EKREM KIZILTAŞ

Ekran başka, gerçek başka!..

Bir misafiriyle gelen Melih Bey'in de katılmasıyla Bahar Kıraathanesi'nin cumartesi teravih sonrası buluşması ekibi tamamlanmıştı. Melih Bey, çaylar dağıtılırken misafirini tanıttı:

- Mesleğimizin kıdemlilerinden olan Salih Bey'le bazı gazetelerde beraber çalıştık. Muhabirlikten başlayıp, musahhihlik yani düzeltmenlik, sahife sekreterliği ya da şimdikilerin deyimiyle editörlük ve yazı işleri müdürlüğü gibi görevlerde bulundu. Şu anda o da benim gibi yarı emekli. Bazı internet sitelerinde köşe yazısı yazıyor ve zaman zaman da çeşitli televizyonlarda tartışma programlarına katılıyor… Misafir, özellikle de Selim'in ilgisini çekmiş gibiydi:

- Ben Salih Bey'i tanıyorum. Laf aramızda, yazılarını okurken hep keşke daha çok yazsa diye, konuşmalarını dinlerken de daha çok konuşsa diye düşünürüm. Buraya gelmenizden çok memnunum… Selim'in söylediklerini gülümseyerek dinleyen Melih Bey:

- Salih kardeşim, haberin olsun Selim böyle iltifatlarda bulunduğu insanları soruları ile perişan eder, deyince masada bulunanlar gülmeye başladı… Gülüşmeler azalınca da beklenen oldu ve Selim, ilk sorusunu sordu:

- Hazır sizi bulmuşken ülkedeki son gelişmelerle alakalı fikirlerinizi öğrensek. Tamam biz burada siyasete çok girmemeye çalışırız ama önümüzde önemli bir seçim var ve bu arada hakikaten dikkat çekici gelişmeler de yaşanıyor. Bir araya gelemeyecekleri düşünülenler aynı çatı altında buluşurken, bir arada olması gerekenler ayrı düşüyorlar. Size göre neler oluyor?.. Selim'i sorularını gülümseyerek dinleyen Salih Bey:

- Bunlar önemli sorular. Madem beni izliyorsunuz, konuları temelden ele almayı ve mümkün oldu kadar kısaca anlatmaya çalıştığımı bilirsiniz. Yine öyle yapalım. İttifaklar, tabii bir durum. Yeni sistemde cumhurbaşkanının ilk turda seçilebilmesi için yüzde 50'den en az bir fazla oy alması gerekiyor, malum. Bu da öncelikle durumları oldukça karışık olan muhalefeti güç birliği yapmaya mecbur kılıyor. Düşünün, Cumhuriyetin kurucusu olduğunu söyleyen CHP, terör örgütü ile ilişkisini gizlemeye bile gerek görmeyen HDP ile kucak kucağa. Yanlarında da MHP'yi ele geçirmeye çalışanların kurdukları milliyetçi muhafazakar gözükmeye çalışan İyi Parti… İhsan, araya girdi:

- CHP ne ise. Ama masadaki diğer partilerde ve özellikle de İP'de HDP ile seçim iş birliği konusundaki duyarsızlık, çok garip. Bunlar CHP'nin ne yapmaya çalıştığını bilmiyorlar mı sizce?..
- Genel başkanları masayı dağıtmaya kalkıştıktan sonra geri dönmeye mecbur edilen İyi Parti'de ipler kimin elinde bilinmez. Ama Kılıçdaroğlu'nun HDP ile görüşüp şartlarını kabul etmesine itiraz edebilecek imkanları kalmadığı anlaşılıyor. Akşener, şimdilerde süt dökmüş kedi gibi farkındaysanız. Söyleyebildikleri tek şey, 'CHP genel başkanı onlarla tabii ki görüşebilir ama şartlarını masaya getiremez' lafı. Bu ise anlamsız. Çünkü HDP CHP Genel Başkanı ile değil Altılı Masa'nın cumhurbaşkanı adayı ile görüştüğünü vurguladı hep. Son olarak aday çıkarmayacaklarını da beyan ettiklerine göre, Kılıçdaroğlu'na bütün şartlarını kabul ettirdikleri anlaşılıyor. Tabii bunların, HDP'den çok onları güden Kandil'in şartları olduğunu söylemeye gerek yok… Mustafa, merakla sordu:

- Kılıçdaroğlu HDP'nin şartlarını kabul ettiğine göre altılı masadakiler de kabul etmiş oldular yani?..

- Tabii ki öyle. Afra tafraları boşuna. Altılı masada iseniz ve adayınız gidip HDP ile bazı şartlarda anlaşmış ise siz de uymak zorundasınız. Bu şartların, devlet ve milletimizin varlığı ve birliği açısından kabul edilmesi mümkün olmayan şeyler olduğu da tartışmasız. TSK'nın sınır ötesi operasyonlarının durdurulması, belediyelerde kayyım uygulamalarına son verilmesi, KHK ile uzaklaştırılanların görevlerine iadesi, PKK sebebiyle terörden mahkum olanların ve bu arada Demirtaş gibilerin salıverilmesi gibi birçok madde söz konusu. Altılı masadakiler, CHP'nin rüzgarına kapılmış gidiyorlar. Cenab-ı Hakk akıl fikir versin demekten başka şey yok… Selim, kendi kendine söylenir gibi:

- Yani ekran başka gerçek başka… Salih Bey, Selim'i onayladı:

- Aynen öyle. Gerçekte olup bitenler ile kamuoyuna aktarılanlar aynı şeyler değil…

MSP-CHP Koalisyonu…
- Ya Milli Görüş'ün partisi diye bilinen Saadet'e ne demeli, onların ne işi var bu masada?.. Soruyu, oldukça düşünceli gözüken Remzi sormuştu…

- Ağzınıza sağlık. Daha düne kadar liderlerinin Kılıçdaroğlu ile kanlı bıçaklı olduğu bilinen Deva ve Gelecek partileri ne ise. Ancak, güç ellerine geçerse CHP'lilerin mensuplarını bir kaşık suda boğmakta tereddüt bile etmeyecekleri Saadet Partisi de masada. Saadet'in yönetenler, rahmetli Erbakan Hoca da vaktiyle Ecevit'le koalisyon kurmuştu, dolayısıyla bugün bizim Altılı Masa'da olmamız normaldir türünden bir şeyler geveliyorlar. Ama işin aslı o değil. Şimdi size bir resim göstereceğim… Salih Bey, cep telefonunda bir müddet aradıktan sonra masadakilere bir karikatürü gösterdi:

- MSP- CHP koalisyonu kurulduktan bir iki ay sonra 27 Mart 1974 tarihli Milliyet'te yayımlanan Bedri Koraman imzalı bu karikatür, o koalisyonda iplerin kimin elinde olduğunu gösteriyor. CHP ile kurulan koalisyonun asıl yönlendiricisi Erbakan Hoca idi ve bu, koalisyon dağılana kadar da böyle sürdü. Kıbrıs Harekatı, haşhaş ekiminin serbest bırakılması gibi muhteşem işlere imza atıldı o zaman. Şimdiki gibi, esaslarını başkalarının belirlediği bir ittifaka sığıntı gibi ilişmedi, Erbakan Hoca, ilişmezdi de. Mensuplarını benzerlikleri neredeyse yüzde yüz olan AK Parti yerine yüzde bir bile benzemedikleri CHP'ye ikna etmeye çalışan Saadet yöneticileri ne düşünüyor bilmem ama bana çok derin bir haset duygusu ile hareket ediyorlarmış gibi geliyor… Salih Bey, İhsan'ın çayları dağıtmasını bekleyip, devam etti:

- Daha düne kadar AK Parti'de önemli görevlerde bulunup sonra ayrılan ve her nedense ayrı partiler kuran Deva ve Gelecek konusunda söyleyecek bir şey yok. Daha düne kadar kendilerine etmedik hakaret bırakmayan birinin peşine takılmış gidiyorlar. İyi Parti'nin başına gelenler, değer mi sorusunu akla getiriyor. Genel başkanları, Mart başında ayrıldığı masaya güya birtakım şartlarla geri dönmüştü; hatırlayın. O şartların kabul edilmediği sadece ediliyormuş gibi yapıldığı malum. Sonra, yine İyi Parti'nin ağır isimlerinden biri zehir zemberek açıklamalar yaptı… Mehmet, araya girdi:

- Hakikaten. Genel başkanları ne ise, ama Yavuz Ağıralioğlu'nun, onca sözü söyledikten sonra hemen istifa etmeyip destek olacakmış gibi görünmesi, oldukça tuhaftı…
- Ağıralioğlu'nun sadece, 'Kılıçdaroğlu'nun iktidar olmasını milletimiz için tehlikeli görüyorum' sözü bile neler olduğunu anlamak için yeterli. Buna rağmen istifa etmek için günlerce beklemesi, bence ciddi bir problem. 'Vatan söz konusu ise her şey teferruattır' diyebilen birinin, iktidarını millet için tehlikeli gördüğü birisini bir saniye bile desteklemesi düşünülemez oysa. Tabii yola beraber çıktıkları milliyetçi muhafazakar dava arkadaşlarının şimdi PKK'nın uzantısı HDP ile hareket eden CHP'nin yanında olması da, çok ciddi bir mesele. MHP'den koparken bunları mı hedefledikleri, düşünülmesi gereken bir husus… Selim, Salih Bey'e hitaben:

- Üstad, çok teşekkürler. Gerçekten önemli hususların altını çizmek suretiyle durumu aktardınız. Bizlere ne düştüğünü de özetleyin bari…

- Seçimlerde bir kırılma olması ihtimali yok bence. Ama yine de devlet ve millet için çalışanların alacakları oyların mümkün olduğunca çok artması için gayret etmek zorundayız. Her şey gözlerimizin önünde oluyor, ama insanımızın tamamının işin ciddiyetini anlayabildiği söylenemez. Vatansever gözüken ama menfaat için ülkeyi uçuruma götürebilecek birileriyle hareket etmekten çekinmeyenler kol geziyor ortalıkta… İhsan, araya girerek:

Yani kısaca, 'Cumhurbaşkanımızın etrafında kenetlenelim, onu ve beraberindekileri çok daha yüksek oy oranları ile iş başına getirip, devlet ve millet için çalışmalarına devam etmelerini sağlayalım' demek istiyorsunuz, galiba?.. Gülümseyen Salih Bey:

- Hay Allah Teala razı olsun. Hislerime tercüman oldunuz. Ben de tam bunları söylemek istiyordum işte…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.