Soranlar hariç herkes orada!..

Sakallılar diyerek küçümsemeye çalıştıkları dindarların sivil toplum kuruluşlarını deprem bölgesinde görmedikleri yalanını pazarlamaya çalışanlar, bölgede değiller ve gitme niyetleri de yok!..

Haklarında olumsuz algılar oluşturmaya çalışılan onlarca sivil toplum kuruluşunun daha ilk günden itibaren bölgede olduğu, herkesin malumu. Büyük yıkımların yaşandığı illerimiz ve ilçelerimizin çeşitli mahallelerine ve köylerine dağılmış bir şekilde hizmet gördükleri de.

Anadolu Ajansı'nca hazırlanan bölgede hizmet veren STK'larla ilgili infografik, iyi niyetle bilgi sahibi olmayı isteyenler için faydalı bir kılavuz. AFAD koordinasyonunda hizmet veren onlarca kuruluşun logolarının bir arada bulunduğu o tablo, ülkemizin birlik ve beraberliğinin sembolü.

Mutlaka çeşitli eksikleri de olan o listedeki bazı kuruluşlar şunlar: Kızılay, İHH, TÜGVA, TÜRGEV, Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, Beşir Derneği, Ahbap, Önder, Kadem, Türkiye Teknoloji Takımı, AKUT, Hasene, Cansuyu, AGD, İnsan Vakfı, Deniz Feneri, Okçular Vakfı, İsmailağa Derneği, Sadakataşı, Yeryüzü Doktorları, Yardımeli, Türkiye Diyanet Vakfı, Hayrat Yardım, Birlik vakfı, Safa Vakfı, Verenel Derneği, ADD, İDDEF, Ribat, 15 Temmuz Derneği, şule Yüksel Şenler Vakfı, Mirasımız ve daha niceleri…

Bunlardan bazıları bölgenin belirli noktalarında, Kızılay ve İHH başta olmak üzere birçoğunun da bölgenin hemen her noktasında hizmet verdikleri biliniyor. Daha önce yoğun bir şekilde arama kurtarma faaliyetleri ile uğraşan kuruluşlar, şimdilerde barınma, beslenme ve diğer insani ihtiyaçlar için seferber.

Söz konusu kuruluşların mensup ve gönüllüleri ile bölgede verdikleri hizmetin lojistik tarafı ise nerdeyse bütün ülke hatta dünya sathına yayılmış durumda. Yüz binlerce insanın barınacakları çadır ve konteynerlerden başlayıp ısınmaları, giyimleri, yeme içmeleri, temizlik ihtiyaçları gibi konularda ilgili kuruluşların merkez ve şubelerinde insan üstü bir gayret sarf edildiği ve bölgede ihtiyaç hissedilen her şeyin kesintisiz bir şekilde akması için çalışıldığı malum…

Bütün bunlar ve daha fazlası olup biter ve devlet millet kaynaşmasının en güzel örnekleri verilirken, bunları kirletmek ve itibarsızlaştırmak için çalışanların hedefinin moralimizi bozmak olduğu, artık herkes tarafından biliniyor.

Felaketin hemen ardından devletin hemen harekete geçtiğini ve ağır yıkım sebebiyle yerel imkanları tamamen kaybolan şehirlere en kısa sürede ulaşabilmek için ciddi bir gayret gösterildiğini biliyoruz.

Deprem sabahı saat 05,30'da uluslararası acil yardım çağrısı yapan devletimizin geç hareket ettiğini iddia edebilenlerin aklından şüphe edileceğini bir kenara not etmek edelim.

Siyasi rant hevesi ile yalanlar üretenlerin milletimiz nezdindeki azıcık itibarlarını da kaybettiklerini bilmelerinde fayda var…