EKREM KIZILTAŞ

Yediğimiz ayazı unutmayız…

Deprem yayınlarını izleyen ekibin yanına geldiğinde Melih Bey'in de orada olduğunu görünce sevinen Selim, selamlaşma faslı bitince ilk soruyu sordu:

- Melih Bey, 15 gündür sabahları buluşup, geç saatlere kadar burada kalıyoruz. Gözlerimiz bazen üzüntüden bazen de sevinçten yaşarıyor. Ama bazen de sinirden televizyonu kıracak hale geliyoruz. Yalan olduğu kısa sürede anlaşılan bir sürü iddia dolaştırıyorlar ortalıkta.

Suriyelilerin Fenerbahçe tırını yağmaladıkları, Samandağ'da yağma yaptıkları, KYK yurtlarına yerleşip nargile içip eğlendikleri, TSK'nın arama kurtarma çalışmalarına katılmadığı, enkazdan ilk olarak AK Partililerin çıkarıldığı… ilk aklıma gelenler… Sözü alan İhsan, devam etti:

- Bunlar ve benzerleri ne ise. Ama mesela tam kurtarma çalışmaları yapılırken, Hatay Yarseli Barajı'nın çatladığı iddiasını yayıp belki birçok insanın ölümüne sebep olanlar da var… Remzi ilavede bulundu:

- Malatya Kızılay kan Merkezi'nin yıkıldığı, Adana Havalimanı'nın uçuşlara kapatıldığı, AFAD'ın akşam saatlerinde 8.5 şiddetinde deprem beklediği, Kahramanmaraş'ta yanardağ patladığı, hasar gören Mersin Şehir Hastanesi'nin boşaltıldığı, Atatürk Barajı'nda çatlaklar oluştuğu da yalanlar arasındaydı… Arkadaşlarını dinleyen Selim, Melih Bey'e dönerek:

- Sürekli olarak yalan söyleyen ve doğrular açıklandığında yüzü bile kızarmayan bu güruh da bizim vatandaşlarımız… Söyler misiniz Melih Bey, bu alçaklıkları nasıl yapabiliyorlar?.. Melih Bey:

- Maalesef haklısınız. Yalanlarla her zaman başımız dertte idi ama Kahramanmaraş'taki depremlerden sonra işin cılkını çıkardılar. Bu, depremi fırsat gören içimizdeki teslimiyet yanlılarının ne kadar alçaklaşabileceklerini gösteriyor. Milyonlarca insanı etkileyen ve enkaz altından çıkarılan on binlerce kişiden sonra arama kurtarma çalışmaları sürerken bile melanetlerini sürdürdüklerine göre, bu alçak zihniyet kök salmış durumda… İhsan, düşünceli bir şekilde sordu:

- Bu durumda, bu melanetleri yapan ve iyi niyetli olmadıkları anlaşılanlardan hesap sorulmayacak mı?..

- Tabii ki sorulacak ve sorulmaya başlandı da. Şu anda birçok kişi ile ile alakalı soruşturmalar sürüyor ve tıpkı bölgede yağmacılık yapan bazı alçaklar gibi bunlardan bazıları da tutuklanmış durumda. Bazıları sonradan kaldırılsa bile yazılıp çizilenlerin, devletin ilgili birimleri tarafından kaydedildiği ve hesabının da bir gün mutlaka sorulacağı, çok açık.

- Doğru eleştiriye can kurban ama makul eleştirilerin yanında birilerinin çok açık bir düşmanlığı söz konusu. Deprem sabahından itibaren devletin sahada olmadığı iddiaları ile başlayıp arama, kurtarma ve yardım faaliyetlerinin yapılmadığına kadar bin bir türlü yalan bu kapsamda. Depremin sabah dört sularında olduğu ve mesela İçişleri Bakanımızın saat dokuzda vardığı Kahramanmaraş'ta arama kurtarma çalışmalarının saat 9.30'da başladığı herkesçe biliniyor oysa… Mustafa:

- Aynı saatlerde depremin vurduğu hemen her ile bakanlardan en az birinin ulaştığı ve çalışmaların başladığı da…

- Doğru. Depremin hakikaten çok büyük ve bu durumda ilk müdahaleyi yapması gerektiği düşünülen ekipleri de deprem etkilemiş durumda. Birinin başına bir şey geldiğinde yardıma koşacak diğer illerin de yıkıntıya uğramış olması, bir başka zorluk. Hava durumu, yolların ve havaalanlarının tahribi ve benzeri durumlar da cabası. Durum anlaşılır anlaşılmaz ülke çapında ciddi bir hareketlilik yaşanıp bölgeye ciddi bir akış yaşandığı da hepimizin bildiği bir şey… Melih Bey, çayını yudumladıktan sonra sözlerine devam etti:

Devlet ve millet olarak verdiğimiz imtihan!
- Uzun uzun konuşmak, anlamsız. Cenab-ı Hakk'ın lütfu ile olmaz diye düşünülenler oluyor ve 13 gün sonra bile canlı insanlar çıkarılabildi, çıkarılıyor. İlk günün şaşkınlığı sayılmazsa; deprem sürecinde devlet ve millet olarak imtihanı en iyi şekilde verdiğimizi söyleyebiliriz. Bu arada dünyanın yaklaşık yüz ülkesinden çeşitli yardımlar geldiğini de unutmamak gerek… İhsan, mırıldanır gibi konuştu:

- Hakikaten yahu!.. Düşünsenize Yunanistan'dan ve hatta Ermenistan'dan bile ekipler geldi… Melih Bey, sözlerini sürdürdü:

- Şimdi en önemli meselemiz, mağdurların güvenli ortamlarda misafirlikleri. Arama kurtarma çalışmalarının sona ermesi ile enkaz kaldırma işlemlerinin tamamlanması ve tabii ki ardından sıra Cumhurbaşkanımızın açıkladığı yıkılan evlerin yerine yenilerinin yapılması ile alakalı çalışmalara geliyor… Remzi, sordu:

- Bölgede yeni yapılanma güvenli olur mu acaba?..

- Neden olmasın ki. Birileri durmadan aksini iddia etse de yıkılan binaların çoğu 1999 depremi öncesi yapılanlar. Az sayıda yeni bina da yıkılmış tabii. Bunlardan yapısal eksikliklerin mi yoksa zeminin mi sorumlu olduğu araştırılıyor. Ancak, bölgede TOKİ'nin inşa ettiği 135 bin dairede herhangi bir sıkıntı olmadığı biliniyor. Demek ki gerek zemin ve gerekse yapı konusunda her şey gerektiği gibi yapılmış. Şimdi yeni yapılacak on binlerce bina TOKİ tarafından yapılacak ve Çevre Bakanlığı elemanları bu iş için zemin tetkiklerine başlamış durumda. Mart'ta da ilk temeller atılacak… Mustafa, televizyonlarda yapılan yardım programını hatırlattı:

- Televizyonlardaki Tek Yürek programı bu açıdan hakikaten ümit vericiydi…

- Evet, 115 milyar liralık yardımın toplandığı bu program vesilesiyle, milletimizin yardımlaşma konusunda çok hassas olduğunu ve herkesin yardım konusunda elinden geleni yapacağını bir kez daha görmüş olduk.

- Depremin üzerinden 13 gün geçtikten sonra bile yalanlarını sürdürmeye devam edenlerin de bu milletin ve bu devletin, ne kadar ağır olursa olsun her türlü felaketin üstesinden gelebileceğini anlamış olmaları gerek. Ancak herhalde emir aldıkları ya da aidiyetleri öyle gerektirdiği için, yaptıklarının bir şeye yaramadığı ve yaramayacağı ortaya çıktığı halde melanetlerini hala sürdürüyorlar… Melih Bey, soluklanarak sözlerini bitirdi:

- Şimdi netice olarak söylenebilecek olan ise şu: Bu büyük badireyi de Allah'ın izniyle atlatırız. Halen ısrarlı bir şekilde melanet peşinde olanların da kurdun kışı bir şekilde geçireceği ama yediği ayazı asla unutmayacağını hep akıllarında tutmalarında fayda var… Nefesini tutmuş ve dudakları kıpır kıpır bir şekilde gelişmeleri izleyen insanımız, kimin ne yaptığının ve tabii ki ne yapmadığının farkında… Önce devletimiz ve sonrasında milletimiz tarafından bütün bu alçaklıkların hesabının sorulacağından kimsenin zerre kadar şüphesi olmamalı!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.