‘Mücahit’ iftirası!..

Adaylarının kim olacağı muhabbeti ile kamuoyunu aylarca meşgul eden Altılı Masa ile ilgili konuşulabilecek başka şey olmadığı için, şimdi o cenahta bundan böyle çıkabilecek tartışmalar gündemde.

AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın yaptıklarının yapacaklarının teminatı olduğu, cümlenin malumu. Başta depremle ilgili gelişmeler olmak üzere içinde bulunduğumuz durum gösteriyor ki, sadece yapacaklarını vadeden ve vadettiklerini de yapan AK Parti iktidarının bundan sonra da devam edebilmesi hakikaten çok önemli.

Benzemezlikleri yanında uyumsuzlukları ile bilinen Altılı Masa partileri, referans alınacak icraatlar açısından oldukça zayıf bir yapı. Masada olup da yerel yönetimlerde temsil edilen iki partinin 'başarılı' oldukları rivayet edilen belediye başkanlarının karneleri bile kırıklarla dolu.

Uzun bir süredir CHP tarafından idare edilen İzmir ve benzeri yerlerin seçmenlerinin 'kanalizasyon karışmış su içer yine CHP'ye o veririm' tavrı, malum. Algılarla bulundukları yerlere gelen ve çalışmaktan hiç hoşlanmadıkları anlaşılan İBB ve ABB başkanları ise bundan sonraki yolculuklarını da algılarla yürütme kararında.

İki büyükşehir belediye başkanının cumhurbaşkanı yardımcılığı bir taviz değil de ödül ise bunun başarısızlığa verilen bir ödül olduğunu söylemek gerek. Birisi kentsel dönüşüm için 5 yılda 100 bin konut vadedip, 4 senede bin tanesini bile yapamamasıyla biliniyor. Öbürü de söz verdiği 58 km. metro sorulduğunda 'projesini yapmamışlar' diyebilecek kadar başarılı (!).

Hedefleri ya da idealleri gerektirdiği için değil sadece AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan husumetiyle masaya katılanlar, işin en tuhaf tarafı. Siyasete bir dava olarak değil adeta bir oyun gibi bakan ve yüzde yüz benzedikleri AK Parti'ye düşmanlıkları yüzünden yüzde bir bile benzemedikleri CHP'nin liderini dindar mensuplarına 'mücahit' diye yutturmaya kalkışanların davranışı ise iğrenç!..

İsmet İnönü'nün bir miting sonrası, 'burası dindar bir şehirdi, keşke birkaç dini kelam etseydiniz' diyenlere, 'ayrılırken Allah'a ısmarladık dedik ya!' dediği, meşhurdur. Berat Gecesi Saadet Partisi Genel Başkanı tarafından adaylığı ilan edilen Kılıçdaroğlu'nun 'haydi bismillah' demesini mücahitliğine delil gösterenler ise savrulmanın boyutlarını gösteriyor.

Ülkemizde ve hatta Avrupa'da, CHP lehine propaganda yapabilmek için şehir şehir gezip, cami cemaatine 'Kılıçdaroğlu'nun dindarlığını' anlatanlar türediğine dair bilgiler var. Kendilerini akıllı başkalarını sersem zannettikleri anlaşılan bu kifayetsiz muhterislerin, hatalarının büyüklüğünü ne zaman anlayacaklarını bilemeyiz. Ama başta mücahit yakıştırması olmak üzere, söylediklerinin Kılıçdaroğlu'na alenen iftira olduğu çok açık!..

Hayatını inananlara zulmetmeye adamış birisine 'mücahit' demek, hakikaten iftiradır çünkü…