EKREM KIZILTAŞ

‘Hem ağlar hem giderim…’

Beraberinde Melih Bey'le, teravih sonrası sohbeti için Bahar Kıraathanesi'ne gelen Selim, köyden iki kişinin daha orada olduğunu gördü… Selam verip otururlarken Mehmet, Selim'e takıldı:

- Geciktiniz. Sizin hoca teravihi hatimle mi kıldırıyordu yoksa?.. Selim, gülerek cevapladı:

- Hayır, normal kıldırıyordu. Ben de sizinki jet hoca mıydı ya da teravihi sekiz rekat mı kıldınız diye düşünüyordum… Gülüşmeler arasında çayları dağıtan İhsan, misafirlerden bahisle:

- Zeki ve İsmet'le teravihte beraberdik. Sabah sohbetlerimizi merak edip duruyor ama fırsat bulamıyorlardı. Hiç değilse teravih sonrası yapacağınız sohbette olalım diye bizimle geldiler…

- Hoş gelmişler. Bu arada Melih Bey'i pek bilmediklerine göre onu da ben tanıtayım: Melih Bey, gazetecilik yapan bir dostumuz. Bu civara geldiğinde de mutlaka bizlere uğrar ve sohbetinden faydalanırız… Yeni katılanlardan Zeki, merakla sordu:

- Melih Bey ne tür çalışmalar yapıyor acaba?.. Melih Bey, cevap verdi:

- Serbest çalışıyor, daha çok dosyalar hazırlıyor ya da belirli isimlerle röportajlar yapıyorum. Bu ara deprem bölgesine yoğunlaştım, mesela… Yeni gelenlerden İsmet:

- Deprem bölgesine çok gidiyorsunuz o zaman. Durumu özetlemeniz gerekse ne diyebilirsiniz?..

- Durum, yaşanan hakikaten çok şiddetli iki deprem sebebiyle asrın hatta asırların felaketi ile karşılaştığımız şeklinde özetlenebilir. Ben ilk günden itibaren bazılarına birkaç kez olmak üzere değişik şehirlere gitme imkanı buldum. Geldiğimiz aşamanın özeti de devlet millet kaynaşmasıyla bütün yaraların sarılmaya çalışıldığı ve bunda büyük bir mesafe aldığımız… Söylenenleri dinleyen Zeki, pek tatmin olmamış gibiydi:

- Deprem bölgesine ilk anda müdahale edilemediği, askerin sahaya geç indiği, arama kurtarma çalışmalarının çok da başarılı olmadığı, geçen süreye rağmen hala sıkıntılar yaşandığı, çadır ve konteyner eksiği olduğu gibisinden sözler ediliyor. Buna ne dersiniz?.. Melih Bey, sabah sohbetlerine katılan bazı meraklılara alışkındı ama ilk defa gördüğü İsmet'in, olumsuz algılar için çabalayanların yalanlarını dile getirmesine şaşırmıştı… Çayını yudumlarken hızla İhsan'ın, Mehmet'in, Remzi'nin ve Mustafa'nın yüz ifadelerine göz gezdirdi. Bıyık altı gülümsemeler, durumu kavramasına yetmişti:

- Söylediğiniz şeyleri ben de ilk günden itibaren duyuyorum. Ama sürekli gidip gelme yanında hemen her gün bölgede faaliyet gösterenlerle görüştüğüm için bunların çoğunun yalan hatta kuyruklu yalan olduğunu biliyorum… İsmet, yorumunda kararlı gibiydi:

- Siz yalan diyorsunuz ama, askerlerin sahaya geç davet edildiği konusunda ısrarlı olanlar çok. Hem hala çadır probleminden bahsedenler var… Masadakilerin gülümsemelerinin manasını iyice kavrayan Melih Bey:

- Hangi TV kanallarını izlediğinizi tahmin edebiliyorum şimdi. Tabii ki sizin bileceğiniz iş, ama barınma konusunda, çadırlardan konteynerlere ve prefabrik konutlara geçişin başladığı ve bayrama kadar tamamlanacağı açıklanırken, birkaç kişiyi tahrik ederek bireysel çadır ihtiyaçlarının karşılanmadığı haberi yapmak, hiç şık değil. Aynı zihniyetin, 11 ili vuran depreme geç müdahale edildiği yalanları ise tek kelimeyle iğrenç... Muhataplarına bakan Melih Bey, sözlerini sürdürdü:

- Depremin üzerinden birkaç dakika geçmeden Cumhurbaşkanımızın bölgedeki valileri ve belediye başkanlarını aradığını biliyoruz. Hatay, Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş ve her yerde ayakta kalabilmiş herkesin ve bu arada çevredeki askeri birliklerin sahaya inişinin sadece dakikalar aldığını da. İlk günlerin yoğun telaşında birilerinin bütün bunlarla ilgili yalanlar uydurmaları kolaydı. Ama kamera kayıtları ve benzeri deliller sahaya geç inildiği ve benzeri iddiaların tamamının yalan olduğunu gösterdi. Gerçekleri gözlerden gizlemek için yalan haberler yapanları anlıyorum ama bu yalanlara inanmaya bu kadar düşkün olanları aklım almıyor doğrusu… Tavrı biraz sertleşen Melih Bey, sözlerine devam etti:

'Altılı Masa belediyeleri bölgede yok!..'
- İlçeleri ve köyleriyle 11 ilimizde yıkılan bina sayısı 291.225!.. Bu, şikayet edilmemesi için 291 bin binada aynı anda birer arama kurtarma ekibi bulunması demek. Böyle bir şeyin mümkün olmayacağını çocuklar bile bilir. Hava şartları ve yolların durumuna göre devletimizin ve milletimizin bölgeye akın ettiğini ve ilk günden beri hakikaten dünyaya parmak ısırtan bir sürecin yaşandığını biliyoruz. Görünüşte Cumhurbaşkanımızı ve Hükümetini ama esasında devletimizi hedef alanı birilerinin sürekli olarak yapılanları kirletmeye ve itibarsızlaştırmaya çalıştıklarının da farkındayız… İhsan gibi Mustafa, Mehmet, Remzi ve Selim de Melih Bey'in sinirlendiğini anlamışlardı… Melih Bey konuşmasını sürdürdü:

- Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, MHP lideri Devlet Bahçeli ve BBP lideri Mustafa Destici ile defalarca deprem bölgesine gittiğini ve her gidişinde acılarını paylaştığı insanımıza yeni müjdeler verdiğini, biliyoruz. Yıkılan yüz binlerce konutu bir senede yapma sözü veren bir Cumhurbaşkanımız var, hamdolsun. Kimse de yapamaz diyemiyor farkındaysanız. Bölgede gitmediğim yer kalmadı. Gördüğüm tek şey, AK Partili belediyelerin ve benzer zihniyetteki sivil toplum kuruluşlarının cansiperane çalışmaları. Başta CHP olmak üzere deprem bölgesine sadece fotoğraf çektirmek için gidenler ise yapmak yerine yapıyormuş gibi davranıyorlar. Keşke bölgeye hizmet için onlar da ellerini taşın altına koysalardı. Havaları çok ama icraat sıfır… Çayından bir yudum alan Melih Bey, devam etti:

- Kimse kusura bakmasın. Millet, memleket ve devlet için değil, üzerimize alçakça hesapları olanlar için çalışan ve terörle bağlantısı herkesçe bilinen bir parti ile iş birliği yapanlarla beraber olanların iddiaları ile kaybedecek vakti yok bu ülkenin… Melih Bey'in söylediklerinden rahatsız olduğu anlaşılan Zeki, itiraz etti:

- Neden böyle diyorsunuz ki? O masadakiler de memleketimizi ve milletimizi düşünüyorlar… Melih Bey, gülümsedi:

- Mensubu oldukları ittifakın çıkardığı aday ile ilgili zehir zemberek sözler eden ve sonra hiçbir şey olmamış gibi davranan Yavuz Ağıralioğlu'nun partisindensiniz belli ki. Ağıralioğlu'nun, masaya terörün gölgesinin düştüğünü ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun iktidar olmasının milletimiz için tehlikeli olduğunu söyledikten sonra orada bulunması nasıl yanlışsa, hala o partinin peşine gitmeniz de sizin yanlışınız. Söylediklerimin doğru olduğunu biliyor ama benimle laf yarıştırmaya kalkışıyorsunuz bir de… Melih Bey, devam etti:

- CHP'yle hareket edenler, teröre karşı olduklarını söylüyor, ama terörle bağlantısı açık bir parti ile yol yürüyorlar. HDP, cumhurbaşkanı adayı göstermedi, malum. Dolayısıyla, ne kadar inkar edilse de masada olduğu artık net. Doğru olup olmadığına bakmadan aldıkları emirleri yerine getiren parti yöneticileriniz sizi de zorluyor. Siz de neler olup bittiğini düşüneceğinize, benimle ve arkadaşlarınızla laf yarıştırmaya çalışıyorsunuz!.. Artık devreye girmesi gerektiğini düşünen İhsan:

- Zeki ve İsmet kardeşlerim. Depremin ilk gününden beri koşuşturup duran Melih Bey'in söyledikleri pek hoşunuza gitmemiş olabilir. Ancak kızmayıp, üzerinde düşünmenizde fayda var. İkinizle de zaman zaman şakalaşır ve bazı şeyler söyleriz. Ama şu anda durum çok ciddi. Sizin ardından gittiğiniz partinin, HDP'nin dümen suyuna giren CHP'nin kuyruğuna takıldığı, çok net. Bununla ilgili bahaneler uydurmanın anlamı da yok. Ağıralioğlu'nun durumu da partinizin politikalarını değiştirme şansınız olmadığının göstergesi… Mehmet, gülümseyerek araya girdi:

- Sadece Ağıralioğlu değil, masada bulunan diğer partiler de aslında 'hem ağlar hem giderim' diyorlar. Aynını diyecekseniz, siz bilirsiniz. Ama gidilen yolun yanlışlığını da anladınız herhalde... İhsan çayları yenilemek üzere kalkarken, Zeki ve İsmet derin düşüncelere dalmış gözüküyorlardı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.