EKREM KIZILTAŞ

Seyirciler…

Bekledikleri olmadığı için herhalde; yandık, bittik, mahvolduk korosu mensuplarının canları çok sıkkın. Çünkü uluslararası sisteme teslim olmak yerine kendisine has ekonomik formüllerle yolculuğunu sürdürme kararındaki Türkiye gerçeğine çarptılar.

Seçimler sonrasında kabine ve Merkez Bankası yönetiminin değişmesi ile o eski güzel günlere (!) dönüleceği ümidine kapılanlar, faizlerde müthiş bir yükseliş bekliyorlardı. Eskiye, yani her durumda ülkeyi mutlaka yüksek faize bulaştırmayı öngören 'Ortodoks' ekonomi politikalara dönüşten başka yol yoktu onlara göre.

Ancak, faizlerin yüzde 40-45, en kötü ihtimalle 25 bandına çıkarılacağını zannedenlerin bekledikleri olmadı. Merkez Bankası, gösterge faizini ölçülü denilebilecek bir oranda artırarak yüzde 15 olarak açıkladı.

Türkiye, çeşitli atraksiyonlarla kurların yükseltilmesi, birilerinin artırılan faizler sayesinde ciddi vurgunlar yapması ve kazandıklarını yurtdışına transfer etmelerine yıllarca maruz kaldı. Derdimize ilaç olmadığı tecrübe ile sabit olan bu formül sebebiyle bir zamanlar devletin topladığı verginin yüzde 85'i faizlere gidiyordu.

Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türkiye, ekonomiyi çok iyi bildikleri iddiasında olanların tek çare olduğunu söyledikleri bu formülü çöpe atıp, yeni yollar denemeye başladı. Teknik ayrıntılar bir tarafa, sadece vaktiyle vergi gelirlerinin yüzde 85'i faize aktarılırken, bu oranın şimdilerde yüzde 10'lu oranlara indirilmesi bile başarı.

Türkiye'nin takip edeceği yolun eninde sonunda teslimiyetle neticeleneceği beklentisinde olanlar, bundan sonra da avuçlarını yalayacaklar. Milletimizden 5 yıl daha yönetim yetkisi alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ekibinin üretim, istihdam ve ihracat ağırlıklı uygulamaların sürmesi için gerekeni yapacağında şüphe yok çünkü.

Gösterge faizinin 8.5'tan 15'e çıkarılmasını yetersiz bulan ve daha fazla olması gerektiğini söyleyen ve yaşananları adeta rakip takımı tutan seyirciler gibi izleyenlerin, ülkemizden yana mı yoksa bizi diz çöktürmeye çalışanlardan yana mı oldukları, önemli bir husus.

Ekonomimize ciddi saldırılar yanında salgın süreci, Rusya Ukrayna arasındaki savaş başta olmak üzere çeşitli sebeplerle güllük gülistanlık bir durumda olmadığımız, açık. Ancak bütün bunlara rağmen dirayetli bir şekilde yönetilen ülkemizin birçok ülkeye nazaran avantajlı konumda olduğu da bir gerçek.

Bütün sıkıntılara rağmen büyüyen bir ekonomimiz var. Üretim ve ihracatımız artarken, işsizliğin azaldığı, pahalılıkla mücadele konusunda atılan adımlarla sabit ve dar gelirlilerin enflasyon kayıplarının telafi edildiği de bir vakıa…

Vatandaşı oldukları Türkiye'de olup bitenleri adeta bir yabancı gibi izleyen ve başarısızlık umanların nasıl tanımlanacağı, ayrı bir mesele. Ama avuçlarını yalayacakları kesin…

Kim ne derse desin, kervan yürüyecek inşallah…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.