EKREM KIZILTAŞ

Hangisi doğru?

Ecevit döneminde Trabzon'un ilçelerinden birisinde, su taşımasına yardım eden kişinin CHP milletvekili adayı olduğunu öğrenen yaşlıca bir teyze, güğümlerdeki suyu döker. Neden böyle yaptığı sorulunca da: 'Ben o suyla abdest alacaktım, murdar olduğu için döktüm' der…

Milletimizin kahir ekseriyetinin kendisine çok çektiren CHP'ye bakışını özetleyen bu olayı, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da duymuştur muhakkak. Yaşadıklarını Ecevit'e aktaran CHP'li adayın, 'millet bize böyle bakıyor, halkla bütünleşmemiz lazım' dediğini de tabii…

Halkla bütünleşme konusunda hep bir şeyler yapmaya niyetlenen CHP'nin, kan uyuşmazlığı sebebiyle daha çok 'yapıyormuş gibi' davranmayı tercih ettiği, malum. Belki bunun da etkisiyle milletimizin tek parti döneminden sonra Cumhuriyet Halk Partisi'ne tek başına iktidar yüzü göstermediği de...

Son seçimlerde yaşadıkları hezimeti makul göstermeye ve hatta başarı diye yutturmaya çalışan Kılıçdaroğlu'nun söyledikleri, CHP'nin iflah olmayacağı kanaatini iyice pekiştirmekten başka işe yaramadı. Milletimizle barışmak ve kaynaşmanın yollarını araştırmak yerine, kendilerine oy vermeyenlerin yanlış yaptıklarını iddia etmek, bildik CHP zihniyeti….

Demokrasi konusunda mangalda kül bırakmayan tavırları ile maruf CHP Genel Başkanı'nın, 'yenildik ama ezilmedik' şeklindeki savunması, beklenen bir şeydi. Ancak, seçimlerde oy alamadıklarını söylediği kırsal kesime yönelik sözleri, halkla bütünleşme konusunda bir arpa boyu yol alamadıklarını ve alamayacaklarını iyice netleştirdi.

'Okuyan, tartışan, özgürlükçü, kentli kitlenin yüzde 51 kendisini tercih ettiği' şeklindeki tartışmalı iddiası ne ise. Ancak, Kılıçdaroğlu'nun köylerde ve kırsal kesimde yaşayanları hafifsediğini gösteren sözleri, partisinin okuyan ve tartışan çocuklarını bile kızdırmış olmalı.

Televizyonları uydudan izlemeye şehirlerden önce başlayan köylülerimizin sadece TRT izlediğini söyleyen bir genel başkanın, siyaset yaptığı ülkeyi tanımadığı açık. Bununla yetinmeyip, köylülerimize 'ayda 500 lira verdiğinizde zaten harcayacak yerleri olmadığı' şeklindeki saçma sapan sözleri de, baltayı taşa vurmaktan beter.

Esas dertlenilmesi gereken varlığımız, birliğimiz ve bekamız konusunda kaygılar uyandırma yanında dış mihraklarla da ağız birliği yaptığı açık olan Kılıçdaroğlu'na oy vermeyenler değil. Asıl problem okudukları, tartıştıkları, özgürlükçü ve kentli oldukları iddia edilenlerin Kılıçdaroğlu'nu tercihi…

Taraflar net. Türkiye'nin kendi ayakları üzerinde durması için gayret edenler bir tarafta. Bunun mümkün olmadığı ve zaten gerekmediği kanaatiyle teslim olmamız gerektiğini düşünenler öbür tarafta.

Mesele, mecburen oy vermek durumunda kalan teslimiyetçilerin mi yoksa köylüsü ve kentlisiyle Kılıçdaroğlu'na oy vermeyen irfan sahiplerinin mi doğru yaptığı!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.