, garabetin zirvesi.

Kadrolu eleştirmenler nasıl olsa anlamayacaktır. Ama konuya inanç açısından yaklaşanların, alım gücü sürekli değişen TL ve 'aynı cinsten fazlalık' kriteri üzerinde biraz kafa yormaları yerinde olur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.