Oturup, 'ne olacak bu CHP'nin hali' diye dertlenecek değiliz tabii. Ancak ülkemizin ana muhalefet partisinden bahsettiğimiz için olup bitenleri görmezden gelme lüksümüz de yok.
Ezilip ezilmedikleri tartışılabilir. Ancak, alınabilen yüzde 47'nin, CHP'nin değil masadaki benzemezlerin oyları olduğunun altını çizmek gerek. Unutulmaması gereken bir başka şey de, uluslararası nezaketi ve hatta basın ilkelerini rafa kaldırarak kendilerine destek olan dış mihrakların ve medya organlarının payı.
Seçimle ilgili yapılacak basit bir değerlendirme şöyle olabilir: 39 milletvekili hediye edilen Deva, Gelecek, Saadet ve DP'nin getirdiği oyların yüzde 1'i bile bulmadığı herkesin dilinde. Terörle bağlantısını inkara bile tenezzül etmeyen (+1) yani HDP'nin getirdiklerinin mi yoksa adı etrafındaki tereddütler sebebiyle götürdüklerinin mi fazla olduğu, düşünülmesi gereken bir konu.
Dışardakilerin ve HDP/PKK'lı isimler tarafından sağlanan açık desteklerin, varlıklarını AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan husumeti ile izah edenlerde bir uyanışa sebep olmaması, üzerinde dikkatle durulması gerekli bir husus. 'Gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunanların şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit ettikleri' çok açıktı, çünkü.
İşin özeti şu: Olabilecek her türlü formül denenmesine rağmen CHP, 2014 ve 2018'de olduğu gibi 2023 seçimlerinde de başarısız oldu. Bu durumda iyi niyetli CHP'lilerin kapılabileceği en makul beklentinin, CHP'de ciddi bir özeleştiri yapılması ve hakikaten ülkenin muhalefeti olma yönünde birtakım adımlar atılması olduğu söylenebilir.
Karşı karşıya olunan manzara ise şöyle: Millet İttifakı denilen yapıyı oluşturması siyasi bir başarı addedilen ancak yönettiği gemiyi bordasından duvara çarptıran kaptan, yönetimi kaptırmama telaşında.
Niyetini açıklama konusunda tereddütler yaşayan İBB Başkanı, kaptanın en önemli rakibi. Bordasından yara almış geminin tayfalarını çeşitli şekillerde kendisine bağlamış olmanın rahatlığı içindeki kaptan, değişim nutukları atmak ve bunun olabileceğine dair ümitler uyandırmakta da epey mahir.
Mecburi CHP'liler ve AK Parti ve Erdoğan husumeti sebebiyle bu partiden beklentileri olanlar ümitlerini kesmeyeceklerdir. Ama, beklediklerinin asla ve kat'a gerçekleşmeyeceği çok açık.
Değişmek ya da değişmemek tabii ki önemli bir mesele. Ancak, Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu arasında tercihte bulunacak CHP'nin geleceği her durumda karanlık. Birisinin söylediği yalanlar adeta külliyata dönüşmüş durumda. Öbürü ise İBB Başkanlığında yaptıklarından çok yapmadıkları ile anılıyor.
CHP'lilerin demokrasi, iktidar ve muhalefetle ilgili teorik bilgilere yoğunlaşıp, muhalefet görevinin nasıl yapılacağını öğrenmeye başlamaları, iyi olur. Böyle giderlerse, gemileri kıyıya ulaşmadan batabilir çünkü…