'Türkiye Yüzyılının başlangıcı olan yeni dönemde de ülkemizin güvenliğini, huzurunu ve refahını sağlamaya yönelik adımların aynı kararlılıkta atılmasına devam edileceği vurgulanmıştır…'
MGK'nın sonuç bildirgesindeki bu cümle, Türkiye'nin nereden nereye geldiği konusunda ciddi fikirler veriyor. Bildirinin devamında detayları üzerinde uzun uzun konuşulabilecek tespit ve tavsiyeler mevcut. Ancak, ülkemizde taşların yerine oturduğunu net olarak gösteren bu cümlenin anlattığı temel gerçek kişilerin, kurumların ve kuruluşların kendi işlerini en iyi şekilde yapmaya odaklandıkları…
Türkiye Yüzyılı denilince, dışarıda ve içeride canları fena halde sıkılan birilerinin varlığı sır değil. Ülkemiz ve milletimizin istikbali açısından hakikaten sevindirici anlamları olan Türkiye Yüzyılı tabiri, kendi çıkarlarına yönelik hesaplar yapanları derin derin düşündürüyor.
Vaktiyle istediklerini yapan ya da en azından yapıyormuş gibi davranan bir Türkiye yerine, kendi ayakları üzerinde duran ve sadece kendisini değil dost ve kardeş ülkeler başta olmak üzere bölgesini de kollayan bir Türkiye'nin varlığı, sömürücü zihniyet için ciddi bir problem.
Ülkemizi teslim almaya çabalayanlar ve yardakçılarının canını sıkan bir başka gelişme de, çeşitli algı operasyonları ile aldatacaklarını zannettikleri milletimizi yanlış olana ikna etmenin iyice zorlaşması.
Yaşananlar gösteriyor ki, insanımızın kahir ekseriyeti varlığımızı, birliğimizi ve bekamızı önceliyor ve her ne olursa olsun buna sahip çıkıyor… Birlik, beraberlik ve bekamız söz konusu olduğunda, ülkemizi teslim almak isteyenlerin saldırıları sebebiyle karşılaştığımız sıkıntıların teferruat olarak değerlendirilmesi, milletimizin sahip olduğu muhteşem irfanın ispatı.
Dış mihraklar ve uzantıları, akla hayale gelmedik ittifaklar kurarak gerçekleştirdikleri bütün saldırılara rağmen ülkemizi teslim alamadılar. Bütün imkanlarını seferber ederek ve dış destekler de alarak yüklendikleri halde hezimetleri ile sonuçlanan son seçim ise, bundan sonra da teslim alamayacaklarını netleştirdi.
Algılar oluşturmak suretiyle 'önemli olan ve daha önemli olan' konusunda bazılarının kafasını karıştırabildiklerini biliyoruz. Ancak, kendilerini başarıya götüreceğini zannettikleri birtakım olumsuz tabloların da işlerine yaramadığı ve netice olarak milletimizin irfanına yenik düştükleri de bir gerçek.
Yenilenlerin olup bitenlerden ders çıkarmalarını ve en azından bundan böyle yerli ve milli olmaya gayret etmelerini beklemek, aklın ve mantığın gereği. Ancak seçim sonrası gelişmeler mağlupların, olup bitenlerden çıkardıkları derslerle kendilerini derleyip toparlamaya değil aynı tavırları bundan böyle de sürdürmeye niyetli olduklarını gösteriyor.
Farklı yapıları bir araya getiren ve dış desteklerle iktidar rüyası görenler, olmayacak duaya amin demeyi sürdürebilirler…