EKREM KIZILTAŞ

Yerli ve milli olanların büyük zaferi!..

Çayları dağıtan İhsan, Selim'e dönerek sordu:

- Melih Bey'den haberin var mı?..

- Gelirken aradım. Bir misafiri ile geleceğini söylemişti… Hah, işte geliyorlar… Selam vererek masaya yerleşen Melih Bey, misafirini tanıştırdı:

- Cemal Bey, yayın dünyasından arkadaşım. Şu anda daha çok bazı çevirilerle meşgul oluyor. Hep bahsettiğim için sizi tanıdığı söylenebilir. Bu hafta sonu buralarda olacağını öğrenince onu da alıp geldim… Yayın dünyası ve çeviri sözünü duyan Selim, misafire:

- Çevirilerle uğraştığınıza göre şu Batılı dergilerin Türkiye ile daha doğrusu Cumhurbaşkanımızla ilgili yaptıklarına ne demek gerektiğini siz daha iyi bilirsiniz... İhsan'ın uzattığı çayı alan Cemal Bey:
- Anladığım kadarıyla L'express, Le Point, The Economist ve Der Spiegel'in seçime kısa bir süre kala ülkemize ve Cumhurbaşkanımıza yönelik saldırgan tutumlarından bahsediyorsunuz. Öncelikle bu tavırları şaşırtıcı değil. Küfür tek millettir sözünü bilirsiniz. Bunlar istedikleri gibi davranmayan Cumhurbaşkanımızı düşman kabul ediyor ve akılları sıra seçilmesini önleyeceğini sandıkları şekilde yayınlar yapıyorlar… Cemal Bey'i dikkatle dinleyen Mehmet:

- İyi ama bunlar Batı'nın önemli yayın organları. Yalan olduğunu hemen herkesin bildiği iddiaları dile getirirken, okuyucularının güvenini kaybetmekten hiç korkmuyorlar mı acaba?..

- Bu dergiler, medyanın temel özelliği olan objektifliği çoktan rafa kaldırdıkları gibi temsil ettiklerinin menfaatlerini savunurken de sınır tanımazlar. Şimdiki en büyük hedefleri de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan. Ülkemizi kendi ayakları üzerinde tutma kararlılığından taviz vermiyor çünkü. Okuyucu diye bir dertleri var mı bilmiyorum ama bunların çoğunun hayata bakışları da herhalde aynıdır… Mustafa araya girerek:

- Ülkemizde bu dergilerin bakış açısını paylaşanlara ne demeli?..

- Ne diyebiliriz ki!.. Ülkemizin hain kontenjanı oldukça geniş maalesef. Bunların kendilerini demokrat diye tanıtmaya çalışmaları da komik. Seçim öncesi '2023'ün en önemli seçimi' başlığı atıp, 'Erdoğan gitmeli' diyebilen The Economist'in derdinin demokrasi olmadığını çocuklar bile bilir oysa. Bu dergiyi çıkaranların, sosyal medya üzerinden içtenlikle desteklediklerini söyledikleri Kılıçdaroğlu'na aslında düşmanlık yaptıklarını fark edemiyor oluşları, işin güzel yanı. Milletimizi anlattıkları hikayelere inanacak kadar saf zannediyorlar büyük ihtimalle… Remzi, merakla sordu:

- Söyledikleriniz dikkat çekici. Netice alamayacaklarını hatta tersine etki edeceğini bilseler de melanetlerinden geri duramıyorlar demek ki!..
- Haklısınız. Sadece Ekonomist değil. Fransız L'express, Le Point ve Alman Der Spiegel'in durumu da aynı. Saçma sapan gerekçeler eşliğinde onlar da Cumhurbaşkanımıza yüklenmiş ve seçilmesinin kaos riski taşıdığını iddia etmişler. Tam tersinin doğru olduğunu bile bile hem de... İhsan, araya girdi:

"ERDOĞAN, BOYUN EĞMİYOR!.."
- Söyledikleriniz bana ABD'nin eski Türkiye büyükelçilerinden James Jeffrey'i hatırlattı, nedense. Jeffrey, 15 Temmuz'dan sonra Hürriyet'e verdiği bir röportajda "Erdoğan Washington'da ve Avrupa'da da sevilmiyor. Otoriter görülüyor… Batı daha önce Erdoğan'dan daha otoriter olan çok liderle muhatap oldu, olmaya da devam ediyor. Ama fark şu; diğerleri her koşulda bize yaltaklanıyor. F-16'ları, müttefiklik ilişkilerini falan düşünerek bizimle aynı değerleri paylaşıyormuş gibi yapıyorlar. Erdoğan ise bizimle çatışıyor, çelişkilerimizi yüzümüze vuruyor, dostumuz olmaya çalışmıyor… Erdoğan Washington'da bu yüzden sevilmiyor..." demişti… Cemal bey, bu hatırlatmadan memnun olmuştu:

- İyi ki hatırlattınız. Meselenin çok güzel bir özeti bu sözler. Adamların bütün derdi ülkelerinin ya da kendilerini var eden mihrakların menfaatleri. Gerisi masal. İşin güzel tarafı ise Cumhurbaşkanımıza düşmanlık yapan bu dergilerin yayınlandığı ve daha yoğun takip edildiği ülkelerde yaşayan insanımızın daha fazla AK Parti'ye yöneliyor olması. İnsanımız, düşmanın oklarının yöneldiğine destek olması gerektiğini iyi biliyor çünkü… Bu defa Mustafa'nın kafası karışmıştı:

- İşlerine yaramadığı halde neden bu alçaklıkları yapıyorlar ki?.. Cemal Bey, gülümseyerek:

- Alçak oldukları için!.. Objektif bir şekilde gelişmeleri izlemek ve ülkemizde olup bitenleri aktarmak diye bir düşünceleri yok. Bütün dertleri menfaat ve yaptıklarının tam tersine hizmet ettiğini bilseler de alçaklık yapmaktan vazgeçemiyorlar… Telefonunda bir şeyler arayan selim:

- Cumhurbaşkanımız, bu dergilerin yaptıkları ile alakalı olarak: "Küresel güçlerin operasyon aygıtı olan dergilerin kapaklarıyla iç siyasetimizin yönlendirilmesine, milli iradeye parmak sallanmasına izin vermeyeceğiz" derken; Kılıçdaroğlu da The Economist'e gönderdiği makalede: "14 Mayıs'ta kazanacağımız zafer, Türkiye'nin Batı'va yönelimini de eski haline kavuşturacak" diyerek, 'seçimi kazanmaları durumunda Türkiye'nin yüzünü tamamen Batı'ya döneceğini' söylemiş… Cemal Bey, gülümseyerek:

- Dergiler ve onların kayığına binenler ne kadar farkında bilinmez. Ama milletimiz neler olup bittiğini ve kimin kendisi için kimin de sömürgeciler için çalıştığını çok iyi biliyor, şükür… bu konuda bu kadar yeter, şimdi isterseniz Melih Bey'i dinleyelim ve son haftaya girerken sahadaki durumu özetlesin bize… Melih Bey:

- Sahada, yaptıkları yapacaklarının teminatı olanlarla ülkemizi başkalarına peşkeş çekecekleri dışında söyleyebilecek şeyleri olmayanlar arasında mücadele var. AK Parti, MHP, BBP ve Yeniden Refah'tan oluşan Cumhur İttifakı'nın bütün toplantıları ciddi katılımlarla yapılırken, CHP, İP, Deva, Gelecek, DP, Saadet ve HDP'den oluşan Yedili Masa'nın yaptığı toplantıların sıkıntılı geçtiği görülüyor. Bu arada özellikle HDP ile iş birliğinin masadakiler açısından ciddi sıkıntılara sebep olacağı da söylenebilir. Terörle beraber olmayı insanımızın hazmetmesinin mümkün olmadığı, sahanın en önemli gerçeklerinden. Cumhurbaşkanımızın ve ittifakın diğer üyelerinin konuşmalarının en dikkat çekici tarafı da bu hususta söyledikleri oluyor genellikle... Selim:

- Son günlerde özellikle Yedili Masa'nın ufak partilerinin bahsini ettiği dip dalganın, daha çok AK Parti ve Cumhur ittifakı lehine gerçekleşeceğini söyleyebiliriz o zaman… Melih Bey, gülümseyerek:

- Kitabın ortasından konuşmak gerekirse, tam olarak öyle… Netice olarak, yerli ve milli olanlar Batı'nın uşaklarına karşı tahmin edilenin de ötesinde büyük bir zafer kazanacaklar, inşallah!..

- İnşallah!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.