Bizi teslim alma hayali kuran dışarıdakiler ve içerideki uzantıları Türkiye Yüzyılı konusunu hala net olarak kavrayabilmiş değiller. Çünkü kendi ayaklarımız üzerinde durma kararlılığımızı ortadan kaldırma ümitlerini kaybetmediklerine dair çok emare var.
NATO'ya giriş meselesinde İsveç'in kendisinden istediklerimizi yapması yerine, Türkiye'nin baskılarla ikna edilmesi hayali görmeyi sürdürenler, buna örnek.
Türkiye'nin İsveç'le ilgili itirazı, ülkemizi hedef alan terör örgütlerini koruyup kollaması ile ilgili. Konu, İsveç açısından bir varlık yokluk meselesi. Terör örgütlerini ilgilendiren tek şey ise melanetlerini sürdürebilecekleri bir ortam.
İsveç'in NATO'ya katılmasına kayıtsız şartsız evet dememizi savunan içimizdekilerle, bu ülkenin terörle mücadelede Türkiye'ye verdiği sözleri tutmaması için çırpınanların dertleri aynı. Türkiye'nin ve İsveç'in varlık ve gelecek kaygılarını anlamsız bulanların ortak hedefi, ülkemizin güneyinde bir terör koridoru kurulması. Bu koridorun ABD'nin arzusu olup, onun menfaatine olacağını da biliyorlar…
Aynı cenahtakiler, ekonomi yönetimindeki değişiklikleri geçmiş yıllarda başımızı çok ağrıtan yüksek faize dönüşün ilk adımları olarak değerlendiriyor. Ülkemiz ekonomisini olabildiğince kötü göstermeyi görev bilip, olumlu gelişmeleri görmezden gelen bu güruhun beklentisi, ekonomide uluslararası sisteme teslim olunması. Ancak, bulunduğumuz noktaya onlarla beraber değil onlara rağmen gelindiği için faiz lobisi yine avuçlarını yalayacak!..
Ekonomimizi hedef alan açık saldırılar, Kovid salgını, Rusya-Ukrayna savaşı ve 11 ilimizi vuran asrın felaketi gibi olumsuzluklara rağmen insanımızı hayat pahalılığına ezdirmeyecek adımların atıldığı, malum. Milletimizin desteğini tazeleyen Cumhurbaşkanımız ve ekibinin, dış mihrakların arzularına boyun eğeceklerini düşünenlerin hayal gördükleri, çok açık.
Ülkemiz, ithalatının ihracatından çok fazla olduğu yıllara nazaran çok iyi bir durumda. Ekonomide bazı sıkıntılar olsa da, enerji hariç ithalat ihracat dengesini kurmuş durumdayız. Bu arada doğal gaz keşiflerine ilaveten yeni petrol alanları konusunda ümit verici gelişmeler yaşandığı ve ülkemizin enerji terminali olması konusunda adımlar atıldığı da unutulmamalı. İyiyiz ve daha iyiye doğru gidiyoruz inşallah…
Milletimizin ihtiyaçlarına uygun çözümlerle ekonomik dengenin sağlanması ve daha iyiye doğru yolculuğumuzdan taviz verilmemesi, tek çare. Durursak düşeceğimizi ve bu durumda tekrar ayağa kalkmanın zor olacağını söylemek bile gereksiz.
Ekonomi ile ilgili atılan her adıma olumsuz yaklaşıp, 'peki, sizin teklifiniz ne?' sorusuna 'faizleri artırmak' dışında herhangi bir cevabı olmayanların, ülkemizin geleceğinden çok sahiplerinin ve kendilerinin menfaatlerini düşündüklerini, hiç hatırdan çıkarmamalı…